"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/245 E., 2023/433 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/229 E., 2021/1226 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, maddî katkı sağlamadığını, ilgisiz davrandığını iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının Ankara 9.Aile Mahkemesi'nin 2017/324 esas sayılı dosyasıyla açtığı boşanma davasından 10.09.2018 tarihinde feragat ettiğinden davalı erkeğin bu tarihten önceki kusurlarını affettiği ancak davalı erkeğin feragat tarihinden sonra davacı eşini tehdit etmeye devam ettiği, eşi ve çocuğa karşı maddî ve manevî açıdan ilgisiz davrandığı anlaşılmış olup gerçekleşen duruma göre; boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, ortak çocuk Yusuf İdris'in fiilen anne yanında kaldığı ve anne yanında kalmaya devam etmesinin çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceğine dair bir delil bulunmaması, sosyal inceleme raporu kapsamı, çocuğun üstün yararı nazara alınarak velâyetin anneye verilmesine, Ankara 9.Aile Mahkemesi'nin 2017/324 esas sayılı dosya içerisinde bulunan 14.05.2018 tarihli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nın ortak çocuk ile ilgili tedavi evrakları birlikte değerlendirildiğinde ortak çocukla davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, davacı kadının ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı belirtilerek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına,ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir-iştirak nafakası ile 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sunmuş olduğu delillerin dikkate alınmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, belirtilerek; kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, kadın ve çocuk yararına takdir edilen nafakalar ile tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinin davalı erkeğe usulüne uygun tebliğ edildiği, buna karşın davalı erkeğin cevap dilekçesi sunmadığı, yine davalı erkeğin ön inceleme celsesine katıldığı, aynı celse tahkikat aşamasına geçilerek duruşma gününün tayin edildiği, sözlü yargılamanın yapılacağı duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın da davalı erkeğe usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, erkeğin tahkikat ve sözlü yargılama celselerine ise katılmadığı, bu halde davalı erkeğin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmediği, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, ortak çocuğun 2015 doğumlu olduğu, halen anneyle birlikte yaşadığı, İlk Derece Mahkemesince alınan uzman raporu ile çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine uygun olduğunun rapor edildiği, çocuğun anne yanında kalmasının isabetli olduğu, tanıkların beyanlarından babanın 2015 doğumlu çocuğa 2017 yılından itibaren birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, terbiye sınırlarını aşan eylemlerde bulunduğu, çocuğun babanın bu tutumlarından olumsuz etkilenmesi nedeniyle psikolojik destek aldığı, baba ile kurduğu kişisel ilişkiden sonra çocukta kekemelik geliştiği, bu halde babanın çocukla kişisel ilişki kurmasının, çocuğun bedensel ve ruhsal gelişimine zarar verip, tehdit ettiği, çocuğun huzurunun ve yararının tehlikeye girdiğinin kabul edilmesi gerektiği anlaşılmış olmakla, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmamasının çocuğun üstün yararına uygun olduğu, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmamasının isabetli olduğu tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve ortak çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi ve nafakaların miktarı ile iştirak nafakasın ve miktarının isabetli olduğu, kadın boşanmayla birlikte yoksulluğa düşeceğinden lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve nafaka miktarının isabetli olduğu, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının da isabetli olduğu anlaşılmakla, davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; sunmuş olduğu delillerin dikkate alınmadığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, kusur belirlemesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi velâyet, kişisel ilişki, kadın ve çocuk yararına takdir edilen nafakalar ile tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı kadın vekilinin açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk, iştirak-tedbir nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, erkeğin savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, çocuğun velâyeti hakkındaki düzenleme ile baba ile kişisel ilişki kurulmamasına dair hükmün çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 inci maddesi, 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...