"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1738 E., 2023/842 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/57 E., 2021/509 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı- davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının yoksulluk nafakası talebi ile manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebi ile çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından, tedbir, iştirak nafaka miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı tedbir ve iştirak nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmayan davalı- davacı kadının temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı- davacı kadının tedbir ve iştirak nafaka miktarları yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı- davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kadının kişisel bakım ve gelişiminde özensiz davrandığını, uyumsuz davrandığını, eş ve çocuklara ilgisiz davrandığını, çocukların bakımlarıyla, hastalıklarıyla ilgilenmediğini, çocukları azarladığını, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sorumsuz davrandığını, çocukları göstermediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, eş ve çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, eş ve çocuklarını gezdirmeye götürmediğini, sosyal hayatlarını kısıtladığını, çocukların hastalıklarıyla ilgilenmediğini, eve sürekli geç geldiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, eşinin harçlığına el koyduğunu, telefon ve bilgisayarla ilgilendiğini, kayınbabanın ziynetleri alarak iade etmediğini, aşağıladığını, beğenmediğini söylediğini, boşanmak istediğini söylediğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu iddia ederek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara ÜFE oranında artışa, lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların erkeğin ailesi ile altlı üstlü oturduğu, yemeklerinin birlikte yenildiği, erkeğin sürekli cep telefonu ile meşgul olduğu, hafta sonları arkadaşları ile buluşmaya gittiği bu nedenle ailesi ile tam anlamı ile ilgilenmediği, kadının telefonunda kontör olmadığı için ailesini arayamadığı, çocukların bayramlıklarını vs tarafların ailelerinin aldığı, bu şekilde gelişen olaylarda erkeğin tam anlamı ile bağımsız konut temin etmediği, cep telefonu ve arkadaşları ile vakit geçirerek ailesi ile tam anlamı ile ilgilenmediği, kadın ve çocukların ihtiyaçlarını tam anlamı ile karşılamadığı, belirlenen kusurlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 400,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 19.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek, şartlarının oluşmadığını ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kusur belirlemesi ile boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, hiç kimsenin kendi kusuruna dayalı olarak boşanma hakkı elde edemeyeceği tespiti ile asıl davanın reddine karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu; belirlenen ve gerçekleşen erkeğin kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği; kadının düzenli çalışmasının olduğu, tarafların gelirlerinin denk olduğu ve kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin hatalı olduğu; geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tam kusurlu erkek lehine maddî-manevî tazminat verilmemesinin doğru ve yerinde olduğu ancak İlk Derece Mahkemesince bu yönde her hangi bir hüküm kurulmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebi ile çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası talebinin reddine; davacı- davalı erkeğin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu, tedbir ve iştirak nafaka miktarının düşük olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği ile kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilebilme şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Mahkemece davalı- davacı kadının sigortalı işi olduğu ve düzenli gelir elde ettiği gerekçe gösterilerek yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında kadının asgari ücret seviyesinde gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Kadının elde ettiği bu gelir kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı ve özellikle dosya kapsamında erkeğe ait olan maaş bordrolarınında eski tarihli olduğu dikkate alındığında, tarafların gelirleri arasında denklik bulunmadığı da sabittir. Bu durumda, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları davalı- davacı kadın bakımından oluşmuştur. Davalı- davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı- davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.