Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4648 E. 2024/3985 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında nafaka, tazminat miktarları ve kusur belirlemesine yönelik itirazlar.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına ve yargılama ile ispat kurallarına uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/591 E., 2023/573 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/394 E., 2023/40 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne,karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sürekli olarak davalının sadakatsiz davranışlarına, hakaret ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını, müvekkilini aşağıladığını, toplum içerisinde rencide ettiğini, ortak çocuğuna iyi bir baba olamadığını, saygı sevgi göstermediğini, davalının evlilik birliğinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilinin dış görünüşü ile ilgili eleştirilerde bulunarak müvekkilinini rencide ettiğini, kadınlık onurunu incittiğini, davalının kök ailesinin davalının hatalı davranışlarına destek verdiklerini, evliliklerine müdahale de bulunduklarını, davalının da bu duruma sessiz kaldığını, davalının da müvekkilini aldattığını kabul ettiğini, iki yıldır ayrı yaşadıklarını, belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı-davalı anneye verilmesine, ortak çocuk için 2.500 TL tedbir, iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 4.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, müvekkili lehine 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davalının evlenmeden önce müvekkilinden rahatsızlıklarını sakladığını, davalı kadının hareketleri ve davranışları, içtiği ilaçlardan dolayı kadının hastalıklarının ortaya çıktığını, buna rağmen müvekkilinin eşine destek çıktığını, eşi ile ilgilendiğini, doktora götürdüğünü, davalının annesinin evliliklerine müdahale ettiğini, davalı kadının müvekkilini kilosu nedeni ile incittiğini, başkaları ile kıyasladığını, davalı kadının yaşam tarzı ve hastalığı nedeni ile evlerine kimsenin gelmediğini sosyal hayatlarının bittiğini, belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı-davacıya verilmesine müvekkili lehine 500.000,00 TL maddî, 600.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkek, eşine ve ortak çocuğa karşı, ayküsü düşük, beyinsizler" şeklinde konuşarak, kızını alttan alttan ezmeye çalıştığından bahsederek, eşine karşı güven sarsıcı hareketlerde bulunarak, eşi ve çocuğuyla aynı odada oturmayarak, çocuğuyla ilgilenmeyerek, başka bir kadınla ilişkisi olduğu yönünde dedikodular çıkmasına sebep olarak, eşine karşı "ruh hastası, gerizekalı" şeklinde konuşarak, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, kadına atfı mümkün herhangi bir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle kadının asıl boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davalı- birleşen dosya davacı erkeğin birleşen davasının reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın lehine aylık 800,00 TL tedbir, aylık 850,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, ortak çocuk lehine aylık 700,00 TL tedbir, aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakaların her yıl TÜFE oranında arttırılmasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının rahatsızlığı nedeniyle adli tıp kurumuna sevki ile hakkında rapor aldırılarak karar verilmesi gerektiğini, mahkemece delillerinin toplanmadığını, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, beyanla kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, velâyet ve reddedilen birleşen davaları ve tazminat talepleri yönünden yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; maddî ve manevî tazminatlar ile nafaka miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan incelemede;İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ve çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafaka miktarları az olduğu, kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk lehine aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, 80.000,00 TL maddî tazminata, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının rahatsızlığı nedeniyle adli tıp kurumuna sevki ile hakkında rapor aldırılarak karar verilmesi gerektiğini, mahkemece delillerinin toplanmadığını, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, beyanla kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; nafakalar ve tazminatlar, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi,175 inci ve 176 ncı maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.