Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4395 E. 2023/3309 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Baba tarafından açılan davada, anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek sınırlandırılması talebinin yerinde olup olmadığı ve yeniden tesis edilen kişisel ilişki süresinin yeterliliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve çocuğun üstün yararı gözetilerek, davalı-davacı kadın vekilinin kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler bozma için yeterli görülmeyerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2538 E., 2023/561 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/126 E., 2022/73 K.

Taraflar arasındaki çocukla kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması olmadığı takdirde azaltılması ve birleşen velâyetin değiştirilmesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile ortak çocukla anne arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından asıl davada kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü yanında birleşen davada velâyetin değiştirilmesi davasının reddi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine göre çekişmesiz yargı islerinde verilen kararlar temyiz kanun yoluna başvurulamayacak olan kararlardandır. Aynı Kanun'un 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin 13 üncü alt bendinde velâyetin kaldırılması, velâyetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velâyetin geri verilmesi işleri çekişmesiz yargı işleri arasında sıralanmıştır. Bu itibarla, davalı-davacı kadın vekilinin temyiz yolu kapalı olan velâyet davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı-davacı kadın vekilinin velâyetin değiştirilmesine dair temyiz dilekçesinin reddine ve çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasına dair temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiğini, 2018 yılında kadının, erkeği aldatması, ortak konutu terk etmesi sebepleriyle anlaşmalı olarak boşandıklarını ve ortak çocuk velâyetinin babaya verildiğini, anne ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, ortak çocuğun kişisel ilişki günleri sonrası davalı annenin yanından geldiğinde vücudunda fiziksel şiddete dair izlerin görüldüğünü, davalı kadının haysiyetsiz bir yaşam sürdüğünü, bu durumun ortak çocuğun fiziki, ruhsal ve ahlaki gelişimine zarar verdiğini, ortak çocuk ile davalı kadın arasındaki kişisel ilişkinin devam etmesinin ortak çocuk için geri dönülmez zararlara yol açacağını, davalı kadının nerede ve kiminle yaşadığının bilmediğini, duyumlara göre davalı kadının ... isimli biri ile birlikte yaşadığını, ortak çocuğun böyle bir ortamda yaşamasının kabul edilebilir nitelikte olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile ortak çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına, olmadığı takdirde davalı anne ile ortak çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkinin davacı baba nezaretinde, yatılı olmadan kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, haysiyetsiz yaşam sürdüğünü, ortak çocuğun gelişiminin olumsuz yönde etkileneceğini iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, davacı erkekten boşandıktan sonra tekrardan evlendiğini, evlilik dışı birliktelik yaşamadığını, annelik vazifelerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, kişisel ilişkinin kaldırılması ya da azaltılmasını gerektirecek somut bir delilin mevcut olmadığını, davacı erkeğin ortak çocukla kurulacak kişisel ilişkiye engel olduğunu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocuğun velâyetinin davacı erkekten korktuğu için vermek durumunda kaldığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı gereği ortak çocuğun velâyetinin babaya verildiğini ve anne ile kişisel ilişki kurulduğunu, ancak davacı erkeğin, ortak çocukla anne arasında kurulacak kişisel ilişkiye engel olduğunu, protokol hükümlerinin ihlal edildiğini, bu durumun ortak çocuğun psikolojisini olumsuz yönde etkilediğini, kadının, erkek tarafından tehdit edildiğini, ortak çocuğa babaannesinin ve halasının baktığını, çocuğun anne şefkatinden mahrum bırakıldığını, bakıma muhtaç çocuğun annesinin yanında olmasının daha iyi olacağını, ortak çocuğun velâyetinin tehdit yolu ile alındığını, kadının resmi nikahla evlendiğini ve düzenli bir hayatı olduğunu, eşinin çalıştığını, geçimlerini sağladığını, çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek ortak çocuğun velâyetinin babadan alınarak anneye verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanları, uzman görüş raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların Araklı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/261 Esas, 2018/227 Karar sayılı kararıyla boşandıkları, ortak çocuğun velâyetinin babaya verildiği, çocukla anne arasında kişisel ilişki tesis edildiği, çocukla hala ve babaannenin ilgilendiği, ... erkeğin ve ailesinin, davalı-davacı kadının şu anda evli olduğu kişi hakkında endişe duydukları, davalı-davacı kadının kaldığı yerin uzak olması, çocuğun bu kadar uzun mesafe yolu katetmesini istemedikleri, davalı-davacı kadının yaşadığı yerin fiziki koşullarının iyi olmadığı, çocuğun yaşadığı yerden memnun olduğu, çocuğun okul çağında olduğu, ayrıca ... babanın çocuğa iyi bir şekilde baktığı, çocuğun bakımında bir ihmalinin bulunmadığı, ... babanın velâyet görevini yerine getirdiği, görevini kötüye kullanmadığı ve savsaklamadığının anlaşıldığı, çocuğun üstün yararının dikkate alınması gerektiği belirtilerek; asıl davanın kabulü ile Araklı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/261 Esas, 2018/227 Karar sayılı kararı ile ortak çocuk Eylül ile davalı-davacı anne arasında tesis edilen kişisel ilişki kararının yeniden düzenlenmesine, velâyeti ... babada olan 03.09.2016 doğumlu ortak çocuk Eylül ile davalı-davacı anne arasında her ayın 1 inci ve 3 üncü hafta sonu Cumartesi günü saat 10.00 ile Pazar günü saat 18.00 arasında, Dini Bayramların 2 inci günü saat 10.00 ile 3 üncü günü saat 18.00 arasında, yarı yıl tatilinin ilk haftasında Pazartesi günü saat 10.00 Pazar günü saat 18.00 arasında 7 gün süre ile ve her yıl 1 Ağustos saat 10.00 - 30 Ağustos saat 18.00 tarihleri arasında bir ay süre ile görüşmek suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından asıl davanın talep doğrultusunda kabul edilmemesinin hatalı olduğu, annenin ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı ve haysiyetsiz yaşam sürdüğü, bu durumun çocuğun psikolojisini olumsuz yönde etkilediği, anne ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması olmadığı takdirde baba nezaretinde ve yatılı olmayacak şekilde kurulması gerektiği belirtilerek; asıl dava yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, davacı erkeğin, ortak çocukla anne arasında kurulacak kişisel ilişkiye engel olduğunu, kadının tekrardan evlendiğini ve düzenli bir yaşamı olduğunu belirterek her iki dava yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, yargılama sırasında alınan sosyal inceleme raporları, kararın dayandığı diğer deliller dikkate alındığında, ortak çocuğun baba yanındaki düzeninin değiştirilmesinin gerekmediği, velâyetin değiştirilmesine ilişkin yasal şartların oluşmadığı, ortak çocuğun, davalı- davacı anneye olan ihtiyacı gözetildiğinde, ortak çocuk ile anne arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasının gerekmediği, ortak çocukla davalı- davacı anne arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının ortak çocuğun menfaatine olduğu, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek; her iki taraf vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, asıl dava yönünden temyiz yolu açık olmak üzere, birleşen dava yönünden ise kesin nitelikte olmak üzere karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler dikkate alınarak her iki dava yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... babanın anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek sınırlandırılması talebinin yerinde olup olmadığı, anne ile çocuk arasında yeniden tesis edilen kişisel ilişki süresinin yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci ve 323 maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 9 uncu maddesinin 3 üncü fıkrası, 3 üncü, 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı kadın vekilinin velâyetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı-davacı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden Asiye'ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.