Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4453 E. 2024/3633 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle ergin olan ortak çocuk yönünden Bölge Adliye Mahkemesince iştirak nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2275 E., 2023/307 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çaldıran Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/589 E., 2022/1024 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların yaklaşık 12 yılından beri evli bulunduklarını, bu evliliklerinden ... adında bir ortak çocuklarının bulunduğunu, evliliğin devam ettiği süreçte erkeğin imam nikahlı olarak başka bir kadınla ortak hayat kurduğunu, bu durumu kadına karşı psikolojik şiddet olarak kullandığını, kadını boşanmaya zorladığını, kadının ailesine yakın tek odalı bir konuta taşınmak suretiyle ortak çocuğa tek başına baktığını, bu süre boyunca erkeğin herhangi bir maddî katkıda bulunmadığını, erkeğin imam nikahlı eşi ile birlikte Çanakkale iline yerleştiğini, orada hayatını devam ettirdiğini, bunun sadakat yükümlülüğünün ihlali anlamana geldiğini, evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışı sebebiyle temelinden sarsıldığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.00,000 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davalı erkek tarafından süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 16.01.2019 tarihinde verdiği ilk kararı ile sadakatsiz erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişkiye, ortak çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kararın kadın tarafından nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden, erkek tarafından boşanma, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile velâyet yönlerinden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kadının dava dilekçesinde “zina ve evlilik birliğinin sarsılması" sebeplerine dayalı olarak boşanma talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince açılan davalardan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı genel boşanma sebebiyle açılan dava yönünden karar verildiği, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarıca zina özel sebebine dayalı boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, o halde, asıl ve karşı davada tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen ikinci kararı ile; "...erkeğin, kadın ile evlilik birliği devam ederken başka bir kadınla yaşadığı ve bunu hem tanık anlatımları hem de kendi beyanları ve hem de daha önce taraflar arasında görülen Mahkemenin 2013/145 Esas, 2014/42 Karar sayılı dava dosyası ile sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşılmış ve erkeğin tam kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Sadakat yükümlülüğüne aykırılık 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmayı gerektiren kusurlu davranıştır. Bu durumda hem zina eylemi hem de erkeğin diğer kusurlu eylemlerinden dolayı ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilmelidir..." gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişkiye, ortak çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; boşanma, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile velâyet yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine ve erkeğin zina eyleminin devam ettiğinden hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, kadının mevcut ve beklenen menfaatlerine, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliğine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarı ve kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının iştirak nafakası ile yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları yönlerinden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; boşanma, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile velâyet yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, nafakalar ve tazminatlar ile velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 176 ncı, maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddesi hükümleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı Maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince kurulan 01.03.2023 tarihli hükümde tarafların ortak çocukları yararına yeniden artırılmak suretiyle iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de ortak çocuk 18.11.2003 doğumlu olup İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 21.09.2022 tarihinde ergindir. Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibariyle ergin olan ortak çocuk yönünden iştirak nafakasına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının "iştirak nafakası" yönünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının dördüncü paragrafında yer alan "4-Müşterek çocuk için kararın kesinleşmesinden itibaren 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine," ibaresinin hükümden tamamen çıkarılmasına, yerine " 4-Ortak çocuk 18.11.2003 doğumlu ... yararına dava tarihinden başlamak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasının ortak çocuğun ergin olduğu tarih olan 18.11.2021 tarihine kadar devamı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ergin olan ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına " cümlesinin yazılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde Taha'ya iadesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden ...'ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.