Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4539 E. 2024/1238 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma, velayet, nafaka, tazminat ve ziynet eşyası alacağı taleplerinin reddine ilişkin istinaf kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile hukuk kuralları değerlendirildiğinde, davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/416 E., 2023/125 K.

DAVA TARİHİ : 26.07.2017

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/469 E., 2021/767 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının ve ziynet eşyası alacağı davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vasisi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vasisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadının hasta olduğu gerekçesi ile özellikle hamilelik ve sonrası dönemlerde oldukça kötü davrandığını, kadının üzerine kayıtlı olan ortak konutun erkeğin kendi üzerine tescil etmek istemesi nedeniyle notere götürüp devir yapmaya zorladığını, devir gerçekleşmeyince de kemeri ile kadını darp ettiğini, kadının yeni doğum yaptığı sırada yanına gelen annesini kolundan tutarak dışarı attığını, kadına sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, kadının evlilik öncesinde gördüğü psikolojik tedavileri evlilik süresi içinde kadının yüzüne vurduğunu, iki kere ortak konutun kilidini değiştirdiğini, kadının yakınlarına kadına bakamayacağını söylediğini, ayrıca yakınlarını tehdit ettiğini, bir keresinde kapının kilidini değiştirmesi nedeniyle kadın eve giremeyince kendi ailesinin yanına gittiğini, burada 10 gün kadar kaldığını, erkeğin kadını eve almayacağını söylediğini, ortak çocuğu da erkeğin kendi annesine bıraktığını, daha sonra Haziran ayının başlarında kadını alıp eve götürdüğünü ancak tecrit hayatı yaşattığını, ortak çocuğun hala erkeğin annesinin yanında kaldığını, haftada bir veya iki kere kadını çocuğun yanına götürdüğünü, kadına sık sık hakaret ettiğini, kadının ailesine de hakaretler ederek aşağıladığını, kadının bu durumlar ve çocuğunu görememenin etkisi ile oturdukları üçüncü kattan kendini aşağıya atarak intihar girişiminde bulunduğunu, hastanede 5 gün yattığını, çıkınca da ailesinin yanına gittiğini, bu süre zarfında erkeğin ve ailesinin kadını ve ailesini sık sık tehdit edip ev ve para talebinde bulunduklarını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde ıslah dilekçesi ile 36.963,00 TL 'nin faizi ile birlikte davalı erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, doktorun hamilelik döneminde kadına kullandığı ilaçları kullanmamasını söylediğini, kadın ilaçları kullanmayınca akli dengesinde bozuklukların ortaya çıktığını, erkeğin ve ailesinin kadının bu rahatsızlığından önceden haberinin olmadığını, evin kilidinin hırsızlık olayı yaşanması nedeniyle değiştirildiğini, çocuğun anneye verilmeyiş nedeninin tamamen kadının sağlık sorunları ile ilgili olduğunu, kadının anlama ve kavrama kabiliyetinden yoksun, ne yaptığını bilemez durumda olduğunu, bu nedenle bebeğe zarar vermesinin kaçınılmaz olduğunu, kadın ve ailesinin bu hastalığı gizleyerek kusurlu olduklarını, kadının evlilik yapmasının sakıncalı olduğunu, 17.06.2017 tarihinde evde yalnız kaldığında intihar girişiminde bulunduğunu, ziynet eşyalarının kadının yanında olduğunu, belirterek boşanma talebinin kabulü ile davacı kadının boşanmanın fer'î taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadının kısıtlanmasına karar verildiği, Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/10675 soruşturma, 2017/6226 Karar sayılı dosyasında davacı kadını intihara kimsenin teşvik etmediği ve kimseden davacı ve şikayetçi olmadığı gerekçesi ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, tarafların intihar olayına kadar birlikte yaşadıkları, bu olaydan sonra kadının babasının evine gittiği ve ortak konuta dönmediği, davacı kadın intihar girişiminde bulunduğunda hastaneden darp raporu alınabileceği, darba ilişkin rapor bulunmadığından davacının fiziksel şiddet iddiaları konusunda hükme esas alınabilir somut delil bulunmadığı, iddia olunan diğer vakıaların evlilik birliğinin devam etmesi nedeniyle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının tanıklarının dava açıldıktan sonra ki eylemler ile bir zamandan ari, sebep ve saiki olmayan beyanlarda bulunduğu, bu nedenlerle erkeğe kusur yüklenemeyeceği; kadının ziynet eşyası talebi yönünden ise kadının ziynet eşyaları ile tapuda davacı kadın adına kayıtlı ev alındığının taraflarca kabul edildiği, evin halen kadın adına kayıtlı olduğu gerekçesi ile kadının boşanma ve ziynet eşyası alacağı davasının reddine, ara karar ile kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vasisi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vasisi vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, velâyet ile nafaka ve tazminatlar hakkında hüküm kurulmaması, ziynet eşyası alacağı davasının reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı kadın vasisi vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vasisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vasisi vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu ve kusurun tanık beyanları ile ispatlandığını, ziynet eşyalarının tamamı ile ev alınmadığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, kadının babasının da ev alınırken para verdiğini, velâyet hakkında bir hüküm kurulması gerekirken kurulmadığını, kadın yararına nafaka ve tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini belirterek boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, velâyet ile nafaka ve tazminatlar hakkında hüküm kurulmaması, ziynet eşyası alacağı davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma davasının reddi kararının ve velâyet ile nafaka ve tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmamasının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkeğin kusurunun ispatlanıp ispatlanmadığı, ziynet alacağı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.