"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/599 E., 2023/454 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/433 E., 2022/78 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın asıl tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ise de davalı-davacı kadın yararına hükmedilen vekâlet ücreti ise istinaf konusu yapılmayarak kesinleşmiştir.Bu nedenle davacı-davalı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlerden, davalı-davacı kadının tüm yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının erkeğe sürekli olarak hakaret ettiğini, erkeğin ailesine de hakaret ettiğini, agresif davrandığını, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, her gün kendi ailesi ile birlikte kalarak ortak konuta uğramadığını, erkeğin bilgisi ve rızası dışında sürekli olarak ailesini ortak konuta yatılı olarak çağırdığını, son olarak erkeğin şahsi kıyafetleri hariç ortak evdeki tüm eşyaları bir araca yükleyerek evi boşalttığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın asıl cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin uyumsuz, geçimsiz, kavgacı, depresif, aşırı kıskanç, takıntılı, alkolik, öfke kontrol sorunu olan biri olduğunu, alkol alarak evliliğin ilk gününden itibaren fiziksel şiddet uyguladığını, kadına alkollü iken tornavida veya bıçakla saldırdığını, kadına "domuz, erkek g.tlü, panda yavrusu, çirkinsin, boyun kısa, ben seninle nasıl evlendim " diyerek hakaretler ettiğini, bebek doğduktan sonra evde bebek ağlamasından uyuyamadığını söyleyerek kadını ve bebeği kadının annesinin evine bırakarak evde rahat rahat alkol aldığını, ayık gezmediğini, bir gün kadınla birlikte kardeşine de fiziksel şiddet uyguladığını, bu nedenle uzaklaştırma kararı aldığını, kadının ailesinin kadının yanında kaldığını, uzaklaştırma kararı aldıktan sonra bir gün görevlilerin daire sakininin artık burada oturmadığını söyleyerek erkek adına olan aboneliği sonlandırdığını, kadın bu nedenle evi derhal boşaltmak zorunda kaldığını belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, fiili ayrılık tarihi olan 30.07.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaya her ay ÜFE oranında artış uygulanmasına, yine fiili ayrılık tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe sözlü şiddet uyguladığı, evle ilgilenmediği, evde yemek yapmayarak sürekli kendi ailesinin yanında yemek yediği, evdeki eşyaları taşıdığı; erkeğin ise kadına hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, kıskanç olduğu, evin elektrik ve su aboneliğini sonlandırdığı, ortak çocuktan rahatsız olarak evde durmadığı, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin ağır kusurlu olduğuna dair tespitin hatalı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, erkeğin ortak konutun aboneliklerini kapattırmasının doğul olduğunu, o konutta artık kadın oturduğundan aboneliklerin kadın adına olması gerektiğini, bu nedenle bu kusurun kaldırılması gerektiğini, kadın lehine hükmedilen manevî tazminatın kaldırılması gerektiğini, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakanın yüksek olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka ile kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davayı-davacı kadın asıl istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuk yararına hükmedilen nafakanın miktarının düşük olduğunu, tedbir nafakasının başlangıç tarihinin yanlış belirtildiğini, erkeğin kusurlarına göre hükmedilen manevî tazminatın miktarının çok az olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile manevî tazminatın miktarı, tedbir nafakasının başlangıç tarihi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen ortak çocuktan rahatsız olup evde durmama ve kıskanç olma kusurlarının ispatlanamadığı, bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen diğer kusurlar ile kadına yüklenen kusurların sabit olduğu, mevcut kusur durumuna göre yine erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının ve kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın miktarının az olduğu gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinafının kısmen kabulü ile kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadının iştirak nafakası ve manevî tazminatın miktarına ilişkin istinafının kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakaya her yıl ÜFE oranında artırım yapılmasına, kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair temyiz itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın asıl temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak davalı-davacı kadının vekilinin bulunmadığını, buna rağmen İlk Derece Mahkemesince kadın yararına vekâlet ücretine hükmedildiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka ile kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ile kadın yararına hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın asıl temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile manevî tazminatın miktarı, tedbir nafakasının başlangıç tarihi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davanın kabulü ile kadın yararına manevî tazminat ve ortak çocuk yararına nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihinin dava tarihi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı erkek vekilinin, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Davalı-davacı kadının temyizi ile davacı-davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.