Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4361 E. 2024/1313 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve tanık beyanları değerlendirilerek, tarafların boşanmalarına sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/178 E., 2023/332K.

DAVANIN KONUSU : Karşılıklı Boşanma

DAVA TARİHİ : 25.09.2020

HÜKÜM/KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 29. Aile Mahkemesi(Birleşen Ankara 16.Aile Mahkemesinin 2020/826 E.-429 K.sayılı dava dosyası)

SAYISI : 2021/134E.-2021/216 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, ailesine karşı saygı duymadığını, annesine ağza alınmayacak sözler söylediğini, kadının ve annesinin üzerine yürüdüğünü, kadının maaşını kendi maaşına aktarması yönünden ekonomik ve psikolojik baskı uyguladığını, kadına ve çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, kıskanç olduğunu, kadını kısıtlayarak arkadaşları ile görüşmesini engellediğini, aşağılayıcı sözler söylediğini, sürekli kendi isteği doğrultusunda hareket etmesini istediğini, kadına kanser teşhisi konulduğunu, erkeğin tedavi sürecinde kadına hiç destek olmadığını ve yalnız bıraktığını, kadını çocuğundan ayırmakla tehdit ettiğini, kadının telefonuna takip programı yüklediğini, gizli görüntü ve ses kaydı aldığını, kadının müşterek hanedeki eşyalara zarar verdiğini ve altınları aldığını belirterek haksız ve mesnetsiz iddialarla kadından şikayetçi olduğunu almış olduğu taşınır, taşınmaz mal varlığını annesinin üzerine geçirdiğini, cevap dilekçesinde ileri sürülen vakıaların birleşen davada ileri sürülen vakıalar ile aynı olduğunu, derdestlik itirazında bulunduklarını, bu nedenle birleşen davanın usulden reddini talep ettiklerini iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 4.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, nafakanın her yıl TEFE/TÜFE oranında artışa tabi tutulmasına, 250.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek cevap ve birleşen davada dava dilekçesinde özetle; her iki tarafın da ikinci evliliği olduğunu, evin geçimine katkı sağlamadığını, bireysel krediler çekip, yüksek kredi kartı harcamaları yaptığını, erkeğin annesinin aile konutuna gelmesini engellediğini, güler yüz göstermediğini,evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yemek yapmayıp sürekli dışarıdan yemek yediğini, erkeğin aldığı hediyeleri küçümseyerek çöpe attığını, işi ve maaşı nedeniyle erkeği aşağıladığını, erkeğe psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, erkeğin yüzüne tükürdüğünü, erkek ile emreder şekilde konuştuğunu, erkeğin annesini aşağıladığını, getirdiği yemeği çöpe attığını, çocuğu ve eşi ile vakit geçirmediğini, erkeğin kilosu ile alay ettiğini, kadının doğumdan sonra cinsel birliktelikten kaçındığını, çocuğa karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve aşağılamalarda bulunduğunu, erkeğin kilosu, maaşı ile ilgili fiziksel özellikleriyle alay ettiğini, evlilik süresince müvekkile ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadının doğumdan sonra cinsel birliktelikten kaçındığını, evin işleri ile ilgilenmediğini, kadının psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, nafakanın her yıl TEFE/TÜFE oranında artışa tabi tutulmasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile iddia, savunma, toplanan kanıtlar, dinlenen tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamından; erkeğin; eşine karşı kıskanç ve baskıcı tavırlarda bulunarak kısıtlayıcı davrandığı (sürekli eşini dışarıdayken arama, yemekte rahatsız etme), erkeğin annesinin kadına şirret diyerek hakaret ettiği ve erkeğin bu duruma müdahala etmediği, eşinin sağlığı ile ilgili süreçte yeterince destek olmadığı, eşini ziynet eşyalarını çalmakla suçladığı ve sonrasında ''seni denedim'' şeklinde beyan ettiği, kadının ise; eşinin emniyet tutanağında görüleceği üzere kıyafetlerine zarar verdiği ,eşinin fiziksel yapısını başkalarıyla kıyasladığı, rencide ettiği, ''sen ne bilirsin ne anlarsın'' şeklinde sözler sarfettiği ve söz hakkı tanımadığı (sözel şiddet), eşinin annesini eve kabul etmediği, harcama yaparken lükse düşkün olduğu ve bu vakıalar dikkate alındığında tarafların eşit kusurlu olduğu sonucuna varıldığı gerekçesi ile karşılıklı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında Mahkemece belirlenen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, belirlenen nafakanın her yıl TEFE-TÜFE ortalaması oranında kendiliğinden artırılmasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, Yerel Mahkemenin gerekçesinin olması gereken zorunlu unsurları barındırmamakta olduğunu, delillerin gerekçeli kararda denetime elverişle olacak şekilde tartışılmadığını, erkeğin kadının aracına takip cihazı takması ispat edilmesine rağmen erkeğe kusur olarak yüklenmediğini, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarının az olduğunu, kadının, çocuğun eğitim giderlerinin taraflarca ortak karşılanması talebinin kabulü gerektiğini, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek, kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, reddedilen tazminatlar, kabul edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına karşı istinaf itirazlarının bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin hatalı olduğunu, Yerel mahkemenin haftada bir, uygun olabilecek bir zaman diliminde en az yarım saat internet erişimi üzerinden görüntülü ve sesli görüşme sağlanmasına dair ara karar verilmesine rağmen hükümde haftalık görüntülü ve sesli görüşme sağlanması hakkında bir karar vermediğini, kadına cinsel birliktelik istememe ve erkeğin fiziksel özelliklerini aşağılamıs kusurları ispat edilmesine rağmen kadına yüklenmediğini, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarının fazla olduğunu, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, asıl ve birleşen dava yönünden yapılan yargılama giderlerinin ... kadın üzerinde bırakılması gerektiğini beyan ederek, boşanma dışında asıl ve birleşen davada kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, velâyet ve buna bağlı olarak kişisel ilişki, iştirak nafakası miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, reddedilen tazminatlar, kabul edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, boşanma dışında asıl ve birleşen davada kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, velâyet ve buna bağlı olarak kişisel ilişki, iştirak nafakası miktarı yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının ve erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, birleşen boşanma davasının, iştirak nafakasının kabulünün yasal şartlarının oluşup oluşmadığı, çocuk yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyetin anneye verilmesinin ve baba ile kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle toplanan deliller, dinlenen tanık beyanlarına göre ... kadının eşinden yatağını ayırdığı ve yatak odasına almadığının, kadına bu vakıanın kusur olarak yüklenmesinin gerektiğinin, yine Mahkemece Emniyet tutanağında görüldüğünden bahisle ... kadına yüklenen ''erkeğin kıyafetlerine zarar verdiği'' vakıası kadına kusur olarak yüklenmişse de; tutanakta zarar verilen kişisel eşyaların tespit edilip bu eylemin kadın tarafından yapıldığına dair bir tespitin bulunmadığının, bu nedenle ispatlanamayan bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin, Mahkemece taraflara yüklenen diğer kusurların gerçekleştiğinin ve ancak tarafların belirlenen ve gerçekleşen tüm kusurları birlikte değerlendirildiğinde yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının ve erkeğin eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.