Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4362 E. 2024/834 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirildiğinde, usul ve yasaya aykırılık tespit edilmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/47 E., 2023/253 K.

DAVA TARİHİ : 21.05.2019

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların yaklaşık olarak 2 yıldır ayrı yaşadıklarını, hiçbir sebep yokken ortak ikametten ayrılan davalının davacıyı sadakatsizlikle suçladığını, davalının evine ve eşine karşı son derece ilgisiz olduğunu, davalının akşam yemeklere dahi katılmadığını, yatağını ayırdığını, gece geç saatlere kadar eve gelmediğini, davacıya karşı şiddet eylemleri olduğunu, hatta bu hususta davalı hakkında önleyici tedbir kararı alındığını, çocukları habersiz okuldan aldığını, davacıya karşı tehditte bulunduğunu, davalının evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesine, ortak çocuklar için aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakası ile davacı lehine 100,000,00 TL maddî, 100,000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmediğini, evliliğin üzerine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirdiğini, eşi ile tekrar barışmak istediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2020 tarih ve 2019/533 Esas, 2020/1026 Karar sayılı kararı ile; davalının savunmalarına ispata matuf herhangi bir bilgi veya belge yahut muteber tanık beyanı mevcut olmadığı anlaşılmakla savunmalarda ileri sürülen olgulara itibar edilmediği, davalı tarafın taraflar arasındaki uyuşmazlıkların önemli olmadığı, evliliğin sürdürülebileceği, taraflar arasında telafisi mümkün olmayan anlaşmazlıkların mevcut olmadığı yönündeki savunmalarının ilişkin dosya kapsamındaki görgüye dayalı tanık beyanları, davacı tarafça ibraz edilen belgeler, soruşturma evrakları, mahkeme dosyaları göz önüne alındığında sübut bulmadığı, sonuç olarak tarafların evlilik birliğinin ortak hayat yeniden tesis edilemeyecek şekilde temelinden sarsıldığı, kusurun davalı erkekte olduğu, dosya kapsamından davacı kadına kusur izafe edilebilecek bir hususun mevcut olmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kararda belirtilen zamanlarda yatılı kişisel ilişki tesisine, ara kararda çocuklar yararına hükmedilen ayrı ayrı aylık 300,00 TL toplam aylık 900,00 TL tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür olmamak ve işbu hüküm tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 500,00 TL toplam aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, karar kesinleştiğinde bu miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 14.000,00 TL maddî ve 14.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, velâyet, kabul edilen maddî ve manevî tazminat, nafaka miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 27.06.2022 tarih ve 2021/456 Esas, 2022/1133 Karar sayılı kararı ile, gerekçenin kusur belirlemesi yönünden denetime elverişli olmadığı gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ıncı alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi'nin kararının tamamen kaldırılmasına, açıklamalar ışığında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Eskişehir 8.Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/1038 E. Sayılı dosyasında davalının davacıyı ve avukatını ölümle tehdit ettiği ve tevilli ikrarda bulunduğu, benzer şekilde 4. Aile Mahkemesinin 2019/239 D.iş sayılı dosyasında da benzer şekilde ikrarda bulunduğu, her ne kadar davalının maddî olarak ortak giderlere kısmen katıldığı yönünde tanık beyanları mevcut ise de tanık Ayşe'nin beyanına göre davalının ortak yaşam sırasında evin salonun da ayrı bir hayat sürdürdüğü, salonda yatıp kalktığı, yatakları ayırması şeklindeki davranışının cinsel şiddet kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, nadiren yemeklere katıldığı, evi ile manen hiç ilgilenmediği yönündeki beyanları, çocuklarını dışarı çıkarıp gezdirmediği, çoğunlukla evin ihtiyaçlarının davacının karşıladığı yönündeki beyanları nazara alındığında davalının evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmemesi, yukarıda zikredilen davranışların kadına karşı duygusal, cinsel ve ekonomik şiddet kapsamında olması karşısında davalının bu davranışlarının kusurlu olarak kabul edildiği gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kararda belirtilen zamanlarda yatılı kişisel ilişki tesisine, ara kararda çocuklar yararına hükmedilen ayrı ayrı aylık 300 TL toplam aylık 900 TL tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür olmamak ve işbu hüküm tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 500 TL toplam aylık 1.500 TL tedbir nafakasının davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, karar kesinleştiğinde bu miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 14.000,00 TL maddî ve 14.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi'nin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davacının iddialarının ispatlayamadığını, davacının kusurlu olduğunu, yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini, delillerinin değerlendirmeye alınmadığını, velâyet hususunda erkeğin beyanlarının alınmadığını, çocukların görüşüne başvurulmadığını, ortak çocukların velâyetlerinin erkeğe verilmesi gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, velâyet, kabul edilen nafaka ve tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, velâyet, kabul edilen nafaka ve tazminatlar yönlerinden temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kabul edilen iştirak nafakası ile maddî- manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kabul edilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, velâyetin anneye verilmesinin çocuğun yüksek menfaatine olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.