Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4292 E. 2024/2651 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve usule uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/714 E., 2023/82 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/192 E., 2019/572 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin kendisine ait kömür maden ocağı bulunan ve ticaret ile uğraşan bir iş adamı olduğunu, erkeğin üzerine kayıtlı taşınmazları muvazaalı olarak arkadaşına devrettiğini, mal kaçırdığını, müşterek çocuğun doğuştan işitme kaybı bulunduğunu, sürekli olarak bakıma muhtaç olduğunu, erkeğin kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığını, en son erkeğin 10.01.2017 günü kadının boğazını sıkarak kafasını masaya vurduğunu, hastaneden darp raporu alındığını, kadına psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, ortak arkadaşları yanında küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, müşterek çocuk yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 5.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, hükmedilen nafakaların yıllık TEFE/ÜFE oranında artış yapılmasına, 500.000,00 TL maddî tazminata, 500.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ekonomik durumunun son derece kötü olduğunu, ... San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin zarar ettiğini, kömür ocağının 2014 yılında kapatıldığını, işçi hakları, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan davaların devam ettiğini, SSK işveren prim borcu bulunduğunu, bu nedenle şirket banka hesaplarına haciz konulduğunu, yerli ve ithal kömür satışı işinden de zarar ettiğini, şiddetin iddia edildiği tarihte müvekkilinin İstanbul'da olmadığını, bir şirketin güvenlik uzmanı olarak İpsala' da yapımı devam eden inşaat işlerini denetlediğini, erkeğin, kadının kendisini evli ve çocuklu olan .... ile aldattığını öğrendiğini, bu konuda davacıya manevî tazminat davasının açıldığını, kadının eşinin maddî sıkıntılarını bilmesine rağmen sorumsuz harcamalar yaptığını,erkeğe hakaret ettiğini, işi bıraktığını, oğullarının işitme kaybı sorunu nedeniyle utandığını, öğrenilmesini istemediğini, aile sırlarını paylaştığını iddia ederek, açılan asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ya da ortak velayete karar verilmesine, 500.000 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesi, cevap ve karşı dava dilekçesi, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dinlenilen davacı- karşı davalı tanıklarının beyanlarından davalı- karşı davacının davacı- karşı davalıya fiziksel şiddet uyguladığının, davacıya hitaben "sen anlamazsın, sen bilmezsin" diyerek duygusal şiddet uyguladığının tespit edildiği, davalı- karşı davacı tarafça davacı- karşı davalının lüks harcamalar yaptığı, marka düşkünü olduğu, başka bir erkekle ilişkisi olduğu sadakatsiz davranışlarda bulunduğu iddia edilmiş ise de dinlenen tanık ....' nun beyanında davalı- karşı davacının 2015 yılında telefonla kendisini arayarak davacı- karşı davalının başka biriyle görüştüğünü söylediğini, tarafların evlerine ziyarete gittiklerini, önemli bir şey olmadığına ikna olduklarını, tarafların evliliklerine devam ettiklerini belirttiği, bu olaydan sonra davalı- karşı davacının evliliğe devam ettiği, birlik ruhuna göre hareket ettiği, affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı bu nedenle davacı- karşı davalıya kusur yüklenemeyeceği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında yatılı şahsi ilişki tesisine, ortak çocuk için dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 2.000 TL tedbir nafakasının 02.11.2017 tarihine kadar devamına, 02.11.2017 tarihinden itibaren tedbir nafakasının 1.000,00 TL artırılarak takdir edilen aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı için dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 1.000 TL tedbir nafakasının 02.11.2017 tarihine kadar devamına, 02.11.2017 tarihinden itibaren tedbir nafakasının 500,00 TL artırılarak takdir edilen aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakaların her yıl TEFE/ÜFE oranında artırılarak devamına, kadın yararına dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu beyan ederek ,kabul edilen maddi- manevi tazminat miktarı ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin eşinin kendisini aldattığını dava açmaya hazırlandığı sırada öğrendiğini, bu sebeple müvekkilin eşini affetmesi ya da hoşgörü göstermesi gibi bir ihtimalin kesinlikle söz konusu olmadığını, tarafların sosyal ve ekonomik durumu nazara alınmadan nafaka ve tazminatlara hükmedildiğini, kadının sadakatsiz davranışının ispatlandığını, erkeğe kusur yüklenmesinin doğru olmadığını, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyan ederek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, aleyhe hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, karşı davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek maddî- manevî tazminat miktarı ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca annenin yanında büyümesinin çocuğun gelişimi yönünden sakıncalı olacağını beyan ederek, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile miktarları, kabul edilen maddî ve manevî tazminat ile miktarları, reddedilen manevi tazminat, velâyet yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının eylemlerinin erkeğin affı kapsamında olup olmadığı, kadına yüklenecek kusur bulunup bulunmadığı, kadının ispatlanan kusurunun bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata, erkeğin manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 328 inci, 330 uncu, 169 uncu, 174üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.