"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/220 E., 2023/419 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sürmene Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/163 E., 2022/253 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların akraba olduklarını, görücü usulü ile evlendiklerini, bu evlilikten 3 çocuklarının olduğunu, çocuklardan ...'ın engelli olduğunu, kadının ailesinin Almanya'da çalıştığından kadının Almanya'da doğup büyüdüğünü, erkeğin ilahiyat mezunu olduğunu, evlilik ve müvekkilinin askerliğini tamamlamasından sonra eşinin isteği üzerine Almanya'ya giderek 6 sene Diyanete bağlı bir camide imamlık yaptığını, bu nedenle de çocukların tamamının Almanya'da doğduğunu, 2010 yılına kadar müvekkili ile kadın arasında hiç bir sorun yaşanmadığını, 2010 yılının ilk aylarından kadının annesi ...'nın, somut bir delile dayanmadan aile içerisinde erkeğin kadını aldattığını iddia etmeye başladığını, kayınvalidenin babası ... 'ın, kendisinin bilgi sahibi olmaması gereken bir konuda, erkeğin kadının altınlarını çaldığını iddia ettiğini, bu nedenle kadının erkek kardeşlerinin müvekkili ile kavgaya giriştiğini, erkeği eve kilitleyip erkeğin aracını alıp arattıklarını, ancak altınların kayınvalide ...'nın yatak odasında çıktığını, erkeğin Türkiye'deki sınavlara girerek, 26.01.2011 tarihinde Sürmene Küçükdere ... köyünde imam olarak göreve başladığını, erkeğin eşi ve çocukları, Sürmene'ye 2012 yılının Eylül ayında geldiğini, tarafların birikimleri ile ve evlilik birliği içerisinde satın aldığı, Sürmene ilçesi ... mah. ...erli mevkii 245 ada 9 nolu parseldeki fındıklık vasfındaki ve erkek üzerine kayıtlı taşınmazı, kadının kendisine devredilmesini istediğini, satın alınan taşınmazda, tapuya tescilli olmamakla birlikte satın alındıktan sonra erkeğin kardeşi ... tarafından yapılmış ev bulunmasına rağmen, müvekkilinin de eşini kırmamak adına ve güvenerek 12.10.2017 tarihinde taşınmazı kadına devretmiş olduğunu, kadının 23.01.2021 tarihinde çocukların eğitim gördüğü Sürmene Aksuhanları, ... Tahsin Kırali İlköğretim Okulundan ortak çocukların habersiz kaydını sildirerek aldığını, çocuklarla birlikte Almanya'ya gittiğini, eşinin Almanya'ya kaçtığını, artık dönmeyeceğini ve elbiselerinin de bir çuvala konarak zemin kattaki depoya bırakıldığını öğrendiğini, evlilik birliğinin normal seyrinde gittiği düşünüldüğü sırada kadının aniden Almanya'ya kaçmasına anlam veremeyen erkeğin durumu anlamaya çalışırken, bir emlak sitesinde evlilik birliği içerisinde aldıkları ve tapusu üzerine iken, eşine devrettiği taşınmazın satışa çıkarıldığı ilanını öğrenince durumu araştırdığında taşınmazın kadın tarafından 29.07.2020 tarihinde annesi ...'ya sattığını ve onunda taşınmazı satışa çıkardığını öğrendiğini, bunca hileli işlemi yapan kadınla sürdürebilecek ortak bir yaşam kalmadığını, bu nedenle evliliğin sonlandırılması gerektiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin bugüne kadar aile birliğinin üstüne yüklediği hiçbir sorumluluğu yerine getirmediğini, daima şüpheci, güvensiz, baskıcı, şiddet, hakaret ve iftiralara dayalı davranışları ile aile birliğine zarar verdiğini, aile birliğinin devamı ve sağlıklı biçimde tesisi için hiçbir çaba harcamadığını, erkeğin sözde aldatma, hırsızlık, tecavüz ve ortak çocukların kaçırılması şeklinde oluşturduğu gerçek dışı olaylara binaen kurgulayarak ifadeler ve iddialarda bulunduğunu, bu iddiaların gerçek durumu yansıtmadığı gibi somut tek bir vakıa veya delile de dayanmadığını, tarafların Almanya'da evlilik birliklerini sürdürürken erkeğin kadını ikna ettiğini, dava dilekçesinde belirtilen iddiaların gerçek dışı olduğunu, çocukları için ... Noterliğinin 06.11.2020 tarihli işlemiyle erkeğin muvafakat verdiğini, erkek aleyhine eşe karşı kasten yaralamadan dolayı Sürmene Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/339 E. ve 2018/96 K. sayılı dosya ile dava açıldığını ve cezalandırılmasına karar verildiğini ileri sürerek erkeğin davasının reddi ile karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, işleyecek yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı ancak bu olaydan sonra tarafların bir araya geldikleri, erkeğin eşi ve çocukları ile ilgilenmediği, evlerine yakın mesafede lojmanda kalmasına ve kendisine ait arabasının olmasına ve daha sık gelebilme ihtimali olmasına rağmen sadece haftada bir gün eşi ve çocuklarının yanına geldiği, ortak çocuklarının engelli olduğu ve bakımının daha zor olmasına rağmen ortak engelli çocukla erkeğin ilgilenmediği, evin ve ortak çocukların bakımı ile kadının ilgilendiği, erkeğin kadına kadına yüksek sesle hitap ettiği, buna karşılık erkek tarafından kadının erkeğe haber vermeden Almanya'ya gittiği ve evde muhabbet kuşu beslediği yönünde iddiada bulunulmuş ise de alınan tanık ...'ın beyanlarından kadının kocasından korktuğu için Almanya'ya giderken haber vermediğinin anlaşıldığı, diğer tanıkların bu konuda bilgilerinin olmadığının anlaşıldığı, yine kadının evde muhabbet kuşunu besleme sebebinin hobi olmaktan ziyade muhabbet kuşlarını yavrulatıp satmak ve maddi kazanç sağlamak olduğu tanık ...'ın beyanlarından anlaşılmış ve bu nedenlerle bu durumların kadına kusur olarak atfedilmemesi gerektiğine kanaat getirilmiş ve erkeğin davasının ispat edilemediği anlaşılmış, tüm bu hususlar göz önüne alındığında erkeğin ağır kusurlu olduğu kanaatine varılmış ve tarafların ortak hayatının devamının kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesiyle ispat edilememesi nedeniyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı madddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10.00'dan pazar akşama saat 20.00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 10.00'dan 3. günü saat 20.00'ye kadar, babalar günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 20.00'ye kadar baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekrarla, kadının Almanya'da ikamet ettiklerinden aldıkları maaş ve sosyal yardımların tespit edilmediğini, sadece Türkiye'deki mal varlığına göre nafaka ve tazminata hükmedildiğini, ...'in parasal taleplerinin kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen davası, kadının kabul edilen davası, nafaka ve tazminatalar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece asıl davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmiş ise de, asıl davada karşı taraf vekâlet ücreti değerlendirme dışı bırakıldığını ileri sürerek vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ortak çocukları ile ilgili olarak kurulan kişisel ilişki tesisinde uzun tatiller yönünden bir hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlar dışındaki kadına yüksek sesle hitap ettiği erkeğe kusur olarak yüklenebilmesi için aftan sonra gerçekleşmesi gerektiği, halbuki beyanına dayanılan tanık ... 'ın beyanına göre; "bir keresinde" gerçekleşen yüksek sesle hitap olayının aftan önce yani fiziksel şiddet olayından önce gerçekleştiğinin beyan edildiği, hal böyle iken; yüksek sesle hitap erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, yine her ne kadar kadına evlilik birliğinin sona ermesinde kusur izafe edilmemiş ise de; kadının erkekten habersiz şekilde çocuklarıyla birlikte Almanya'ya gittiği tanık beyanlarıyla sabit olup, erkeğin davasında bu hususa dayandığının anlaşıldığı, kadına bu olayın kusur olarak yüklenmeme sebebinin tanık ... .'ın beyanına göre; kadının tanığa erkek tarafından tehdit edildiğini söylediği bu yüzden korkudan sakladığı gerekçe gösterilmiş ise de; bu yorumun tanığa taraf olan kadın tarafından söylendiği, tarafların tanıklara aktardıkları hususların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği hususunun göz ardı edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, hal böyle iken; kadının, erketen habersiz çocuklarıyla birlikte Almanya'ya gittiği ve erkeğin de; eşi ve çocukları ile ilgilenmediği, evlerine yakın mesafede lojmanda kalmasına ve kendisine ait arabasının olmasına ve daha sık gelebilme ihtimali olmasına rağmen sadece haftada bir gün eşi ve çocuklarının yanına gelerek her iki tarafın da evlilik birliğinin üzerine düşen yükümlülükleri yapmaktan kaçındıkları; eşit kusurlu olarak her iki tarafında boşanma davalarının kabulüne ve tazminat taleplerinin reddine dair karar verilmesi gerekirken, kusur durumlarının hatalı izafe edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi, reddedilen davası, kişisel ilişki ve tazminatlar yönünden istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuklar ile baba arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10.00'dan pazar akşama saat 20.00'ye kadar, sömestr tatillerinin 1.günü saat 09.00 dan 7.günü saat 17.00 ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 10.00'dan 3. günü saat 20.00'ye kadar, babalar günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 20:00'ye kadar, her yıl Temmuz ayının 1.günü saat 09.00' dan 30.günü saat 17.00' ye kadar baba ile kişisel ilişki kurulmasına, karar verilmiş, kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini kısmen tekrarla kusur belirlemesi, nafakalar ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönünden lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kadının, eylemli ve psikolojik şiddete maruz kaldığının, sürekli şiddete maruz kalarak devamlı kötü muameleye maruz kaldığının değerlendirme dışı bırakıldığı, eşler arasındaki fiili olgular tanık beyanlarıyla sabit iken, mevcut durum itibariyle göz ardı edildiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı,erkeğin davasının kabulünün gerekip gerekmediği, hükmedilen nafakalar ve kadının reddedilen tazminat talepleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 inci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.