Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4213 E. 2024/1143 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylar ve kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosyadaki tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, yerel mahkeme kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1806 E., 2023/151 K.

DAVA TARİHİ : 16.01.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/34 E., 2021/194 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davayı cevap dilekçesinde özetle; kadın ve ailesinin, evliliğin ilk gününden tartışma ve kavga çıkardıklarını, kadının hakaretler ettiğini, annesinin de müvekkilini ve ailesini söz ve davranışlarıyla aşağıladığını, babasını çağırıp darp ettirdiğini, maddî olarak karşılayamayacağı şeyleri ısrarla istediğini, baskılar sonucunda müvekkilinin bayıldığını, hastane dönüşünde müvekkiline, kadının annesi, babası ve kardeşinin birlikte şiddet uyguladıklarını, müvekkilinin annesi, babası ve kardeşine de saldırıp hakaret ve tehdit ettiklerini, 2015 yılında "yakışmıyorsun, utanıyorum, hayvanlar gibi kokuyorsun" dediğini, kardeşinin tehdit ettiğini, son 4-5 yıldır müvekkiline karşı eş olarak görevlerini yapmadığını, ütü ve çamaşır yıkamadığını, ayrı odalarda yatıp müvekkiline yanaşmadığını, yemek yapmadığını, çocuğu da müvekkiline karşı doldurduğunu, şiddet uyguladığını, ruh sağlığının bozuk olduğunu, "bana bir ev alın, bir de tazminat ödeyin boşanayım, yoksa oğlunuzu sürekli evden attıracağım" dediğini ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığından üzüntü sonucunda alkol komasına girdiğini, erkek eşin babasının müvekkiline küfürler ettiğini, hayvancılıkla uğraştığından her yere pire götürdüğünü, ortak çocuğu ve müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, yemekleri beğenmediğinden çöpe döktüğünü, alkol bağımlısı olduğunu, ortak çocuk ile ilgilenmediğini, hakaretler ettiğini, annesinin de şiddet uyguladığını ve erkek eşin müvekkilini korumadığını, 2018 yılında çocuğu bir odaya kapatarak, eline silah vererek, alkolün de etkisiyle "ya babaannenin, dedenin elini öpeceksin ya da şimdi burada beni öldüreceksin" diyerek çocuğa psikolojik baskı uyguladığını, cenaze ve düğün gibi törenlerde müvekkilini yalnız bıraktığını, müvekkilini sürekli evden kovduğunu, psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederek; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ortak çocuğunun velâyetinin müvekkiline verilmesine, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 100.000,00TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve mal rejimi tasfiyesi taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, tarafların evliliklerinin ilk zamanlarında dahi aralarında problemler olduğu, daha sonraki süreçte bu problemlerin giderek arttığı, problemlerin büyük bir kısmının maddî konulardan ve alkol kullanımı sonucunda ortaya çıkan problemlerden olduğu, erkeğin evliliğin ilk zamanlarda gerçekleştiğini iddia ettiği söz ve hareketlerin af kapsamında değerlendirildiği, kadın eşin sürekli fiziksel şiddet uygulandığı, davacı erkeğin sürekli alkol kullandığını, alkol kullanımı neticesinde ehliyetine el konulduğunu, psikolojik şiddet uyguladığı yönünde iddialarda bulunulmuş ise de bahsi geçen olaylar ve sözleri süresi içerisinde dava konusu yapmadığından af kapsamında değerlendirildiği, boşanmaya sebebiyet veren en son olaylarda kadının çalışmak istediğini söylemesi üzerine davacı erkek eş karşı çıkmış nihayetinde sözlü tartışma büyümüş ve erkek eş evdeki eşyalara zarar vermiş, sonrasında kadın kendisini korumak amacıyla odaya kilitlemiş, davacı erkek bunun üzerine diğer odalarda bulunan mutfak dolabı ve balkon camını parçalayarak kadının üzerine evin dış kapısını kitleyerek evden uzaklaşmış olduğu, gerçekleşen durum karşısında erkek eşin, kendisini kaybederek ev eşyalarına zarar verdiği, eşinin üzerine yürümek suretiyle şiddet uyguladığı; kadının ise, evlilik birliği görevlerinden olan erkeğin kıyafetlerini yıkamasında yardımcı olmadığı evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin kadına oranla daha fazla kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, çocuğun anne yanında yaşıyor olması, yaşı, boşanma gerekçesi ve uzman raporları nedeniyle ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının, 16.02.2021 tarihi itibariyle 100 TL artırılarak 500 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının mal rejimi tasfiyesine ilişkin talebinin tefrik edilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin dava dosyasında ve ceza mahkemesi kararında olmayan iddiaları gerekçede belirttiğini, eşyaya zarar verme ve kapıyı kilitleyip gitmenin olmadığını, kolluk güçlerinin eve gelmediğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, davalının çocuğu babasına karşı kötülediğini, çocuğun da inşallah ölürsün de kurtuluruz dediğini, dedesi ve babaannesine de küfür ettiğini, kendi davasının tümden kabulü, kadının davasının tümden reddi gerektiğini beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline yüklenen kusuru kabul etmediklerini, erkeğin de çamaşır makinesine çamaşırını atıp, tuşa basıp çamaşırını yıkayabildiği halde bunun müvekkiline yüklenmesinin haksız olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu beyanla nafakaların ve tazminatların az olduğunu, nafakalara artışa hükmedilmesi gerektiğini, asıl davanın kabulü, karşı davada tazminat ve nafaka miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili katılma talepli temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu erkek eş tarafından müvekkil kadına yönelik davadaki iddialarından bağımsız, istinaf incelemesi aşamasında iddianın genişletilmesi yasağına aykırı şekilde ortaya atılan ve gerçeği yansıtmayan bir takım iddiaları kabul etmediklerini, nafakalar için yıllık artış oranı yönünden değerlendirme yapılmadığını beyan ederek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile nafakalara artış uygulanmaması yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının ve erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminata ve nafakalara hükmedilme koşulları oluşup oluşmadığı, var ise miktarlarının uygun olup olmadığı, süresinde usulüne uygun şekilde nafakalara artış talebi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.