"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1023 E., 2022/1993 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/417 E., 2018/1104 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanma ve fer' ilere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde; kadının evi terk ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde; erkeğin ailesinin evlilik birliğine müdehalede bulunduğunu, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, davacı erkeğin kendisini evden kovduğunu, sonrasında babası ve kız kardeşi ile aileme kendisini boşayacaklarını söylediklerini, sonrasında köyün camisine giderek kendisini bütün köye rezil ettiklerini, erkeğin üzerine yürüdüğünü, adi, şerefsiz vb. kelimelerle hakaret ettiğini, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, maddî ve manevî haklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı kadın vekili 25.12.2018 havale tarihli beyan dilekçesi ile tazminat taleplerinin 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî olduğunu beyan etmiş, ayrıca müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir, 750 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına yönelik aşağılayıcı hareketleri olup, ailesi ile eşi arasında denge kuramadığı, ilk zamanlardan itibaren ailesinin evine gitmesini ifade eder sözlerinin olduğu, davacının kızkardeşinin de tarafların evliliğine müdahaleleri olup buna engel olacak tedbirleri almadığı, memleketine gittiklerinde eşini ailesinin evine yolladığı sonrasında çağırmasına rağmen bu kez kadının ortak haneye dönmediği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu durumun oluşmasında davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise az kusuru olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri konusunda usulune uygun süresinde yapılmış bir talep olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 3.000,00 TL maddî ve 3.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadın yararına nafakaya hükmedilmemesi ve tazminatların miktarları yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin dilekçeler aşamasında delil bildirmediğini, davanın reddi gerektiği, boşanma kararı kesinleştiğinden yanılgıya değinilmekle yetinildiği, kusursuz kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yerinde ve miktarlarının uygun olduğu, eşlerin geçimlerine ilişkin tedbirlerin mahkemece talep olmasa dahi karar verileceği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, davalı kadın yararına dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili; müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadın yararına tazminat koşulları oluşmadığını, davalarının tüm talepleri ile kabulü gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ile tedbir nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.