"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/123 E., 2023/278 K.
DAVA TARİHİ : 05.08.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şebinkarahisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/122 E., 2022/130 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının düzenli olarak Gürcistan'da yaşayan ailesine maddî olarak yardımcı olmak için para talep ettiğini, sürekli maddî isteklerde bulunduğunu, istekleri yerine gelmeyince tartışma çıkardığını, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bahçeye birlikte ektikleri biber ve domates fidelerini ezdiğini, 28.06.2021 tarihinde ortak evi terk ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadına dava dilekçesi 30.11.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı kadın tarafından davaya cevap süresinden sonra 27.09.2022 tarihinde verdiği dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediğini, kendisini rencide ettiğini, "senin yerin sokaktır" şeklinde söylenerek evden kovulduğu için evden ayrılmak zorunda kaldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilmesi halinde lehine 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının öz oğlu ve gelini tarafların evlerine misafirliğe geldikleri, davacının gelini ile davalının tartıştıkları, davalının bu nedenle davacıya dert yakındığı ''senin gelinin hep böyle yapıyor, sorun çıkarıyor'' şeklinde söylediği, ancak davacının, komşuların da bulunduğu ortamda davalıya ''geç otur bir kenara'' şeklinde rencide edici muamelede bulunduğu, davalıya atfedilen kusurların ispatlanamadığı, davalının ortak konutu terk etmesinde davacının kusurunun bulunduğu gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ve davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ve davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 126 ncı, 127 nci, 128 inci, 129 uncu, 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin aşağıdaki parağrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinnin birinci fıkrasında, “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre boşanmaya karar verilebilmesi için, davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
3.6100 sayılı Kanun'un 127 nci maddesinde, davaya cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, aynı Kanun'un 129 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin, (e) bendinde ise savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin cevap dilekçesinde bulunması gerektiği düzenlenmiştir.
4.Davacı tarafından açılan boşanma davasında, Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacının öz oğlu ve gelininin tarafların evlerine misafirliğe geldikleri, davacının gelini ile davalının tartıştıkları, davalının bu nedenle davacıya dert yakındığı ve ''senin gelinin hep böyle yapıyor, sorun çıkarıyor'' şeklinde söylediği, ancak davacının, komşuların da bulunduğu ortamda davalıya ''geç otur bir kenara'' şeklinde rencide edici muamelede bulunduğu, davalıya atfedilen kusurların ispatlanamadığı, davalının ortak konutu terk etmesinde davacının kusurunun bulunduğu gerekçesi ile ispatlanamayan davanın davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından kararın istinafı üzerine, başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. Dava dilekçesinin davalıya 30.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı tarafından süresinde davaya cevap verilmediği görülmüştür. Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler dikkate alındığında, davalının cevap dilekçesi adı altında 27.09.2022 tarihinde verdiği dilekçesinin ise, "davaya cevap dilekçesi" olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Toplanan deliller ile dosya kapsamından, davalı tarafından davaya süresinde cevap verilmediğinden vakıa ileri sürülmediği ve davacıya kusur atfedilmediği gibi, davalının boşanmaya sebebiyet verecek derecede az da olsa kusurunun ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davalı tarafından usulüne uygun bir vakıa ileri sürülmediği ve davacıya yönelik kusur atfedilmediği halde, Mahkeme tarafından gerekçede davacıya kusur yüklenilmesi hatalıdır. Hal böyle iken Mahkemece, davalıya atfedilen kusurlu davranışların ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davacının kusurlu olduğu gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, belirlenen kusura ilişkin gerekçe doğru değil ise de, hüküm sonucu itibariyle doğru olduğundan ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin değiştirilmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.