"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2022 E., 2023/367 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çatalca 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/59 E., 2022/552 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeği bir eş gibi kabul etmediğini, yine tarafların ailelerinin görüşmek için toplandığı bir ortamda kadının erkeğe hakaret edip "ulan sen dank değil misin, ulan sen adamlık yaptığını, sen şöylesin, böylesin" diyerek hakaret ettiğini, yine taraflar arasında kalması gereken mahrem konuları ulu orta söylediğini, özel konuları anlattığını, erkeği, eski eşi ile karşılaştırdığını, kadının müşterek haneyi terk ederek kendi ailesinin yanına gittiğini bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminat ile düğünde ve nişanda takılan takıların tamamının davacı erkeğe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik öncesinde ve sonrasında giderek artan geçimsizlik nedeniyle erkeğe ayrı eve çıkmak istediğini söylediğini, ancak erkeğin bu durumu kabul etmeyip" yaşıyorsan annemin yanında yaşayacaksın, yoksa kapı orada defolup gidersin" dediğini, taraflar arasındaki en büyük sorunlardan bir tanesi de erkeğin cinsel isteksizliği olduğunu, kocalık görevlerini yerine getirmediğini, taraflar arasında cinsel birliktelik yaşanmadığını, kadının bu duruma yardımcı olmak için rahatsızlığının ne zamandır beri devam ettiğini sorduğunda erkeğin " benim rahatsızlığım hep vardı, ben seninle zaten evlenmeyecektim, annemin zoruyla evlendim, zaten daha önce boşandığından dolayı annem seninle evlilik yapmamı istedi" diye açıklama yaptığını, doktorun ilaç verdiğini, ancak ilaca rağmen birlikte olmak istemediğini, kadına yönelik ağır hakaret içeren sözler söylediğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın faizi ile birlikte erkekten alınmasına yine kadına ait dilekçede belirtilen çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aksi halde misli ile iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeği başkalarının yanında küçük düşürecek şekilde konuşmuş olması nedeniyle erkeklik onurunu incitmesi, erkeğin ise; gelen ATK raporu uyarınca iktidarsızlık problemi olmadığı dikkate alındığında erken boşalma tedavisi yönünden gerekli özeni göstermediği bu nedenle kadının ağır kusurlu, erkeğin daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı-davalı ...'ın maddî tazminat talebinin reddi ile manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevî tazminatın karşı davalı ...'dan tahsili ile erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının nişan ve düğünde takılan takıların iadesi talebi yönünden bu talebin boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmaması ve bu talebe ilişkin harç yatırılmadığı dikkate alınarak bu hususta usulünce açılmış bir dava olmadığı dikkate alınarak bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava yönünden tarafların karşı davacı ... daha ağır kusurlu olduğundan maddî-manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, çeyiz eşyalarının iadesi talebi yönünden bu talebin boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmaması ve bu talebe ilişkin harç yatırılmadığı dikkate alınarak bu hususta usulünce açılmış bir dava olmadığı dikkate alınarak bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkek eşin tam kusurlu olduğunu, tedavi görmediğini belirterek kusur değerlendirmesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk derece mahkemesinin boşanma kararları yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmadığından asıl ve karşı dava yönünden boşanma kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiği,yine erkeğin istinaf kanun yoluna başvurmayarak kusurunun kesinleştiği gözetilmek suretiyle yapılan incelemede kadına İlk Derece Mahkemesince verilen kusurlu eyleminin sabit olduğu, dosya kapsamı itibariyle erkeğe eklenecek başkaca kusurlu eyleminin bulunmadığı anlaşılmakla tarafların eylemleri dikkate alındığında eşit kusurlu kabul edilmeleri gerekirken kadının ağır kusurlu kabul edilmesinin doğru görülmediği, davalı-davacı kadının kusura yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, tarafların eşit kusurlu sayılmalarına,kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile, bir defaya mahsus olmak üzere toptan 15.000,00 TL yoksulluk nafakasına, İlk Derece Mahkemesince, taraflar eşit kusurlu olmakla erkeğin, manevî tazminat talebinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin gerekçe değiştirilmek suretiyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı - davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğu, erkeğe hakaret ettiğini belirterek kusur,manevî tazminatın reddi,yoksulluk nafakası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166ıncı maddesi, 174üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 176 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına,
yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.