"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1573 E., 2023/270 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/12 E., 2022/56 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açıan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların bir çok kez yaşadıkları problemler sonrasında davalının müşterek konutu terk ederek babasının evine gittiğini, kavga ettiğini, davalının evlilik içinde yaşanılan her türlü olayı kendi ailesiyle paylaştığını ve sır saklama yükümlülüğüne uymadığını, davalının kendisine "sen erkek misin, senin gibi erkek olmaz olsun" gibi cümleler söylediğini, kendisine ve annesine karşı ağır hakaret ve küfürlerde bulunduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına davacı-davalı lehine 50.000,00 TL manevî ve mal rejimi açısından da 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği içindeki kusurlu davranışların davacı-davalıdan kaynaklandığını, taraflar Eskişehir'e gelince eve haciz kağıtları gelmeye başladığını, düğünden sonra davacı-davalının tehdit ve hakaret içeren konuşmalarının artarak devam ettiğini, davacı-davalının lüks takıntısı bulunduğunu, kredi kartının limitini sonuna kadar doldurduğunu, biriken borçları ödemek için düğün altınlarının kullanıldığını, davacı-davalının yalan söyleme alışkanlığı bulunduğunu, yalan olduğu halde araba aldığını ve özel harekât komiseri olduğunu söylediğini, sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, ağır hakaret ve küfürler ettiğini, erkeğin annesi "o kızı bırak, sana araba alacağım" deyince kadını bırakıp gittiğini, en son kadını darp ettiğini, annesinin de tehdit ve hakaret ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 06.02.2020 tarih, 2018/900 Esas ve 2020/53 Karar sayılı kararı ile; her iki davanın kabulü, boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili boşanmanın fer’îleri yönünden istinaf ettiklerini beyanla, İlk Derece Mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adiye Mahkemesinin 19.01.2022 tarih ve 2020/344 Esas, 2022/128 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince yargılamanın 21.11.2019 tarihli celsesinde davalı-davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakası takdir edilmesine rağmen, nihai karar ile lehine tedbir nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına dair karar verilerek çelişki yaratılması, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmekle birlikte, boşanmanın fer'î niteliğindeki bu talep yönünden verilen red kararının gerekçelendirilmemesi, davalı-davacı kadının birleşen dava dilekçesinde, davacı-davalı erkeğin kullanımında olduğunu beyan ettiği ve davacı-davalı erkek üzerine kayıtlı olduğu anlaşılan ... .. .. no'lu gsm hattının hts kayıtlarına delil olarak dayanmasına ve İlk Derece Mahkemesi yargılamasının 26.09.2019 tarihli celsesinde bu delilin toplanmasına karar verilmesine rağmen, delil toplanmasına yönelik ara karar gereği yerine getirilmeksizin eksik araştırma ile karar verilmesinin doğru olmadığı, öte yandan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı sadece davalı-davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, kadının birleşen davası kapsamında verilen boşanma hükmü, birleşen davadaki yargılama giderleri ile erkeğin tazminat talepleri hakkında verilen kararların istinaf edilmeksizin kesinleştiği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin birleşen davada verilen boşanma hükmü ile birlikte sona erdiği, bu durumda erkeğin davasının boşanma yönünden konusuz kaldığı, ancak bu durumun kusur belirlemesi yapılması ve boşanmanın fer'îleri açısından hüküm kurulmasına engel olmadığı" gerekçesiyle, davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, istinaf edilmeksizin kesinleşen kadının birleşen boşanma davasının kabulü ve bu dava nedeniyle hükmedilen yargılama giderleri, vekâlet ücreti ile davacı-davalı erkeğin tazminat talepleri hakkında verilen hükümler hariç olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının kocasına "şapşal, gerizekalı" şeklinde hakaret içerikli beyanda bulunduğu, Balıkesir'de hoşlandığı birisinin olduğunu söylediği, kocanın yaptığı telefon görüşmeleri konusunda kadını bilgilendirmekten kaçınarak güven sarsıcı eylemde bulunduğu, tarafların barışmalarından önceki olayları karşılıklı olarak gündeme getirip tartışma ortamı yarattıkları ve tartışmanın büyümesinde karşılıklı anlayış ve hoşgörü göstermedikleri, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle, kadın tarafından açılan boşanma davasında verilen boşanma hükmünün kesinleşmiş olması nedeniyle, erkeğin konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin tazminat talebinin reddine, kadının davasında boşanma hükmü kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasının, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren kaldırılmasına, kadın lehine şartları oluşmadığından yoksulluk nafakası takdirine yer olmadığına, kadının tazminat taleplerinin eşit kusur nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur değerlendirmesini kabul etmediklerini, erkeğin boşanma davasının kesinleşmeden ... isimli kadın ile nişanlandığını, sadakatsiz davrandığını, kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasının kaldırılmasının usulüne uygun olmadığını, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminat koşullarının oluştuğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin kabulüne karar verilmesi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadından kaynaklanan kusurlu davranışların belirtildiği, ancak bu davranışlardan sonra tarafların barışma sağladığının ve fiili birlikteliğin devam ettiğinin açıklandığı, İlk Derece Mahkemesinin 2018/900 Esas, 2020/53 Karar sayılı kararı ile taraflara sadece "maddî sıkıntılardan başlayan tartışmaların, barışma ile sonuçlanan bu olaylar gündeme getirilerek, taraflarca büyütüldüğü, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları" şeklinde kusur yüklendiği anlaşıldığı, bu karara karşı sadece davalı-davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, bu durumda, kadın lehine usulî kazanılmış hak oluştuğu ve kadına yüklenen kusurlu davranışların ağırlaştırılamayacağı gözetilmeksizin, kadına "kocasına şapşal, gerizekalı şeklinde hakaret içerikli beyanda bulunma ve Balıkesir'de hoşlandığı birisinin olduğunu söyleme" kusurlarının yüklenmesinin doğru görülmediği, öte yandan, davacı-davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmamakla, erkeğe yüklenen kusurun kesinleştiği, ayrıca Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/461 Esas, 2021/196 Karar sayılı dosyası kapsamında yargılaması yapıldığı üzere, erkeğin kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı ve kadına hakaret eden annesinin bu davranışına kayıtsız kaldığının anlaşıldığı, erkeğin yaptığı telefon görüşmeleri konusunda kadını bilgilendirmekten kaçınarak güven sarsıcı eylemde bulunduğu, ayrıca tarafların her ikisinin de barışmalarından önceki olayları karşılıklı olarak gündeme getirip tartışma ortamı yarattıkları ve tartışmanın büyümesinde karşılıklı anlayış ve hoşgörü göstermediklerinin anlaşıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkek ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının kusur belirlemesine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin, açıklandığı şekilde düzeltilmesine, nafakanın boşanma kararının kesinleşmesine kadar devamına karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, davalı-davacı kadının reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerine yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile davalı-davacı kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, çalışmayan, kazancı ve malvarlığı bulunmayan, az miktarda yetim maaşı dışında gelir elde etmeyen, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda az kusurlu olan davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakası şartları oluştuğundan davalı-davacı kadın lehine toptan olarak ve bir defaya mahsus ödenmek üzere 10.000,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı-davacı kadının kusur belirlemesine ve reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerine yönelen istinaf istemlerinin kısmen kabulüne, sair hususlardaki istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkek eşin tam kusurlu olduğunu, kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu, kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar ve yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.