"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/259 E., 2023/506 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/546 E., 2021/823 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... ile vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 22.05.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, aşağıladığını, tehdit ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, erkeğin boşanmak istemediğini, ağır kusurlu eşin kadın olduğunu, kadının babasının, eşinin ölümü sonrasında alkol kullanmaya başladığını, pek çok adli vakaya sebep olduğunu, müvekkilinin bu aşamada hep kadının yanında ve destek olduğunu, müvekkilinin Ergenekon sürecinde görevinden uzaklaştırıldığını, psikolojisinin bu dönemde iyice bozulduğunu, saldırganlığının arttığını, bu dönemde müvekkilinin çocuklarına sahip çıktığını, kadının sık sık kendisine hakaret ettiğini, çocuklara da şiddet uyguladığını, müvekkilini aldattığını belirterek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların zina sebebiyle, mümkün olmaması halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına sözel ve fiziksel şiddet uyguladığı ve tehdit ettiğinin sabit olduğu, erkeğin bu davranışları ile ağır kusurlu olup kadına atılı bir kusur ispat edilemediği gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadının kendisi ve çocuklar için talep ettiği tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının reddine, kadın yararına yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının boşanma davasının kabulü, erkeğin boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 19.07.2019 tarihinde kadın tarafından el yazısıyla yazılmış olan dilekçeyi bizzat Mahkemeye ibraz ettiği, dilekçede;“Yukarıda esas numarası yer alan boşanma davasının eşim ile tekrardan değerlendirebilmemiz için davanın geri çekilmesini arz ederim, uzaklaştırma kararının kaldırılmasını arz ederim” şeklinde beyanda bulunduğu, erkeğin de boşanma davasını açtığı 22.07.2019 tarihinde kadın tarafından el yazısıyla yazılmış olan dilekçenin bizzat Mahkemeye ibraz edildiği, bu dilekçede ise; "19.07.2019 tarihli dilekçemde davalı eşim ... ile uzlaşma ihtimalinin olması umuduyla sayın mahkemenize boşanma davamın geri alınmasına ilişkin talepte bulunmuş olsam da, davalı ...’ın aradan geçen süre içerisinde şahsıma yönelik gerçekleştirmiş olduğu hakaret, tehdit, iftiraların özel hayatıma yönelik müdahalelerinin gerçekleşmiş olması, can güvenliğimin bulunmaması sebebi ile 19.07.2019 tarihli dilekçemde belirtmiş olduğum taleplerimin işleme konulmasını, davalı hakkındaki koruma talebinin aynen devamına, boşanma davasının kaldığı yerden devam etmesini saygılarımla arz ederim” şeklinde beyanda bulunduğu, 29.07.2019 tarihinde erkek vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçede; “kadının beyanının feragat niteliğinde olduğu, ancak bu beyanın mahkemece vazgeçme olarak nitelendirilmesi halinde vazgeçmeyi kabul ettikleri” ifade edildiği, bu aşamadan sonra İlk Derece Mahkemesince dilekçeler teatisi aşamasına devam edildiği, kadının 19.07.2019 tarihli dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 123 üncü maddesi kapsamında “davanın geri alınması” mahiyetinde olduğu, her ne kadar kadın tarafından sunulan 22.07.2019 tarihli dilekçe ile geri alınmadan vazgeçildiği ifade edilmiş ise de; 22.07.2019 tarihli dilekçede, davayı geri almanın erkeğin baskı veya tehdidi ile olduğuna dair bir ifadenin bulunmadığı, “aradan geçen sürede” erkeğin hakaret, tehdit ve iftiralarının olduğundan bahsedildiği, eş söyleyişle; davayı geri almanın baskı ve tehditle olduğunun iddia edilmediği, dava geri alındıktan sonra erkeğin bu tür eylemlerde bulunduğunun belirtildiği, ayrıca; kadının erkekten kaynaklanan baskı, tehdit gibi eylemlerle davayı geri alındığına dair bir delilin de dosyada olmadığı, gerçekleşen bu duruma göre; İlk Derece Mahkemesince, kadının asıl boşanma davasının davanın geri alınması ve bu geri alınmanın erkek tarafından kabul edilmesi sebebiyle 6100 sayılı Kanun'un 123 üncü maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğundan erkeğin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davanın kabulüne yönelik kısımlarının kaldırılmasına, kadının asıl boşanma davasının açılmamış sayılmasına, erkeğin boşanma davasının reddine yönelik istinaf talebinin incelenmesine gelince; İlk Derece Mahkemesince kadının kusurlu bir davranışının kanıtlanmadığı kabul edilmiş ise de; kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemlerde bulunduğu ve eşine hakaret ettiği hususlarının kanıtlandığı, ancak boşanma davasının devamı sırasında erkek tarafından kadına gönderilen ve inkar edilmeyen mesaj içerikleri, bu mesaj içeriklerini doğrulayan bir kısım tanık ifadeleri ile erkeğin 28.12.2021 tarihli son celsedeki beyanı hep birlikte değerlendirildiğinde, erkeğin boşanma davası açıldıktan sonra kadının tüm kusurlu davranışlarını affettiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığı, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesiyle erkeğin hükmün gerekçesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın gerekçesinin gösterilen şeklide düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin birleşen davasının reddine yönelik kısımlarının kaldırılmasına, erkeğin birleşen boşanma davasının gösterilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasında verilen açılmamış sayılması kararı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşılıklı boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin ve kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 123 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 161 inci madesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.6100 sayılı Kanun'un 123 üncü maddesine göre "Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir." Geri alma beyanı yenilik doğurucu nitelikte bir irade beyanı değildir. Başka bir ifade ile, 123 üncü maddedeki yasal düzenleme gereğince hüküm ve sonuçlarını açıklandığı anda doğurmaz. Bu irade beyanının hüküm ve sonuçlarını doğurması karşı tarafın kabul beyanına bağlanmıştır. Bu nedenledir ki davacı geri alma beyanından karşı tarafın geri almayı kabul edeceği ana kadar cayma (dönme) hakkına sahiptir.
2.Somut uyuşmazlıkta, davacı- davalı kadın 19.07.2019 tarihli dilekçesiyle davasını geri aldığını beyan etmiş, geri alma beyanı karşı tarafa ulaşmadan 22.07.2019 tarihli dilekçesiyle geri alma beyanından vazgeçtiği belirtmiştir. Davalı- davacı erkek, 29.07.2019 tarihli dilekçesiyle kadının geri alma yönündeki beyanını kabul ettiğini belirtmiş ise de; geri almayı kabul beyanı içeren dilekçesini Mahkemeye sunduğu tarih itibarıyla artık mevcut bir geri alma beyanı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın diğer istinaf sebepleri doğrultusunda incelenerek sonuca bağlanması gerekirken, geri alma müessesesinin hatalı yönde değerlendirilmesi sonucu davacı- davalı kadının boşanma davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının boşanma davası yönünden davacı- davalı kadın yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Leman'dan alınarak Serkan'a verilmesine ve yine 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Serkan'dan alınarak Leman'a verilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.