Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4224 E. 2024/3712 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmanın kabul edilip edilmeyeceği, kusur oranının tespiti, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile hukuk kurallarına uygun olarak hüküm tesis eden Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/92 E., 2023/195 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çankırı 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/500 E., 2021/617 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 2018 yılı Haziran ayından itibaren evlilik birliğinin tamamen ortadan kalktığını, o tarihten itibaren davalının müvekkiline ve iki çocuğuna karşı yükümlülüklerini yerine getirmekten imtina ettiğini, tüm kazancını kötü yaşam tarzına harcadığını, müşterek haneye gece geç saatlerde alkollü şekilde gelerek müvekkiline hakaret ve küfürler ettiğini, davalının 2018 yılının Haziran ayında işsiz kaldığını söyleyerek müvekkilini ve iki çocuğunu Tekirdağ'da kaldıkları evden çıkardığını, Tokat'ta kendi annesinin yaşadığı eve bıraktığını, ardından iş arama bahanesiyle Tekirdağ'a döndüğünü, bu süre zarfında müvekkilini ve ortak çocukları aramadığını, davalının abisi tarafından baskı gördüğünü, "bekleme sen artık burada Çankırı'ya dön, ... sizi almaya gelmeyecek, o Tekirdağ'da başka bir hayat kurdu" dediğini, bir süre sonra davalının müvekkilini arayarak, "sen Çankırı'ya evine git, ben gelmeyeceğim, beni bekleme" dediğini , akabinde uyuşturucu ve alkol tedavisi aldığını, son bir aydır hastanede yatırıldığını görüşmede itiraf ettiğini, sonrasında müvekkilinin Tekirdağ/Çorlu bayisinden alınan eşyalarını istediğini, davalının "onların hepsini sattım, o parayla da alkol ve uyuşturucu aldım" dediğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 2.000,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ev eşyalarının aynen iadesine ve teslimine, aynen iade ile teslimi mümkün değil ise ilerde artırmak üzere şimdilik 1.000,00 TL ev eşyalarının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istediğini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen süresinde davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının evlilik birliğinin yükümlülüklerinin yerine getirmediği, davacıyı ve çocuklarını bırakıp gittikten sonra yaklaşık 2 yıl boyunca arayıp sormadığı, ihtiyaçları ile ilgilenmediği, çocuklarının özel bakıma ihtiyaçları olduğu halde maddî ve manevî olarak yanlarında olmadığı hususlarının ispatlandığı, davalı tarafından davacıya herhangi bir kusur izafe edilmediği, kusur tespitinde ispatlanan olgular birlikte değerlendirildiğinde davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, davacının velâyet talebinin kabulü ile ortak çocukların velâyetinin annesine verilmesine, baba ile çocuklar arasında şahsi ilişki tesisine, davacının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının iştirak nafakası talebinin kısmen kabulüne, ara karar ile tarafların ortak çocukları ... ve ... için hükmedilen aylık 500,00'er TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde tedbir nafakasının iştirak nafakasına dönüştürülmesine, davacının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne, ara karar ile davacı için hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, eşya alacağına ilişkin davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyum olduğu, kusur tespitinin hatalı olduğu, kusur belirlemesi, davanın kabulü ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin eksik yapıldığı, kusur belirlemesi, Mahkemece takdir edilen tazminat miktarlarının, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarının az olması ve vekâlet ücreti yönünden, Mahkeme kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin belirlenen kusurlu davranışları yanında, müşterek konutun ev eşyalarının bir kısmını borcu için sattığı ve eşinin telefonlarını engelleyerek dışlayıcı davrandığı, kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf isteminin kabulü ile kusurun açıklanan şekilde düzeltilmesine, haksız çıkan taraftan alınacak olan vekâlet ücretinin de hazineye verilmesine karar verilemeyeceği, vekilin, baro tarafından atanmadığı, vekâlet ücretinin hazineye irat kaydına şeklinde karar verilmesi doğru olmadığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre takdir edilen iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuklar yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık ayrı ayrı 750,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, davanın kabulü nedeniyle kadın yararına maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, erkeğin tüm, kadının diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanmanın tümü yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tazminat miktarları, kadın ve ortak çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.