"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2931 E., 2023/615 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ortaköy (Aksaray) Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/300 E., 2022/244 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince dava ve birleşen davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili 22.03.2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; erkeğin ve annesinin psikolojik ve fiziksel baskı yaptıklarını, fiziksel şiddet uyguladığını, polise gitmemesi için tehdit ettiğini, can güvenliğinden korktuğu için baba evine sığındığını, çocukların hatırına ortak ikametgaha geri döndüğünü ancak her seferinde yine aynı kusurlu davranışlarına devam ettiğini, en son fiziksel şiddete maruz kaldıktan sonra sokağa atıldığını, çocukların babaanne yanında kaldığını, çocuklar ile görüşmek istemelerinin sonuçsuz kaldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasın nafakanın her yıl TÜFE oranında arttırılması ile 50,000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, çeyiz senedinde belirtilen eşyaların bedeli ile 250 gram miktarındaki altınların, dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte aynen iadesine aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davacı-davalı kadın vekili tarafından birleşen davada cevap dilekçesi sunulmamıştır.
3.Davacı-davalı kadın vekili (2020-54 Esas sayılı) birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sadakat yükümlülüğüne uymamak gibi bir amacının olmadığını, erkek eş ile 4 yıldır yaşadıklarını, ailesinin kendisine maddî ve manevî destekte bulunmadığını iddia ederek erkek eşin açtığı boşanma davasının reddine , asıl boşanma davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
4.Davacı-davalı kadın vekili 22.01.2020 havale tarihli (2020/327 Esas sayılı) birleşen dava dilekçesinde özetle; erkek eşin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili yararına 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek vekili süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2. Davalı -davacı erkek vekilinin 16.02.2018 havale tarihli (2018/47 Esas sayılı) birleşen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davacı kadının açtığı boşanma davasının derdest olduğu, kadının bağımsız konutta oturmak istediğini beyan ederek evi terk ettiğini, araya giren büyüklerin ayrı oturma şartı ile kadının eve geri döndüğünü, kadının çocuğa ve kayın validesine fiziksel şiddet uyguladığını sonrasında yine evi terk ettiğini tekrar araya büyüklerin girmesi ile eve geri döndüğünü, kadının mahrem , özel anlarına üçüncü kişilere anlattığını, en son aralarında çıkan tartışma sonrası çocukları da bırakarak baba evine gittiğini, babasının müvekkilinin annesini arayarak küfür ve tehdit ettiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine çocukların her biri yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
3. Davalı - davacı erkek vekilinin 22.01.2020 havale tarihli (2020/54) birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesini, ortak çocuklardan her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
4.Davalı-davacı erkek vekili (2020/327 Esas sayılı) birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, ortak çocukları da bırakıp ortak ikametgahı terk ettiğini, annesinin yaşlı ve kronik rahatsızlıklarının olduğunu, müvekkilinin çalışmak zorunda olduğundan çocuklar ve evle ilgilenmesi için bakıcı tuttuklarını, kadın eşin iddia ettiği gibi aralarında ilişki olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmişir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 02.04.2019 tarihli ve 2017/92 Esas, 2019/138 Karar sayılı kararı ile; davacı-davalı kadın tanıkları ... ve ...' nin beyanına göre davacı kadının evden ayrılırken vücudunda darp cebir izi olması sebebiyle erkek eşin boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğu gerekçesiyle; asıl ve birleşen davaların kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmüne dayalı tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 100,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 50.00 TL arttırılarak 150,00 TL tedbir nafakasına, 5.000,00 TL toplu yoksulluk nafakası ile kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkek eşin tazminat taleplerinin reddine, erkek eşin çocuklar yararına talep ettiği tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine kadının ziynet alacağı talebinin reddine, eşya alacağı talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından tamamı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 13.11.2019 tarihli ve 2019/1191 Esas, 2019/1195 Karar sayılı kararı ile, davalı-davacı tarafça çeyiz eşyalarına yönelik alınması gerekli olan karar ve ilam harcının tamamlatılması için; İlk Derece Mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2019/1851 Esas, 2020/1386 Karar sayılı kararı ile; erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, karar yerinde sadece erkeğe yüklenen kusurların belirtildiği, erkeğin birleşen boşanma davasının kabul edilmesine rağmen kadının kusurlarının nelerden ibaret olduğunun karar yerinde gösterilmediği, kusur dağılımının yapılmadığı, birleşen dava yönünden kararın gerekçesiz olduğu, kadının talep ettiği ziynet ve eşya alacağına yönelik olarak harçların tamamlanmasını kabule göre; tanıklar Sultan ve Adnan'ın dinlenilmesinden vazgeçilmesi yönünde taraflardan herhangi bir talep de gelmemesine rağmen tanıkların dinlenmeksizin eksik soruşturmayla karar verildiği gerekçesiyle; erkek vekilinin bir kısım tanıklarının dinletmediğine yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kabule göre sair istinaf sebepleri incelenmemiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmüne dayalı, birleşen davaların ise aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmüne dayalı davalar olduğu, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; kadının, erkek eşe hakaret ettiği, gayriresmi evlilik yaparak karı koca hayatı yaşadığı ve evlilik dışı çocuklarının olduğu; erkek eşin ise kadına fiziksel şiddet uyguladığı, evden kovduğu ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin daha ağır kusurlu olduğu kadının ise az kusurlu olduğu, çocuklarının duruşmadaki beyanı, sosyal inceleme raporu, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları ve annenin velâyet talebinin bulunmaması dikkate alınarak velâyetlerinin babalarına verilmesinin çocukların üstün yararına olduğu, kadının gayriresmi evlilik hayatı yaşadığı, yararına yoksulluk nafakasına hükmedilme koşulları oluşmadığı gerekçesi ile kadın tarafından açılmış asıl davanın ve birleşen davanın, erkek tarafından açılan birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 100,00 TL tedbir nafakasına yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkek eşin tazminat taleplerinin reddine, erkek eşin çocuklar yararına talep ettiği tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kabul edilen asıl ve birleşen davası, kabul edilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri, reddedilen tedbir ve iştirak nafakası talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının birleşen Kırşehir 2. Aile Mahkemesinin 2020/327 Esas sayılı dosyasında erkeğin sadakatsizliğine vakıa olarak dayandığı, delil olarak tanık ...'un dinlenmesini talep ettiği, adı geçen tanığın erkek ile dava dışı Tenzile isminde kadının 2020 yılı yaz ayında nikahlarının kıyıldığını belirttiği, anılan dosya nedeni ile erkeğe sadakatsizlik kusuru yüklenmişse de; söz konusu kusurun hatalı belirlendiği, zira tanığın beyanında geçen nikah kıyma olayının tarafların boşanmalarına dair kararın kesinleşmesinden sonra vuku bulduğu, dolayısıyla erkeğe yüklenen sadakatsizlik kusurunun erkekten çıkarılmasının gerektiği, konu davayı açmakta kadın haklı olmadığından bu dava yönünden erkeğe vekâlet ücreti takdir edilmesinin ve bu davanın harç ve yargılama giderlerinin kadın üzerinde bırakılmasının gerektiği, yine asıl dava yönünden erkeğe kadını evden kovma kusuru yüklenmiş ise de; Ortaköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/92 Esas sayılı dosyasında verilen kararın sadece erkek tarafından istinaf edildiği erkeğe ilk yapılan yargılamada anılan kusurun verilmediği, erkek lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu, asıl dava yönünden erkeğe ilave kusurlar verilemeyeceği değerlendirilerek söz konusu kusurun erkekten çıkarılmasının gerektiği, erkeğe yüklenen kadına fiziksel şiddet uygulama kusurunun gerçekleştiği, kadına yüklenen kusurların ise kararın kadın tarafından istinaf edilmemesi nedeniyle kesinleştiği, gerçekleşen olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, gerek asıl, gerekse de kadının birleşen davası yönünden verilen boşanma kararının hatalı olduğu, zira tarafların boşanmalarına dair kurulan ilk hükmün kesinleştiği nazara alınarak erkeğin, kadının asıl ve birleşen davasında verilen davanın kabulüne yönelen istinafının kabulüne, birleşen davanın reddine, asıl davada boşanma konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve erkeğin kusura yönelik istinafının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, açıklanan nedenlerle erkeğin birleşen 2020/54 - 2018/47 Esas sayılı dosyalarında da boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kadın asıl davasını açmakta haklılığını ispat ettiğinden lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde, kusur dağılımına göre kadının ağır kusurlu olduğu ve hakkında maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşmadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuk Şeyma'nın yargılama sırasında ergin olduğu, velâyet durumunun kendiliğinden ortadan kalktığı, davalı- davacı erkek vekilinin, kadın tarafından açılan asıl dava ile kadının birleşen 2020/327 Esas sayılı davasının kabul edilmiş olmasına yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bendlerinin kısmen kaldırılmasına ve kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, Ortaköy (Aksaray) Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/92 Esas sayılı dosyasında erkeğin birleşen 2018/47 Esas sayılı davası için verdiği boşanma kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden kadın tarafından açılan asıl dava ile erkeğin birleşen 2020/54, 2018/47 sayılı dosyalarında karar verilmesine yer olmadığına, kadın vekilinin, Kırşehir 2. Aile Mahkemesinin 2020/327 Esas sayılı dosyası ile açtığı birleşen davada haklı olmadığından erkek lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun tespiti ile erkek yararına aylık 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadın eşin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası ödeyecek gücü olmadığı belirtilerek erkek vekilinin tedbir ve iştirak nafakasının reddedilmesine ilişkin istinaf itirazının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğunu boşanma kararının henüz kesinleşmediği, boşanma kararı kesinleşmişse erkeğin neden boşanma davası açtığını, erkeğin açtığı dava da da aynı kararın verilmesi gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi, karar verilmesine yer olmadığına karar verilen asıl ve birleşen boşanma davaları, reddedilen tazminat talepleri, kabul edilen tazminatlar, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin kabul edilen tazminat talepleri, kusur belirlemesi, erkek lehine usulü kazanılmış hak doğup doğmadığı, kadının karar verilmesine yer olmadığına karar verilen asıl ve birleşen boşanma davaları, haklılık durumu, kadının birleşen davası yönünden yargılama giderleri ve vekâlet ücreti, reddedilen tazminat talepleri, velâyeti babaya verilen çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakası takdiri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci maddesi ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.