Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4549 E. 2024/1068 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin şiddet iddiası, kadının zina yaptığı iddiası, velayet, nafaka ve tazminat konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında, erkeğe hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/335 E., 2023/540 K.

DAVA TARİHİ : 26.10.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ortaca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/373 E., 2020/432 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, çocuklara da fiziksel şiddet uyguladığını, bu nedenle 2017 yılında ortak haneden ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının tüm iddialarının asılsız olduğunu kadının, erkeğin evde olmadığı dönemlerde sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak davrandığını, eşini aldattığını, kadının çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, kadının savurgan harcamalar yaptığını, saatlerce telefonda görüştüğünü, evde yemek yapmadığını, yatağını ayırdığını, tehditte bulunduğunu, erkeğe yalan söylediğini, kadının zina yaptığının erkek tarafından tespit edildiğini, ekte sunulan sosyal medya görüntüleri ve intihar mektubu incelendiğinde kadının fotoğraflarda yanında bulunan H.Y.K. isimli olduğu düşünülen kişi ile ilişkisi olduğunu, kadının intihar mektubuyla da açıkça eşini aldattığını itiraf ettiğini, bu şahıstan hamile kalıp çocuk dünyaya getirdiğini, kasıtlı olarak bu çocuğu erkeğin nüfusuna kaydettirdiğini, kadının telefonda aldattığını itiraf ettiğini, esnafa borçlanarak kaçtığını ve evi terk ettiğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile zina nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk Eren Necati Acar için aylık 500,00 TL, Ege ... Acar için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 250.000,00 TL maddî tazminat ile 250.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile kadından tahsil edilerek erkeğe verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre; asıl dava ile davalı erkeğin, davacıya ve ortak çocuklara şiddet uyguladığı iddia edilmişse de iddianın ispatına yönelik bir delil ibraz edilmemiş olup davalı erkeğin kusurlu olduğunun ispatlanamadığı, karşı dava ile mutlak bir boşanma nedeni olan zinaya dayanıldığı, temati eden zinada, hak düşürücü sürenin başlamayacağı da gözetilerek, kadının başka birinden çocuk sahibi olduğuna yönelik beyanı da dikkate alındığında karşı dava ile kadının zinasının ispatlandığı kanaatine varıldığı, böylece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşı davacı erkeğin kusursuz olduğu, davacı- karşı davacı kadının ise zina nedeniyle tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 161 inci maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar Eren Necati Acar ile Ege ... Acar’ın velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, küçük Halil Ayaz Acar’ın velâyetinin anneye verilmesine, davalı-karşı davacı ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alırarak davalı-karşı davacının iştirak nafakası isteminin reddine, erkek yararına yasal faizi ile 7.500,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı tarafın kusurunun da en az kadın kadar olduğunu, çocukların velâyetinin anneye verilmemesinin, erkek yararına tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, beyan ederek, kusur belirlemesi, velâyet, kabul edilen maddî ve manevî tazminat ile miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğunu, zina fiilleri neticesinde başka bir erkekten olan çocuğu ''Halil Ayaz Acar'' için ''ortak çocuk'' ibaresine yer verildiğini, maddî hata olan bu yazımın düzeltilmesinin somut olayın özelliklerine daha uygun düşeceğini beyan ederek, iştirak nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminat miktarları, velâyeti anneye verilen çocuk yönünden hükümde ''ortak çocuk'' ibaresinin düzeltilmesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca kadının istinaf incelemesi devam ederken birlikte olduğu erkekten ikinci çocuğunu dünyaya getirdiğini beyan ederek, iştirak nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı-davacı erkekten kaynaklanan bir davranışın ispat edilip edilmediği, kadına yüklenen kusurun gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, çocuklar yararına iştirak nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu ve 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,

3.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı-karşı davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Saime'ye yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran İmdat'a geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.