Logo

2. Hukuk Dairesi2023/432 E. 2023/3944 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve yoksulluk nafakası miktarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile günün ekonomik koşulları gözetilerek hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı değerlendirilerek, karar bu yönüyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2629 E., 2022/2564 K.

KARAR : Başvurunun kabulüyle kısmen esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/325 E., 2022/201 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar vermek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davada zina sebebine dayalı boşanma istemi ile terk hukuki sebebine dayalı boşanma isteminin reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma isteminin kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin sair, kadının ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde; evlilik birliğinin kadının olumsuz hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, özen, sadakat, sevgi ve saygı yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların ortak çocuklarının erkek tarafından onay verilmeyen bir evlilik yapması nedeniyle taraflar arasında tartışmaların olduğunu, tarafların iki yıl boyunca aynı ev içinde küs yaşadıklarını, erkeğin hiç bir geçimsizlikleri yokken şahsi eşyalarını alıp evi terk ettiğini, daha sonra da boşanma davası açtığını, tarafların ayrı yaşamalarından sonra kadının sağlık sorunları olduğunda erkeğin bu durumla ilgilenmediğini, kadını arayıp sormadığını, maddî katkı sağlamadığını, kadının kusurlu olmaması nedeni ile açılan davanın reddedildiğini, kadının 2015 yılından beri yalnız yaşadığını ve hiçbir gelirinin olmadığını, ... 1. Aile mahkemesinin 2017/525 Esas sayılı dosyası ile tedbir nafakası davası açıldığını ve kadın yararına aylık 400,00 TL nafakaya hükmedildiğini, erkeğin sadakatsiz davrandığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 164 üncü ve 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasına her yıl artış uygulanmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 28.11.2018 tarih ve 2018/549 Esas, 2018/1058 Karar sayılı kararı ile; kadının harç ve gider avansı yatırmaması nedeniyle usulüne uygun şekilde açılmış bir karşı davası olmadığı, erkeğin ise dava dilekçesinde vakıaları hangi delillerle ispatlayacağını belirtmediği, erkeğin davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından asıl davanın reddi ve karşı dava hakkında hüküm kurulmaması yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 03.06.2020 tarih ve 2019/958 Esas, 2020/626 Karar sayılı kararı ile erkeğin cevaba cevap dilekçesi ile ileri sürdüğü vakıaları hangi deliller ile ispatlayacağını bildirmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince deliller toplanmadan karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı-karşı davalı kadına karşı dava dilekçesi için harç eksikliğini tamamlamak üzere süre verilmeden karşı dava yönünden olumlu veya olumsuz herhangi bir değerlendirme yapılmamasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle erkek vekilinin istinaf taleplerinin kabulüyle kararının kaldırılmasına, açıklanan hususlarda değerlendirme yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince belirlenen eksikliklerin tamamlandığı, kadına atfı kabil bir kusurun dosya kapsamında ispatlanamadığı, kadın tarafından zina ve terk hukuki nedenine dayalı olarak açılan davaların da ispat edilemediği öte yandan erkeğin evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının ihtiyaçlarının çocukları ve komşuları tarafından karşılandığı, tarafların aynı evin içinde farklı odalarda yaşadığı bu durumun sebebinin tarafların ortak çocuğunun erkeğin istemediği bir kişi ile evlenmesi olduğu, kadının çalışmasını istemediği, hasta olduğu zamanlarda destek olmadığı, son zamanlarda eve gelmediği ve başka kadınla yaşadığı yönünde dedikodu çıkmasına sebebiyet verdiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davadaki zina ve terk sebebine dayalı boşanma istemlerinin reddine, karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 600,00 TL tedbir nafakasının taraflar arasında daha önce sonuçlanan tedbir nafakası davasında verilen hüküm ile mükerrerlik oluşturmamak kaydıyla erkekten alınarak kadına verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası takdirine, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, karın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 20.000,00 TL manevî, 10.000,00 TL maddî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; erkeğin reddedilen boşanma davası ile kadının kabul edile boşanma davası yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; kadın yararına hükmedilen nafaka ve manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.11.2022 tarihli ve 2022/2629 Esas, 2022/2564 Karar sayılı kararıyla; erkeğin ispat olunamayan davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin dosya kapsamından ispatlanamadığı, tarafların sosyal çevresinde erkeğin başka bir kadınla yaşadığı yönünde dedikodu çıkmış olmasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, tüm dosya kapsamına göre tarafların ortak çocukları Vildan'ın babasının istemediği bir şahısla evlenmesi üzerine erkeğin eşine karşı tepkisel davranışlar gösterip bir süre aynı evde küs olarak yaşamaya devam ettiği, sonrasında ortak konutu terkedip eşi ile maddî ve manevî yönden ilgilenmediği, tarafların sair iddialarının ise ispatlanamadığı, buna göre, birlik görevlerini yerine getirmeyen erkeğin tam kusurlu eylemi ile evlilik birliği temelinden sarsıldığının kabulünün gerektiği, her ne kadar erkek tam kusurlu ise de erkeğin kusurlu hareketlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, bu nedenle kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadının dava dilekçesi ile özel ve genel boşanma sebeplerine birlikte dayanmış olması ve özel boşanma nedenlerine dair istemlerinin reddine karar verilmiş olmasının erkek yararına vekalet ücreti verilmesini gerektirmediği, aynı zamanda asıl davanın reddine ve karşı davanın kabulüne karar verildiğine göre erkek aleyhine iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf itirazlarının kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin kusura ilişkin karar gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine, manevî tazminata dair verilen hükmün kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle yasal koşulları oluşmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin sair istinaf itirazları ile kadının tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin haklı nedenlerle eşine ve ortak çocuğa tepki gösterdiğini, bu durumun birlik görevlerine aykırılık olarak yorumlanamayacağını, yaşanan tartışmalar neticesinde kadının erkeği evden atmaya varan tutumlar sergilediğini, erkeğin kusurunun olmadığını ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, erkeğin davasının reddi, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ile nafakalar ve kadının reddedilen talepleri neticesinde erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi, erkek aleyhine iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, evi terk ettiğini, eşi ile maddî ve manevî yönden ilgilenmediğini, kadının çalışmasını yasakladığını, ekonomik şiddet uyguladığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek kararın kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur durumuna göre kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine manevî tazminata hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığı ile şartlar gerçekleşmiş ise miktarın hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına vekâlet ücreti takdirinin gerekip gerekmediği ve erkek aleyhine hükmedilen vekalet ücretlerinin dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının miktarı yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin Ali'ye yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Satiye'ye geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.