Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4556 E. 2024/1203 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davacı kadın, Bölge Adliye Mahkemesi'nin ıslah için süre vermeden karar vermesi nedeniyle hak kaybına uğradığını iddia ederek, boşanma hükmü de dahil olmak üzere kararın tamamını temyiz etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının kendi davasının kabulünü temyiz etmesinde hukuki yarar bulunmadığı ve usul/yasal eksiklik de tespit edilmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/93 E., 2023/688 K.

DAVA TARİHİ : 12.04.2018 - 05.06.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/460 E., 2022/775 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye mahkemesinin gönderme kararından sonra İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı -karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların uzun yıllardır evli olduklarını ve ortak çocuklarının reşit olduğunu, davalının yıllardır müvekkilini aldattığını, daha önce davalının boşanma davası açtığını ancak bu davadan feragat ettiğini, bu dosyanın mahkemenin 2015/1180 Esasında kayıtlı olduğunu, ancak davalının feragat sonrası da ortak haneye dönmediğini, bu süreçte müvekkiline maddî ve manevi destek de vermediğini, davalının Hollanda'dan yaklaşık 1.500 euro emekli maaşı aldığını, davalının internet üzerinden tanıştığı kadınlarla ilişki yaşadığını, hatta davalının ilişki Belçika'dan ilişki yaşadığı bir kadının, tarafların müşterek çocuğuna mesaj atmasının bu durumu çekilmez hale getirdiğini, müvekkilinin psikolojik olarak çöktüğünü beyanla, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı -karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının daha önce boşanma davası açtığını, ancak kadının özür dileyerek, bir daha önceki hataları yapmayacağına dair söz vermesi üzerine müvekkilinin bu davadan feragat ettiğini ve 8-9 ay kadar tarafların birlikte yaşadıklarını, davacının iddialarının tamamen asılsız olduğunu, ancak bu iddialar doğru olsa bile, bu davadan feragat edildiği için bu iddiaların tekrar ileri sürülemeyeceğini, davacının iddia ettiği, başka bir bayandan gelen mesajın gerçek olmadığını, bu mesaj çıktısının davacı tarafından da oluşturulabileceği göz önüne alındığında, delil teşkil etmeyeceğini, ayrıca müvekkilinin Belçika'ya gitmediğinin pasaport kayıtlarından anlaşılabileceğini, tarafların feragatle sonuçlanan ilk davadan sonra yeni bir eve taşındıklarını ve bir süre bu evde yaşadıklarını, hatta ... ve müşterek çocukların bu evde ikamet ettiklerini, müvekkilinin feragatten sonra eve dönmediği iddiasının asılsız olduğunu, davacı-davalının müvekkiline karşı aşırı kıskanç, baskıcı tutum sergilediğini, onur kırıcı ve küçük düşürücü söylemlerde bulunduğunu, müvekkilini yatağa almadığını ve sebepsiz yere tartışma çıkardığını, müvekkilini istemediğine dair whatsapp yazışmaları olduğunu, tarafların müşterek çocuğunun istenme, nişan ve nikahının da müvekkiline haber verilmediğini, müvekkilinin aylar öncesinden belirlenmiş olan diş tedavisi için Ankara'ya gittiği sırada haberi olmaksızın kızının nikahının yapıldığını, davacı-davalının gönderdiği fotoğraflarda öğrendiğini, müvekkilinin Bursa'ya döndüğünde evin terk edilmiş olduğunu gördüğünü, müvekkilinin sonrasında evden kovulduğunu, müvekkilinin emekli maaşı dışında bir gelirinin olmadığını, ayrıca bankaya aylık taksiti 1.300 TL olan kredi borcunun bulunduğunu beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilerek tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2019 tarihli kararı ile tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek asıl davanın ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına 500,00 TL nafakanın, karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra 750,00 TL yoksulluk nafakası olarak davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine, tarafların maddî ve manevi tazminat taleplerinin eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.

2.Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 02.06.2022 tarihli kararı ile; davalı- karşı davacı erkek tarafından iddia edildiği gibi, davalı- karşı davacı erkeğin tanığı tarafından da belirtildiği, mahkemece erkeğin daha önce açtığı ve feragat ettiği dava ile feragatten sonra tarafların 8-9 ay birlikte yaşadığı iddiaları tanıklara ayrıntılı şekilde sorularak, tanık oldukları olayların feragatten önce mi, sonra mı olduğu yer ve zaman olgusu ile açıklattırılarak, tanıkların dinlenmesi gerektiği, taraflara kusur olarak yüklenen olayların feragatten önce mi, sonra mı olduğunun anlaşılamadığı, taraflar feragatten sonra 8-9 ay kadar birlikte yaşamış iseler daha önce meydana gelen olayları tarafların hoş görmüş sayılacağı hususu da dikkate alınarak kusur tespiti yapılması gerektiği, aksi halde eksik alınan tanık beyanlarına dayanılarak yapılan kusur tespitinin ve gerekçenin yargısal denetime elverişli olmadığı, davalı karşı davacı erkek tarafından daha önce açılan ve feragat nedeniyle reddine karar verilen boşanma dava dosyasının fiziken dosya içerisine alınarak incelenmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların istinaf taleplerinin kabul edilerek kararın kaldırılmasına ve dosyanın eksiklikler giderilerek karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaldırma kararı sonrası davalı-karşı davacı erkek vekilinin 08.11.2022 tarihli duruşmada asıl davayı kabul ettiklerini, karşı davalarından ise feragat ettiklerini beyan ettiği, davacı-karşı davalı kadın vekili ise, aynı günlü duruşmada asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep ettikleri, her iki tarafın da boşanmak istediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında ne taraflar ne de toplum açısından menfaat kalmadığı, gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı-karşı davacı erkek ve vekilinin kabul beyanı doğrultusunda, dava tarihinden geçerli olmak üzere, davacı kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevi tazminata, karşı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi'nin kaldırma kararından sonra maddî taleplerini ıslah etmek istediklerini, bu nedenle kendilerine ıslah için süre verilmeden karar verildiği için hak kaybına uğradıklarını, ayrıca mahkemece verilen kararın boşanma hükmü dahil tamamını istinaf ettiklerini, istinaf taleplerinin boşanma kararı ve ferilerini de kapsadığını bildirerek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu, gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi'nin kaldırma kararından sonra maddî taleplerini ıslah etmek istediklerini, bu nedenle kendilerine ıslah için süre verilmeden karar verildiği için hak kaybına uğradıklarını, temyiz taleplerinin boşanma kararı ve ferilerini de kapsadığını bildirerek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı karşı davalı kadın tarafından açılan ve kabul edilen asıl boşanma davasında, tazminat ve nafaka miktarları yönünden davacı karşı davalı tarafa ıslah için süre verilmesinin gerekip gerekmediği, kadının kendi davasının kabulünü temyize getirmekte hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 176 ncı vd. maddeleri, 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı -karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Nurte'ne yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.