"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/273 E., 2023/346 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/6 E., 2020/318 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı erkeğin sadakatsiz olduğunu, eve sarhoş bir halde geç geldiğini, cep telefonunu elinde düşürmediğini, kadını aşağıladığını, ailesinin müdahale ettiğini, hamileliğinde ve doğumunda ilgisiz olduğunu, sebepsiz yere konuşmadığını, birlik görevlerini yerine getirdiğini belirterek tarafların öncelikle zina kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, 7.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 5.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, faizi ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı kadının evi terk ettiğini, çocuğu kaçırdığını, psikolojik sorunları olduğunu, erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, ailesinin de hakaret ettiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı karşı davalı kadının zinaya dayalı olarak açmış olduğu davası ispatlanamadığından reddine, davalı karşı davacının güven sarsıcı davranış içerisinde olduğu, davacıyı başkalarıyla kıyasladığı, davacının çalışması nedeniyle zaman zaman tartıştıkları, ekonomik şiddet uyguladığı, davacı karşı davalıya karşı ilgisiz davrandığı, davacı karşı davalı kadının ise evi terk ettiği, aile müdahalesine izin verdiği evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davalı karşı davacının daha fazla kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların her ikisinin de açmış olduğu boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı karşı davalı için hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davacı karşı davalı kadının düzenli gelir getiren bir işte çalışmakta olduğu, ve geliri durumu itibariyle yoksulluk nafakasına ihtiyacı bulunmadığı gerekçesi ile yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin reddine, ortak çocuk için hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar kesinleştikten sonra aylık 1.250,00 TL iştirak nafakasının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları, nafaka miktarları ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen tazminatlar, kişisel ilişki, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı karşı davacı erkeğin sadakat yükümlülüğü açısından güven sarsıcı davranışta bulunduğu, davacı karşı davalıyı başka kadınlarla kıyasladığı, küçümsediği, anneliği ve işi konusunda eleştirdiği, çalışmasını istemediği, ilgisiz davrandığı, davacı karşı davalı kadın evden ayrıldıktan sonra 4,5 ay davacı karşı davalı eşini ve çocuğu arayıp sormadığı, böylece evlilik birliğinin sona ermesinde davalı karşı davacı erkeğin tam kusurlu, davacı karşı davalı kadının kusursuz olduğu, davalı karşı davacı tam kusurlu olduğundan karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarının hakkaniyet gereğince az olduğu, ortak çocuk lehine iştirak nafakasına, davacı karşı davalı kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesinde yanlışlık bulunmadığı, ancak miktarlarının hakkaniyet gereğince az olduğu, ayrıca davacı karşı davalınnı maddî ve manevî tazminatlara faiz işletilmesine talep etmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru görülmediği gerekçeleri ile tarafların kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin davacı karşı davalı kadının kusursuz, davalı karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, davacı karşı davalı kadının ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bunlara ilişkin kısmının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, tarafların ortak çocuğu 2016 doğumlu Selen lehine tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, tarafların ortak çocuğu 2016 doğumlu Selen lehine tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, 100.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, davacı karşı davalının karşı davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, karşı davanın reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili; davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, velâyet, kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
. Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, erkeğin davasının reddinin doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları, kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin doğru olup olmadığı, velâyetin taraflara ortak verilip verilemeyeceği ve kurulan kişisel ilişkinin süresinin uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 323 üncü maddesi, 336 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.