"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/461 E., 2023/463 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kuma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Develi 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/97 E., 2022/267 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun esastan reddine, erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden karar vermek suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ekonomik durumlarının iyi olmadığını bildiği ve bu nedenle ailesi ile birlikte oturmayı kabul ettiğini, ailesini kıskandığını, erkeğe ve ailesine ağır hakaret ettiğini, daha önce evlendiğini söylemediğini, eşyaları kırıp döktüğünü, eşyalarını kapı önüne koyduğunu, sürekli maddî taleplerinin olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını, erkeğin anne ve babasının sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, yatak odalarına dahi karıştığını, erkeğin ağır hakaret ettiğini, annesinin kadını evden kovduğunu, ayrı eve çıktıklarında da erkeğin her akşam ailesinin evine gidip yemeklerini orada yediğini, evden kovduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ilgisiz olduğunu, çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100. 000,00 TL manevî tazminata, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, ziynetleri aynen olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.08.11.2022 tarihli celsede davalı- davacı vekili tarafından nafaka taleplerinin 1.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığı, annesinin hakaretine sessiz kaldığı; kadının ise erkeğin ailesine hakaret ettiği, evden ayrılmadan önceki son olayda müşterek hanenin eşyalarını dışarı attığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 800,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının ziynet eşyası talebinin kabulü ile, 1 adeti 20 gramdan, 22 ayar, gramı 379,00 TL'den, 5 adet bilezik, toplam 37.900,00 TL, 1 adet yüzük, 5 gramdan, gramı 379 TL'den, 22 ayar, toplam 2.145 TL olmak üzere düğünde takılan toplam altının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam 40.045 TL'nin 1.000,00 TL'si için dava tarihi olan 22.06.2020 tarihinden itibaren, 39.045,00 TL'si için ıslah tarihi olan 28.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına nafaka koşullarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin kabulünün gerektiğini, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat, nafaka ve velâyet düzenlemesi ve ziynet alacağı davasının kabulü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat koşullarının oluştuğunu, deprem nedeniyle evlerinin yıkıldığını velâyetin babaya verilmesini kabul ettiğini ileri sürerek kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat yönünden hükmün kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davaların kabulü, kusur belirlemesi ile tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğunu,ziynet alacağının kabulüne karar verilmesini isabetli olduğu; kadın vekilinin dilekçesinde velâyetin şartları nedeniyle babaya verilmesini talep ettiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle velâyetin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının iştirak nafakası talebinin reddine; kadın vekilinin tüm, erkek vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının esastan reddine; 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ziynet alacağı yönünden kesin olarak karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, kadın yararına yoksulluk nafaka şartlarının oluşmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminat talepleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile kadın yararına yoksulluk nafaka şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırması tutanaklarında erkeğin bir inşaat şirketinde asgari ücretle çalıştığı, kadının ise işten kendi isteği ile ayrıldığı belirtilmiştir. Diğer yandan dinlenen tanıklarca da kadının çerez fabrikasında çalıştığı ifade edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma sonucu yoksulluğa düşeceğinden yoksulluk nafakası takdir edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince yoksuluk nafakası yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının düzenli bir gelirinin olup olmadığı hususunda çelişki söz konusudur. O halde, yeniden usulünce sosyal ve ekonomik durumlarının SGK kayıtları da dikkate alınarak etraflıca araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının belirlenerek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
2.Davacı- davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.