Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4341 E. 2024/986 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasından tefrik edilen alacak davasında davalıya verilen paranın borç olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ve davacı tarafından ispat edilip edilmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının babasından aldığı ve davalıya verdiği paranın borç olduğu tanık beyanları ve banka dekontlarıyla ispatlandığı, ancak davalının ödediği ilk üç taksitin mahsubu yapılmadan hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/289 E., 2021/877 K.

DAVA TARİHİ : 04.04.2014

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki boşanma davasından tefrik edilen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığını, davacının babasının bankadan 13.000,00 TL geri ödemeli 10.500,00 TL kredi çekip davacıya verdiğini ve davacının da parayı borçlarını ödemesi için davalıya verdiğini ve 4.000,00 TL değerindeki çeyiz eşyası ve kişisel eşyanın evde kaldığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın yararına 13.000,00 TL'si kredi ödemesi, 4.000,00 TL'si eşya alacağına karşılık olmak üzere 20.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, aylık 500,00 TL tedbir nafakasına ve dilekçede belirtilen ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; kredi ödemesi, eşya ve ziynet alacağı taleplerinin boşanmanın fer'î kapsamında olmadığını, davacının babasının kullandığı krediyi kızına borç olarak verdiği ve davacının da bu parayı davalıya verdiği iddiasının gerçek olmadığını, davalının kullandığı kredilerin ödemesini kendisinin yaptığını ve talep edilen beyaz eşyaların malikinin davalı olduğunu ileri sürerek davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

A. Mahkemenin Bozma Öncesi Kararı

1.Mahkemenin 04.05.2026 tarihli ve 2014/245 Esas, 2016/192 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 2.000,00 TL maddî, 2.000,00 TL manevî tazminata ve 8.373,00 TL ziynet alacağının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir

2.Mahkemenin bozma öncesi kararına karşı taraf vekilleri tarafından temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine; Dairenin 18.09.2018 tarihli ve 2018/4548 Esas, 2018/9390 Karar sayılı kararıyla, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu, kadının ziynet alacağı davasının kabul edilmesinin doğru olmadığı ve kadının harcını yatırarak açmış olduğu kredi borcu alacağı ve eşya alacağı talepleri hakkında mahkemece görev hususu da düşünülerek ayrı bir karar verilmesi gerekirken bu talepler hakkında hüküm kurulmamasının doğru olmadığı gerekçesiyle; Mahkeme kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

3.Dairenin 11.09.2019 tarihli ve 2019/508 Esas, 2019/8575 Karar sayılı kararı ile taraf vekillerinin karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.

4.Mahkemenin 17.07.2020 tarihli duruşmada verdiği karar ile davacının kredi alacağına yönelik davasının tefrik edilmesine karar verilmiştir.

B.Mahkemenin Tefrik Edilen Davada Verdiği Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının babasının kredi çekip bu kredinin 10.000,00 TL'sini davacıya verdiği, davacının da bu parayı davalıya verdiği ve tarafların o tarihte evli olmaları sebebiyle iddiaların senetle ispatının zorunlu bulunmadığı gerekçesi ile alacak davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen tefrik edilen davada verdiği karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının iddialarını ispatlayamadığını, iddiaların tanık beyanları ile ispat edilemeyeceğini ve tanık beyanları esas alındığı takdirde de tanıkların kredi borcunun ilk üç taksitini davalının ödediğini beyan etmeleri karşısında davalı aleyhine alacağın tamamına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının alacak davasını ispatlayıp ispatlamadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Somut olayda, davacının babasının bankadan kredi çekerek bu kredinin 10.000,00 TL'sini davacıya verdiği ve davacının da bu parayı o dönemde eşi olan davalıya verdiği dosya kapsamındaki tanık beyanları ve banka belgeleri ile ispatlanmıştır. Ancak, tanık beyanlarından davalının kredi borcunun ilk üç taksiti olan 1.046,75 TL'yi ödemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalının yapmış olduğu 1.046,75 TL ödeme nedeniyle bu miktarın borcundan mahsup edilmesi, bu miktar borcundan sorumluluğunun ortadan kalkması gerekmektedir. Bu itibarla, Mahkemece davalı tarafça yapılan ödeme olan 1.046,75 TL ödeme yönünden davanın reddine, 8.953,25 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.