"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/354 E., 2023/500 K.
DAVA TARİHİ : 12.06.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/202 E., 2021/482 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine, kadının maddîve manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının müşterek konutu Karabük iline taşımak konusunda erkeğe baskı uyguladığını, sürekli olarak kendi ailesinin etkisinde kaldığını, evlerinde olan her şeyi kendi annesine anlattığını, erkek ile ailesini görüştürmek istemediğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını, erkek polis memuru iken, Fetö soruşturması nedeniyle emniyet teşkilatından ihraç edildiğini, geri dönebilmek için olağanüstü hal komisyonuna başvurduğunu, kadının ise bu süreçte kendisine destek olmadığını, erkeği aşağıladığını, erkeği 2018 yılı Ağustos ayında müşterek konutu terk etmek zorunda bıraktığını, erkeği evden kovduğunu, ortak çocuk ile görüştürmediğini, küçük çocuğun babasından soğumasını sağladığını, kadının ağır hakaretlerde bulunduğunu ve çocuğunu göstermeme yönünde tehdit ettiğini, erkeği ablası ve arkadaşlarından kıskandığını, fiziksel saldırıda bulunduğunu, 2018 yılı Ağustos ayından beri tarafların bir araya gelmediklerini, kadının sürekli barışma isteğini belirten mesajlar gönderdiğini iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuk ile erkek arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının sık sık evi terk edeceğini söyleyerek tehdit ve baskı uyguladığını, evi sıklıkla terk ettiğini, en son 2018 Ağustos ayında haksız kavga çıkarak evi terk ettiğini, kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin ailesinin yönlendirmesi altında kaldığını, kadının annesini evden kovduğunu, kadına ''Esma abla'' diye hitap ettiğini, kadını rencide edip küçümsediğini, yaptığı yemekleri beğenmediğini, hakaret ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı koca tarafından davacı ile yapılan mesajlaşmaların sunulduğu, davalı tarafça söz konusu mesaj içeriklerinin gerçeğe aykırı olduğunun iddia edilmediği, mesajların incelenmesinde genellikle kocanın müşterek çocuğu görmek istediği, kadının ise bazen gösterdiği bazense çeşitli sebeplerle görüşme yapılmasını istemediği, kadının bazen eşine barışmayı teklif ettiği hatta yeni bir çocuk yapmayı bile teklif ettiği bazense eşini istemediğini, eşinden tiksindiğini söylediği, bu şekilde tutarsız davranışlarda bulunduğu, yine kocaya "domuza bişey olmaz" tarzında hitaplarda bulunduğu, aynı şekilde kocanın ailesini kastederek "anandan babandan nefret ediyorum" tarzında sözler söylediği, yine dinlenen tanık beyanlarından kadının kocanın ailesine ziyarete gitmek ve onların müşterek konuta ziyarete gelmesini istemediği, evlilikleri boyunca 2- 3 kez ziyarette bulunduğunun anlaşıldığı, buna karşın kadının annesinin sık sık tarafların müşterek konutuna gittiği, söz konusu davranışların süreklilik arz ettiği, ilgili davranışlar sebebiyle davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurluğu olduğu, kocanın ise ayrı yaşamaya başlamalarından sonra eşine hakaret içerikli sözler söylediği(tanık ... beyanları), ev işlerinde eşine yardımcı olmadığı bu suretle birlik görevlerini yerine getirmediği, tarafların evliliklerindeki davranışları bir bütün halinde değerlendirildiğinde; evliliğin sona ermesine sebebiyet veren olaylarda tarafların ortak(eşit) kusurlu oldukları gerekçesi ile açılan asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için takdir edilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının, iş bu karar tarihinden itibaren 350,00TL'ye yükseltilerek kararın kesinleşme tarihine kadar davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına velayeten ödenmesine, takdir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, davalı karşı davacı kadının maddîve manevî tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olanın davalı- karşı davacı yan olduğunu, kadının eşine mesaj atarak barışıp bir çocuk daha yapalım teklifinde bulunduğunu, bu durumda kusur olarak yüklenebilecek olayların kadın tarafından affedildiğini, hakaretin ispat edilmediğini, Yerel Mahkeme'nin tarafları eşit kusurlu bularak asıl ve karşı davanın kabulüne karar vermesinin, kadın lehine vekâlet ücreti takdir etmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü ve aleyhe vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilerek asıl davanın kabulüne, kadının maddi- manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen maddîve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü ve aleyhe vekâlet ücreti yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, , kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen maddîve manevî tazminat yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık,taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe ve kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, asıl ve karşı boşanma davasının kabulünün yasal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.