"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2886 E., 2023/763 K.
DAVA TARİHİ : 28.06.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/214 E., 2021/310 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebine yönelik olarak İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; 2005 yılında evlendiklerini, evliliklerinden ..., Özge ve Buğlem adında 3 ortak çocukları olduğunu, evliliklerinin devamı süresinde bir takım sıkıntılarının bulunduğunu, kadının annesinin taraflarda büyü olduğu iddiası ile hocaya götürdüğünü, hocanın davacı erkeğin annesinin büyü yaptığını söylemesi üzerine, erkeğin yıllarca annesi ile dargın olduğunu, kadının, erkeği defalarca aralarında büyü olduğu iddiası ile hocaya götürdüğünü, davalının 3 defa evi terk ettiğini, davacı erkeği aşağılayıcı davrandığını, giysilerini yıkamadığını, ütüsünü yapmadığını, çoğu zaman aç bıraktığını, bu nedenle sadakat ve sorumluluklarını yerine getirmediği hatta cinsel birlikteliklerinde her ilişki sırasında erkekten 30-50 TL gibi paralar istediğini, en son davalının 2018 yılı kurban bayramında evi terk edip gittiğini, davacı erkeğin kadını tekrar geri getirdiğini, ancak davalının bu sefer de ziynet eşyalarını alarak evi terk ettiğini; davalı kadın, erkeğin annesinin torunlarını görmek için okula gittiğini öğrendiğinde davalının bir daha annesinin çocukların görmesini istemediğini söyleyerek erkeğin annesine hakaretler ettiğini, yine davalının erkeğin teyzesine hakaretler ettiğini, açılan davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 15.000,00 maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddia ettiği hususların gerçeği yansıtmadığını, bilakis erkeğin annesinin ve amcasının evde büyü olduğu düşüncesi ile tarafları hocaya götürdüklerini, bu hocanın aileden kanbağı bulunan birinin büyü yaptığını söylemesi üzerine davacının kendi annesinden şüphelendiğini, hatta bu nedenle annesini dövmeye kalktığını ve davalı kadının erkek kardeşi ...'nın araya girdiğini, tarafların Antalya'ya taşınmalarını da erkeğin annesinin "seni bu eve 10 çocuğun da olsa karı etmeyeceğim" ifadesi üzerine taşındıklarını, davacının kadının yemeklerini bilakis çok beğendiğini, kadının davacının giyim ve kuşamına özen gösterdiğini, erkeğin birden fazla birlikteliğin sonunda sana para vereyim de bir daha benimle ol birlikte şeklinde onur kırıcı sözler sarf ettiğini, bayram günü yaşanan olayların gerçeği yansıtmadığını, evlilik birliği içinde takılan altınların erkek tarafından geri ödeyeceği belirtilerek evliliklerin başında alındığını, davacının televizyonda müstehcen resimlere baktığını, bir sohbet programında başka kadınlar ile konuştuğunu, çocuklarına kötü muamelede bulunduğunu, bu nedenlerle esas davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, davalı için 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama süresince geçici velâyetin kadına verilmesini ve ortak çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, boşanma kararı verilmesi durumunda ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesini, kadın yönünden aylık 500,00 TL, ortak çocuklar yönünden aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde her iki tarafın birbirleri ile uyum sağlama ve evliliği devam ettirme konusunda karşılıklı çaba sarf etmedikleri, birbirlerine her fırsatta kırıcı davrandıkları, hal böyle olunca geçimsizliğe sebebiyet veren olaylarda her iki tarafın eşit kusurlu olduğu gözetilerek, her iki boşanma davasının kabulüne, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, eşit kusur nedeni ile tarafların karşılıklı tazminat taleplerinin reddine, taraflar arasındaki evliliğin süresi, tarafların gelir durumu ve hakkaniyet ilkesi hep birlikte değerlendirildiğinde, çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı da dikkate alınarak gerçekleşen bu durum karşısında davalı-davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında davacı-karşı davalı erkeğin tır şoförü olduğu, üzerine kayıtlı taşınmazların bulunduğu, kadının ise gündelik temizlik işlerine gittiği, gelirinin kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda olmadığı; bu durumda, davalı-karşı davacı kadın yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 175 inci maddesindeki koşullar oluştuğu halde İlk Derece Mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmak suretiyle davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre davalı-karşı davacı kadının günlük yevmiye usulü ile temizliğe gittiği, kirada oturmadığı, Takbis üzerinden yapılan sorgulamasından davalı-karşı davacı kadının Çavuşlar Mahallesinde bir adet taşınmazının bulunduğunun sabit olduğu; boşanma davasında ağır kusurlu olan tarafın davalı-karşı davacı kadın olduğu, tarafların dava açılmadan önce yaklaşık 3 yıldır ayrı yaşadıkları, kadının erkeğe hakaretlerde bulunduğu, davalı-karşı davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.