Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4577 E. 2024/3994 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur oranının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında, toplanan deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları doğrultusunda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, davacı-davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/662 E., 2023/398 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/247 E., 2021/547 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskançlık içeren tavırlarının olduğunu, kadının evin her yerine muskalar koyduğunu ve bu muskalar konusunda tartışma yaşadıklarını, kadının ısrarından da müvekkilinin rahatsız olduğunu, kadının aşırı kıskanç tavırlar gösterdiğini, bu nedenle tartışma yarattığını, yakın çevrelerine "... beni aldatıyor" şeklinde asılsız beyanlarda bulunduğunu, müvekkil, kadına kesinlikle bu tip bir durumun olmadığını defalarca izah etmesine rağmen, kadın soyut ve dayanaksız ithamlarla müvekkili suçlamaya devam ettiğini, kadının sürekli müvekkilinin erkek akrabalarının ve arkadaşlarının kendisini bir kadın olarak rahatsız ettiğini beyan ettiğini, kadın, erkeğin kayınbiraderinin, kuzenlerinin, arkadaşlarının kendisini rahatsız ettiğini iddia ettiğini, kadın altınları bozdurduktan sonra eşine altınların karşılığı olan 5.100,00 TL parayı ne yaptığı konusunda bilgi vermemekte ısrar ettiğini, bu yatırıma ilişkin müvekkilinin sorusunu farklı bir boyuta çektiğini para konusunda müvekkile bilgi vermekten kaçındığını, müvekkiline karşı da kendisinden para sakındığı yönünde ithamda bulunduğunu ve tartışma yarattığını, müvekkili bu duruma anlam veremediğini, kadın bu sebeple evi terk ettiğini bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davalı müvekkil ile arasındaki 10 yaş farkını sorun yaptığını ve bu yaş farkının kompleks haline getirdiğini, bu konuyu sürekli kıskançlık meselesi yaptığını, erkeğin ifade etmiş olduğu müvekkilinin muska bulundurduğuna dair ifadeleri ise asılsız olduğunu, erkeğin bu aşağılayıcı tutumu gerek erkeğin ailesi, gerek müvekkilinin ailesi önünde cereyan ettiğini ve müvekkilinin herkesin gözü önünde küçük düştüğünü, erkeğin, müvekkilinin ailesinin ekonomik durumlarının iyi olmaması nedeniyle alay ettiğini, küçümsediğini, müvekkilinin anne ve babasına artık anne ve baba dememeye başladığını, gereken saygıyı göstermediğini, erkeğin annesinin sürekli olarak her fırsatta ve her ortamda hatta erkeğin yanında bile müvekkile "biz seni istemiyorduk, oğlum seni bizim irademiz dışında aldı" diyerek aşağıladığını, evin anahtarının erkek erkek tarafından değiştirildiğini, ortak eve giremediğini, erkeğe ilaçlarını almak için mesaj attığını, erkek gelir gelmez "ilaçlarını alacaksan al çık git" dediğini, bağırdığını,"tek derdim senin buradan bir an önce defolup gitmen" şeklinde konuşması üzerine kadının eşyalarını alarak hastaneye gittiğini, 2 gün sonra kayınpederi ile eliyle diğer kalan eşyaları getirdiğini, erkek tarafın bu davranışları psikolojik olarak müvekkilini yıprattığını, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 30.000,00 TL manevî tazminat, 20.000,00 TL maddî tazminat olmak üzere toplam 50.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının ve yoksulluk nafakasının her yıl yapılacak artış oranıyla birlikte erkekten alınarak müvekkiline verilmesini, 1 adet Cumhuriyet altını, 6 adet bilezik, 1 adet macar altın, 1 çift küpe, 4 adet çeyrek altının aynen müvekkile iadesine, mümkün olmaması halinde ise bilirkişi marifetiyle hesaplanarak eşyaların rayiç bedelinin müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların 24.08.2019 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden ortak çocuklarının bulunmadığı, zamanla tarafların evliliklerinde birtakım sorunların ortaya çıktığı, erkek eşin kadın eşi evden kovduğu, haber vermeden evin anahtarını değiştirdiği, kadın eşe yönelik kıskançlık ve güvensizlik içeren söylemlerde bulunduğu, erkek eşin ailesinin kadın eşe yönelik aşağılayıcı sözler söylediği, kadın eşin ise muska yaptırarak ortak konuta koyduğu, erkek eşin aile bireylerinin kendisine ilgi duyduğuna ilişkin asılsız söylemlerde bulunduğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davalı- davacı kadın yaranına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL manevî, 10.000,00 TL maddî tazminata, 15 gr 22 ayar 6 adet bilezik (bedeli:36.572,40 TL), 1 adet çeyrek altın (bedeli:711,13 TL), 15 gram 22 ayar zincirli cumhuriyet altını (bedeli:6.095,40 TL), 3 gr 14 ayar bir çift küpe (bedeli:723,42 TL)'nin davacı- davalıdan alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, aynen iade mümkün olmaması halinde ise toplam değer olan 44.102,35 TL'nin davacı-davalı erkek tarafından davalı-davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın eşin muska işleriyle meşgul olduğunu, bu durumun müvekkilini huzursuz ettiğini, Mahkeme tarafından belirlenen kusur durumlarının hatalı olduğunu, Mahkemenin kararında manevî tazminatın dayanağı ve kadın eşin kişilik haklarının ne sebeple zedelendiğinin somutlaştırılmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın eşin kusurlu olduğundan maddî tazminat kararının hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasını ödeyecek imkanın olmadığını, ziynet alacağı yönünden kadın eşin iddiasını ispatlayamadığını belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi nafakalar, tazminatlar ile ziynet alacağı davası yönlerinden hükmün kaldırılması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinden yoksulluk nafakası koşulları gerçekleşmiş ise de tarafların kusur oranları, ekonomik ve sosyal durumları, erkek eşin ödeme gücü, evlilik birliğinin süresi, ortak çocuk bulunmaması, tarafların yeniden evlenme ihtimalleri nazara alınarak yoksulluk nafakasının 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi uyarınca toptan olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken aylık irat şeklinde ödenmesine karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı-davalı vekilinin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurularının kabul edilerek hükmün bu yönden kaldırılması gerektiğinden karar kesinleştikten sonra 21.000,00 TL yoksulluk nafakasının toptan ve bir defada erkekten alınarak kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin muska işleriyle meşgul olduğunu, bu durumun müvekkilini huzursuz ettiğini, Mahkeme tarafından belirlenen kusur durumlarının hatalı olduğunu, Mahkemenin kararında manevî tazminatın dayanağı ve kadın eşin kişilik haklarının ne sebeple zedelendiğinin somutlaştırılmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın eşin kusurlu olduğundan maddî tazminat kararının hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasını ödeyecek imkanın olmadığını belirterek kadının boşanma davası, kusur belirlemesi ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.