Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4557 E. 2024/1312 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun velayetinin belirlenmesinde çocuğun üstün yararı ilkesi gereğince, yeterli inceleme yapılmadan ve üçlü uzman heyet raporu alınmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının velayet yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/17 E., 2023/681 K.

DAVA TARİHİ : 22.01.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/59 E., 2020/457 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeğe ve müşterek çocuğa karşı baskı, hakaret, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin geçirdiği kaza sonrasında eşi ve çocuğu ile ilgilenmediğini, erkeğin çalışamadığı bu süreçte eşine destek olmak yerine "sen erkek değil misin git çalış, gerekirse ek iş yap" diyerek huzursuzluk çıkardığını, kadının sürekli alaycı ve küçümseyici tavırlar sergilediğini, erkeği telefonuna "lüzumsuz" olarak kaydettiğini, müşterek çocuğa kızdığında hakaret içerikli sözler söylediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müşterek çocuğun annesi tarafından bir çok kez şiddete maruz kaldığının ifade tutanakları ile sabit olduğunu, çocuğun yanında erkeğin boğazını sıktığını, en son 05.01.2019 tarihinde taraflar evdeyken kadının erkeğe bağırdığını ve ağza alınmayacak sinkaflı sözler sarf ettiği sırada müşterek çocuğun bunu duyarak "babama böyle konuşma" diyerek kadına terlik fırlattığını, akabinde kadının bu terliği alarak müşterek çocuğun kafasına attığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, boşanmadan sonrasında yıllık enflasyon oranında artış yapılmasını, 10.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin kaza ile birlikte psikolojisi bozulduğu için sürekli kadına hakaretler ettiğini ve sıklıkla evden kovduğunu, sürekli aşağılandığını, sürekli olarak çocuğuyla eşini katmadan vakit geçirmeye çalıştığını, müşterek çocuğun tuvaletten kalkıp ellerini yıkamaması ve yalaması üzerine bir anne olarak ellerini yıkaması için banyoda uyarı anlamında tarakla eline vurduğunu, 05.01.2019 tarihinde eşinden arabanın anahtarını istediğini, erkeğin kadına sinkaflı küfür ederek evden kovduğunu, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadın hamile iken erkek ve kayınvalidesinin çocuğu aldırması yönünde kadına baskı yaptıklarını, bu süreçte erkeğin sadece hastaneye ziyarete gittiğini, eşiyle ilgilenmediğini,, doğumdan 40 gün sonra kadına saldırdığını, ellerinden tutup yere yatırdığını ve "çalış diyorum sana çalış diyorum" diye bağırdığını ve şiddet uyguladığını, ilerleyen süreçte psikolojik ve sözlü şiddetin devam ettiğini, hamileliğinin ilerleyen sürecinde fiziksel özellikleri ile ilgili aşağılayıcı sözler söylediğini, erkeğin sorunları bahane ederek sürekli kadını evden kovduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, 25.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- karşı davacı kadının, davacı- karşı davalı erkeğe yönelik "adam değilsin, şerefsiz, pezevenk, o...çocuğu, ağzına s..çtığım, it, serseri, manyak" gibi küfür ve hakaret içeren sözler kullandığı, toplum içerisinde "kalk sofrayı topla yardım et, kalk çocuğu bak, çocuğun sırtına bak" şeklinde emir verici ve rencide edici tarzda yüksek sesle bağırarak konuştuğu, davacı/karşı davalıyı ailesinin yanında küçük düşürdüğü, aşağıladığı, eşinin rahatsızlığı nedeniyle şapka taktığını bildiği halde "ibiş" diyerek alay ettiği, davacı- karşı davalıyı telefona "lüzumsuz" ismiyle kaydettiği, davacı- karşı davalı boynunun kırılması nedeniyle çalışamadığı zamanlarda "sen nasıl bir insansın, bana bakamıyorsun, ben senin yüzünden çalışmak zorunda kalıyorum" şeklinde sözler söylediği, agresif, sabırsız, hemen patlayan bir insan olduğu, eşine sert tavır gösterdiği, müşterek çocuğa ve eşine karşı basit yaralama suçundan ceza aldığı, davacı/karşı davalı ve çocuğa psikolojik şiddet uyguladığı, davalı- karşı davacının bu ağır kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği, erkeğin kadını evden kovduğu ancak kadının erkeği affederek yada en azından hoşgörü ile karşılayarak birlikte yaşamaya devam ettiğinin tanık beyanında sabit olduğu, davalı-karşı davacının annesi beyanında erkeğin kadına çalışma konusunda baskı yaptığı, zaman zaman sözlü şiddet uyguladığı, yanında dövdüğünü söylese de tanığın çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı beyanlarından dolayı tanıklığına itibar edilmediği, erkeğin 05.01.2019 tarihinde meydana gelen olayda kadına şiddet uyguladığı ve yaralamasına sebep olduğu, bu olay nedeniyle ceza aldığı ancak aynı ceza davasında kadının da erkeğe ve çocuğuna karşı basit yaralama suçunu işlediği gerekçesiyle ceza aldığı, davacı-karşı davalı erkeğin bu kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği kanaatine varıldığı gerekçesi ile açılan asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında yatılı şahsi ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 10.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesinde tanıklarının anlatımının hiç değerlendirilmediğini, asıl davanın kabulüne karar verilmesinin, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilerek anne aleyhine nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, velâyet, kabul edilen maddî ve manevî tazminat, iştirak nafakası, reddedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulaması nedeni ile cezalandırılmasına karar verildiğini, velâyet hususunda sunulan whatsapp mesajlarının değerlendirilmediğini belirterek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, velâyet, kabul edilen maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğe yüklenecek başkaca kusur bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, asıl boşanma davasının, maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakasının kabulünün yasal şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyetin babaya verilmesinin çocuğun yüksek menfaatine olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ıncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329 uncu, 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Mahkemece, boşanma kararı ile ortak çocuğun velâyeti babaya verilmiş, davalı- karşı davacı annenin bu hususta istinaf başvurusunda bulunması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince davalı- karşı davacı annenin velâyete yönelik istinaf itirazı esastan reddedilmiştir. Velâyetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararı ve menfaatidir. Velâyet kamu düzenine ilişkin olup velâyet düzenlemesi yapılırken davanın devamı sürecinde dahi meydana gelen olayların kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Somut olayda, Mahkemece taraflar ve ortak çocuk yönünden üçlü heyet raporuna gereksinim vardır. Davalı- karşı davacı kadın tarafından dosyaya sunulan mesaj kaydı da dikkate alınarak Mahkemece psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan adli destek görevlisi uzman veya uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velâyeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması ve ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilerek velâyet konusunda diğer delillerle birlikte yeniden değerlendirme yapılarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla velâyet yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının velâyet yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının velâyet yönünden BOZULMASINA,

3.Davalı- karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.