Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4416 E. 2024/1019 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olayların ispatı, kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık görmemesi ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmaması gözetilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1518 E., 2023/243 K.

DAVA TARİHİ : 25.09.2017 - 08.11.2017

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/945 E., 2020/125 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmek istemediğini, ortak konuta gelmelerini istemediğini, gereksiz harcama yaptığını, ev hanımı olduğu halde sabah kahvaltısı dahi hazırlamadığını, saygısız olduğunu, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, ortak evi terk ettiğini, ortak çocuğu göstermediği gibi müvekkilini tehdit ettiğini, kadının iddialarının doğru olmadığını ve kabul etmediklerini, kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, kadının karşı davası ile taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, müvekkiline ilgisiz ve anlayışsız davrandığını, evlilik hayatı ilişkilerini ailesine anlattığını, özel hayatlarının olmadığını, kayınvalidenin evliliğe müdahale ettiğini, müvekkili hakkında "eve girip çıkan belli değil, arabaya binip bulvarda geziyor" şeklinde söyleyerek kötülediğini, sürekli müvekkilinin arkasından konuştuğunu, erkeğin, annesinin davranışlarını bildiği halde sessiz kaldığını ve müvekkilini yalnız bıraktığını, çocuğun ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğe ''kel'' şeklinde söyleyerek alay ettiği, erkeğin annesinin sürekli kadın hakkında kadının şeref ve haysiyetine zarar verecek ve tanık anlatımları ile doğru olmadığı anlaşılan söylentiler çıkardığı, erkeğin ise annesine engel olmamakla birlikte bu duruma göz yumduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadını az kusurlu olduğu, alınan uzman raporu, ortak çocuğun yaşı ve gelişimi itibariyle velâyetinin annesine verilmesine, baba ile yatısız kişisel ilişki tesisine, tarafların sosyal ve ekonomik durumu gözönünde bulundurularak çocuk lehine iştirak nafakasına, kadının çalışıyor olması nedeni ile şartları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının kişilik haklarına yapılan saldırı ve boşanmakla uğrayacağı maddî zarar, erkeğin ağır kusurlu olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumu ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 500,000 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 800,00 TL'ye artırılmasına, karar kesinleştikten sonra 800,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili,kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında asıl ve karşı davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve davaların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.