Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4471 E. 2024/3508 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusurun belirlenmesi, tazminat taleplerinin kabulü ve miktarı ile ilgili uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, davacı-karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/205 E., 2023/378 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/354 E., 2022/395 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadın ile evlilik birliğinin başından beri aralarında fikir ayrılıklarının olduğunu, karşılıklı tartışmalar, küslükler ile evlilik hayatlarının devam ettiğini bu süreçte ortak çocukların dünyaya geldiğini, bu tartışmalar ve küslükler nedeniyle yaklaşık 7 yıl önce evden ayrıldığını ve fiilen ayrı yaşamaya başladığını, davalı ile tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili karşı davaya cevap dilekçesinde; karşı davacının ileri sürdüğü iddiaların kabul etmediklerini, tüm sorunların kadının tutum ve davranışlarından kaynaklandığını, evlilik süresince müvekkiline karşı hakaret, aşağılama, hor görme şeklinde eylemler gerçekleştirdiğini, müvekkilinin çamaşırlarını bile yıkamadığını, müvekkilinin kirli çamaşırlarını annesine getirerek yıkattığını, müvekkiline yemek bile vermez duruma geldiğini, hocalara giderek müvekkiline büyüler yaptırdığını, bunların bir kısmının yatağa gizlediğini, bir kısmını ise müvekkilinin yemeklerine kattığını, müvekkiline karşı defalarca saldırgan tutum izlediğini, habersiz il dışı seyahatlere giderek birliği sarstığı, baskıları nedeniyle evden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek, davalarının kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; yurt dışına gidecek parası olmasına rağmen erkeğin ailenin geçimini sağlamadığını, kadının evlilik birliği süresince fiziksel ve psikolojik şiddet, hakaret ve tehdit eylemlerine maruz kaldığını, iş yerindeki kadınlarla ilişki kurduğunu, belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, müvekkilinin dosya arasına celp edilen Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/525 Esas 2019/424 Karar sayılı dosyasında verilen ilam ile bağlanan aylık 500,00 TL nafakanın 1.500,00 TL'ye çıkartılmasına, müvekkiline düğünde hediye edilen 4 adet burma bilezik, bir adet altın set takımı, 10.000,00 TL nakit paranın erkekten alınarak kadına verilmesine, asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının evlilik birliği devam ederken erkeğe sözlü ve fiziksel şiddet uygulamak, muska/büyü yaptırmak, yaptığı yemekleri ve kişisel bakım ürünlerini erkekten gizlemek suretiyle yükümlülüklerine aykırı davrandığı, erkeğin ise kadına birden fazla kez fiziksel şiddet uygulamak, sözlü şiddet uygulamak ve birliğin ihtiyaçlarını karşılamamak suretiyle yükümlülüklerine aykırı davranığı, bu haliyle taraflara kusur olarak yüklenilen eylemlerin değerlendirilmesinde tarafların eşit kusurlu oldukları, tarafların uzun zamandır ayrı yaşadıkları, ortak çocuk ... yargılama devam ederken ergin hale geldiği, tanık anlatımları ile tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları neticesinde kadının yoksulluğa düşme tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, karar tarihi itibari ile ergin olan ortak çocuk ... yönünden konusuz kalan velâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının tedbir nafakası isteminin kısmen kabulü ile Akçaabat 2.Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)'nin 2018/525 Esas 2019/424 Karar sayılı ilamı ile mükerrerlik arz etmemek üzere aylık 600,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru ve istinafa cevap dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, açmış olduğu karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, Mahkemenin ziynet eşyası yönünden ilk bilirkişi raporunu dikkate alarak eksik inceleme yaptığını, uyuşmazlığın eşyanın varlığı konusunda değil, eşyanın kadının uhdesinde olup olmamasıyla ilgili olduğunu, ziynet eşyasının cinsine ve miktarına itiraz edilmemesinin nedeninin ziynet eşyasının kadında olması olduğunu, ziynet eşyalarının müvekkiline verilmediğini, ortak ihtiyaç için kullanılmadığını, yalnızca kadının sunduğu tanık beyanına itibar edilerek hüküm tesis edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, tedbir nafakası talebinin kaldırılması gerektiğini, kadının herhangi bir maddî zorluk çekmediğini, kendisinin çalıştığını, müvekkilinden daha düzenli bir gelirinin bulunduğunu, tedbir nafakası ihtiyacı olmayan kadının tedbir nafakası talep etmesinin ve bu yönde hüküm tesis edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, tedbir nafakası ve ziynet alacağı davası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, erkeğin davası, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar kadının kocasını eve gelmemesi yönünde görümcesi aracılığı ile haber gönderdiği yönünde erkek tarafından kadına kusur izafe edilmek istenmiş ise de; tanık Nurgül İhtiyar'ın ifadesine göre; erkeğin geç saatlere kadar tanık olan kardeşinde oturduğu bir zamanda evine geç gitmesine tepki olarak kadının "eve gelmesin" şeklinde haber gönderdiği dikkate alındığında bu eylemin kadına kusur olarak yüklenmemesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, erkeğin de "kadına birden fazla kez fiziksel şiddet uygulamak, sözlü şiddet uygulamak ve birliğin ihtiyaçlarını karşılamamak suretiyle yükümlülüklerine aykırı davranığının" sabit olmasının yanında tanık ... ve ...'nin beyanları ile ispatlanan "ailesini bırakarak yurt dışına Tayland'a birden fazla kez gerek erkek arkadaşıyla, gerek tek başına tatile gittiği" ve tanık Asuman Bayraktar'ın beyanından anlaşıldığı üzere; "başka bayanlarla kol kola gezdiği" ispatlanmış olup, kadın tarafından söz konusu eylemlere dayanıldığı ve ispatlandığı halde İlk Derece Mahkemesi tarafından dikkate alınmaması usul ve kanuna aykırı bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince saptanan bazı kusur tespitleri doğru olsa da; erkeğe izafe edilen kusurlar hep birlikte değerlendirildiğinde kusurların ağırlık derecesinin kıyaslanmasında hata yapılarak tarafların eşit kusurlu sayılarak boşanmalarına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğu, buna göre; kadının kusurlu hareketleri karşısında erkeğin kusurunun daha ağır kaldığının kabulü gerektiği gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, iddialarını ispatlayamadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulünün ve kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.