"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/103 E., 2023/250 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/539 E., 2020/504 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve boşanmadan sonra evlilik soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacının boşanma kararından sonra evlilik soyadını kullanmaya devam etmesine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin alkol bağımlısı olduğunu, çalışmadığını, müsrif olduğunu, borçlandığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için her yıl artış ile 1.000,00 TL iştirak nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davacı kadının eşinin soyadını kullanmaya devam etmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının davalı erkeği aşağıladığını, annesine aşırı düşkün olduğunu, her hafta sonu annesinin evine gidip kaldıklarını, davacı kadının erkeği evden kovduğunu iddia ederek boşanma davasının kabulüne, çocuğun velâyetinin ortak verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı kadından alınarak davalı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının alkoliklik derecesinde olmamakla birlikte aşırı alkol kullanımının olduğu, bu durumun tarafların arasında geçimsizliğe sebep olduğu, davalının alkol kullanımı konusunda gerekli desteği almaya yanaşmadığı, davalının emekli olduğu, uzun zaman önce emekli olmasına rağmen davacı çalışmaya devam ettiği halde çalışmadığı, tarafların arasında adeta çalışma yönünden kadın - erkek kimliklerinin yer değiştirmiş olduğu, kadının ailenin geçimi için çalışmasının yanı sıra krediler çekmek zorunda kaldığı, bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu gerekçesi ile davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaydaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile davacı kadının boşanmakla en azından eşinin desteğini yitirecek olmasının sabit olması, davalının tutum ve davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesi ile 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafların ortak çocukları 01.07.2002 doğumlu olup, reşit olduğundan çocuğun velâyeti ve çocuk için iştirak nafakası bağlanması hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu kabul edildiğinden davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı vekili tarafından müvekkilinin evlilik soyadı olan " ... " soyadını kullanmak istediğine yönelik dava dilekçesindeki talebi, bu talebin harçlandırılmış olması ve davalı vekilinin de evlilik soyadını kullanmaya muvafakatinin bulunması nazara alınarak davacının " ... " soyadını kullanmasına, boşanma davasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, soyadını kullanmaya izin verilmesi talebinin kabul edilmesi sebebi ile 1.700,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesi ile, tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin maddî gerçeğe uygun ve yerinde olduğu, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, kadının boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesi karşısında kadın lehine maddî tazminata karar verilmesinde bir yanlışlık bulunmadığı ancak miktarının hakkaniyet gereğince az olduğu, boşanmaya neden olan davalının kusurlu davranışlarının davacının kişilik haklarını ihlal etmemesi nedeniyle manevî tazminat koşulları oluşmadığından, davacının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi yerine kabulünün hatalı olduğu, davalının tam kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleşmediği, İlk Derece Mahkemesince davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, boşanma davası ile evlilik soyadının kullanılmasına izin davasının kabul edilmesi nedeniyle, her iki dava yönünden iki ayrı vekâlet ücretine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacının maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, 50.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, davacının manevî tazminat talebinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî tazminat ve miktarı, vekâlet ücreti ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadın yararına maddî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarının uygun olup olmadığı, davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddi kararının doğru olup olmadığı ve kadının reddedilen manevî tazminat talebi nedeni ile erkek yararına vekâlet ücreti verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.