Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4301 E. 2024/853 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dosya temyiz aşamasındayken tarafların anlaşmalı boşanma protokolü sunması üzerine, mahkemenin bu protokol doğrultusunda hüküm verip veremeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların temyiz aşamasında sundukları anlaşmalı boşanma protokolünün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369, 370 ve 371. maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca değerlendirilmesi ve tarafların bizzat dinlenmesi gerektiği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1338 E., 2023/481 K.

DAVA TARİHİ : 19.07.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/361 E., 2021/471 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının, eş ve çocuğa sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli eş ve ailesini tehdit ettiğini, sürekli hakaret ettiğini, rencide ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini, erkeğin ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, baskı yaptığını, hakaret ettiğini, evden kovduğunu, sürekli alkol kullandığını, uyuşturucu kullandığını, düzenli çalışmadığını, eş ve çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, hastalıklarıyla ilgilenmediğini, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, vakıfbanka olan borcu ödemediğini, ev eşyalarına sürekli zarar verdiğini, camı kırdığını, sürekli kıskanç tavırlar sergilediğini, ailesiyle görüşmediği gibi kadının görüşmesine de engel olduğunu, cep telefonun elinden aldığını, kadını zorla çalıştırdığını, tüm bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, çocuğun tedbiren ve kesin velâyetinin anneye verilmesine, aylık 750,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata (faiziye) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek, süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların evliliklerinin başından itibaren taraflar arasında süregelen geçimsizlik halinin mevcut olduğu, davalının davacıya yönelik sözlü ve fiziksel şiddet eylemleri neticesinde tarafların bir kaç defa ayrı yaşadıkları, sonrasında davalının ısrarlarıyla ve arada müşterek çocuk olması nedeniyle tarafların tekrardan bir arada yaşadıkları, ancak davalının eylemlerinin devam ettiği, evlilik birlikteliği süresince davalının düzenli ve sürekli bir işte çalışmadığı, müşterek konutun giderlerine katılmadığı, müşterek çocuk ve davacıyla ilgilenmediği, bu haliyle evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediği, davacıya ait tazminat parasını davalının kendisi alarak davacıya vermediği, kendi kişisel ihtiyaçları için harcadığı, davalının davacıya sinkaflı hakaret ettiği, tarafların son tartışmalarının adli birimlere yansıdığı, kadının uzaklaştırma kararı ve kadın sığınma evine gitmeyi talep ettiği, 29.05.2019 ile 10.06.2019 tarihleri arasında kadın sığınma evinde kaldığı, ailesinin gelerek kendisinin oradan aldığı ve o tarihten sonra ayrı yaşamaya başladıkları ve bir araya gelmedikleri, yaşanan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacıya atfı kabil bir kusur ispatlanamadığı, mevcut olaylara göre boşanmaya yol açan olaylarda davalı kocanın tutum ve davranışlarının tam kusur teşkil ettiği, kadının halen asgari ücretli olarak çalıştığı, düzenli ve sürekli bir gelirinin olduğu, tarafların gelir durumlarının birbirlerine yakın düzeyde olup bu haliyle kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceği, ortak çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimi ile bilirkişi raporu nazara alınarak velayet hakkının davacı anneye verilmesi ve davalı baba ile uygun şahsi ilişki kurulması gerektiği, velayeti anneye verilen müşterek çocuğun bakım ve giderlerine davalı baba ekonomik gücü oranında katılmakla yükümlü olduğundan çocuk yararına uygun miktarda tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına yasal koşulları oluşmakla uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 350,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir-yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine kesinleşmeden itibaren yasal faiziyle 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir-iştirak nafakası ile maddî-manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar ve çocuk açısından herhangi bir yarar kalmadığı, davanın kabul edilmesinin doğru ve yerinde olduğu, ortak çocuk lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak ortak çocuk için iştirak nafakasına karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, miktarının da uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği dikkate alındığında kadın yararına maddî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen maddî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, verilen kusurların karşı tarafın kişilik haklarını zedelemesi, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına manevî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu anlaşıldığından erkeğin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek, istinafta ileri sürülen nedenleri tekrarla kararın tüm yönlerden bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili dosya temyiz aşamasında iken sunduğu 27.10.2023 tarihli dilekçe ile ekte yer alan anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Değerlendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın vekilinin dosya temyiz aşamasında iken sunduğu anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda hüküm verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

Davacı kadın ve davalı erkek; temyiz tarihinden sonra birlikte verdikleri 27.10.2023 tarihli dilekçe ile, anlaşmalı boşanmaya karar verdiklerini ve davaya anlaşmalı boşanma davası olarak devam edilmesi talebinde bulunmuşlar, dilekçe ekinde ise anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuşlardır. Bu duruma göre taraflar arasında düzenlenen “anlaşmalı boşanma protokolü” başlıklı belge değerlendirilerek, taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.