Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4655 E. 2024/3108 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun belirlenmesi ve buna bağlı olarak tarafların tazminat taleplerinin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1944 E., 2023/599 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/905 E., 2022/227 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, dinlenmeyen tanıkların dinlenmesi ve delillerin toplanması sonuca göre karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, tayini çıkan müvekkilinin yanına gitmek istemediğini, müvekkilinin ısrarı ile yanına geldiğini ancak tekrar geri döndüğünü, eşine yardımcı olmak isteyen müvekkiline kadının soğuk davrandığını, yalnız kalan müvekkilinin psikolojik sorunlar yaşadığını ve müvekkilinin de eşinin yanına döndüğünü ancak kadının müvekkilini yanında istemediğini, cinsel hayatını da bitirdiğini, davacıyı aşağılamaya başladığını, hakaret ettiğini, müvekkilini evden uzaklaştırdığını, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmeyerek müvekkilini ve çocukları zor durumda bıraktığını, sadakat yükümlülüğüne ayrkırı davrandığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle ve zina hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına 250.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL manevî tazminat verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadının cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, asıl kusurlu olanın erkek eş olduğunu, psikolojik sorunları olup düzenli olarak ilaç kullanan birisi olduğunu, tedavi gördüğünü, görevinden istifa etmek istediğini, davacı erkeğin, kullandığı ilaçların da etkisiyle kadına psikolojik, ekonomik ve fiziki şiddet uygulamaya başladığını, evde huzursuzluk çıkardığını, bir süre sonra evi terk ederek ailesinin yanına döndüğünü, davalı kadının çocuğu ile birlikte evde yalnız kaldığını, müvekkilinin duygusal bir boşluğa düşerek İsmail isimli kişi ile arkadaşlık yaptığını sonrasında şantaj ve tehdit eden bu kişiden kurtulmak için durumu davacı erkeğe anlattığını hatta erkek eşin de müvekkili ile birlikte bu kişi hakkında şikayette bulunduğunu, davacı erkeğin müvekkilini af etmiş olduğunu, tarafların birlikte yaşamaya devam ettiklerini, erkek eşin, müvekkili üzerindeki baskıyı arttırdığını, müvekkilinin telefonunu, maaş kartını elinden aldığını, küfür ve hakaret ettiğini, evlilik birliğinin sarsılmasında davacı erkek eşin ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek, öncelikle davanın reddine, aksi halde ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 10.07.2018 tarih ve 2017/48 Esas, 2018/579 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; kadının evlilik birliği boyunca erkeğe boşanalım dediği, eşinin fiziksel görüntüsü ile dalga geçerek, bir çok kez eşine karşı, "geri zekalı, sen kıllısın, tipe bak" gibi söylemlerle toplum içerisinde aşağıladığı, hakaret ettiği, başkalarının yanında davacı erkeği kast ederek, "çok çirkin olduğunu, tüylü olduğunu, fiziki görüntüsünden nefret ediyorum" gibi sözler söyleyerek küçük düşürdüğü, yeteri kadar evde yapılması gereken işlerle uğraşmadığı, işiyle uğraşmadığı, davalının evlilik birliği içerisinde davacı eşini aldattığı tüm dosya kapsamından davacı erkeğe nazaran daha fazla kusurlu olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuk Melisa'nın velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile, kadının nafaka talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili kabul edilen tazminatların miktarı yönünden davalı kadın ise; erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine kabul edilen tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2019 tarih, 2018/1907 Esas ve 2019/1654 Karar sayılı kararı ile, davalı tanıkları ..., ... ve ortak çocuk ... dinlenmeden ve dinlenmeme gerekçesi gösterilmeden, esasa ilişkin tüm deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verilerek, davalının savunma hakkının kısıtlandığı ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile, başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak "dinlenmeyen davalı tanıklarının dinlenmesi, esasa ilişkin tüm delillerin toplanması ve oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmesi doğrultusunda işlem yapılarak yeniden hüküm tesis edilmesi için" dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;tarafların nüfus kayıt örnekleri, sosyal ve mali durumlarına ilişkin cevabi yazılar, 22 Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/52 esas (birleşen 2016/166 esas) sayılı dosyası, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 05.09.2000 tarihinde evlendikleri, ortak bir çocuklarının olduğu, davacının astsubay olarak görev yaptığı, tayininin Bursa'dan Gaziantep'e çıktığı, davalının davacı ile birlikte Gaziantep'e gelmediği, davacının mesleğini bırakarak Bursa'ya döndüğü, bu dönemde iş aradığı, sonrasında davacının İzmir'e ailesinin yanına gittiği,davalının bu dönemde ... isimli kişi ile cinsel ilişkisinin olduğu, davacının İzmir'den döndüğü, tarafların belediyede çalışmaya başladığı ve tarafların birlikte yaşamaya devam ettiği, 22 Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/166 esas sayılı dosyasında 01.12.2014 tarihli davalı ifade tutanağından davalının ....'den şikayetçi olduğunun anlaşıldığı, anılan dosya ile birleştirilerek yargılamanın devam ettiği, 22 Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/52 Esas sayılı dosyasında 17.11.2015 tarihli davalının ....'nin şikayetine ilişkin dilekçesinin bulunduğu, yargılama sonucunda .... hakkında 24.04.2017 tarihinde karar verildiği ve kararın 03.05.2017 tarihinde kesinleştiği, davacının 16.01.2017 tarihinde boşanma davası açtığı, davacının tebligat üzerine davalının tehdit ve şantaj edildiğini öğrendiğini beyan ettiği, tanık anlatımlarından tarafların birlikte tekrar şikayette bulunduklarının anlaşıldığı, ceza dava dosyalarındaki şikayet tarihlerinin 2014 ve 2015 yılları olduğu, davacının boşanma davasını açtığı 16.01.2017 tarihine kadar ceza dava dosyalarının içeriğinden haberdar olmamasının hayatın olağan akışını aykırı olacağı, şikayet tarihi ile boşanma dava tarihi arasında yaklaşık iki yıllık bir sürenin bulunduğu,her ne kadar aldatma olayını öğrendikten sonra fenalaşarak hastaneye kaldırıldığını belirterek rapor sunduğu görülmüşse de bu raporun aldatma fiilinin hangi tarihte öğrenildiğine ve davacının bu sebeple rahatsızlandığını ispat etmeye elverişli olmadığı, tanık anlatımlarından tarafların şikayette bulunmak amacıyla karakola gittikleri tarihten sonra da birlikte yaşamaya devam ettiğinin anlaşıldığı, erkek eşin aldatılma olayını bildiği ancak davalı kadını affederek birlikte yaşamaya devam ettiği gerekçesiyle zina hukuki nedenine dayalı davanın reddine, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; kadının evlilik birliği boyunca erkeğe boşanalım dediği, eşinin fiziksel görüntüsü ile dalga geçerek, bir çok kez eşine karşı, "geri zekalı, sen kıllısın, tipe bak" gibi söylemlerle toplum içerisinde aşağıladığı, hakaret ettiği, başkalarının yanında davacı erkeği kast ederek, "çok çirkin, tüylü, fiziki görüntüsünden nefret ediyorum" gibi sözler söyleyerek küçük düşürdüğü, yeteri kadar evde yapılması gereken işlerle uğraşmadığı, davalı kadının boşanmaya sebep olan olay ve olgularda ağır kusurlu olduğu, aldatma fiilini davacı erkeğin öğrenmesinden sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri, ancak erkek eşin, kadın üzerindeki baskıyı arttırdığı, psikolojik, ekonomik ve fiziki şiddet uygulamaya başladığı, tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde, kadının, davacı erkeğe nazaran daha fazla kusurlu olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci maddesi gereğince boşanmalarına, alının uzman raporları ve çocuğun ayrılık döneminde anne yanında kalıyor olması nedeniyle ortak çocuk Melisa'nın velâyetinin davacı anneye verilmesinin üstün yararına olduğu, ortak çocuk için aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile erkek yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek; kusur belirlemesi ve kabul edilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen boşanma davası ve kabul edilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin belirlenen kusurlu davranışları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, tarafların evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde eşit kusurlu oldukları halde kadının ağır kusurlu görülmesinin ve erkek lehine maddi ve manevi tazminata karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile; kadının; kusur tespitine ve erkek lehine tazminat takdirine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin " yaşanan ayrılıkta tarafların eşit kusurlu oldukları" şeklinde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; tarafların tazminat taleplerinin reddine; erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve bu maddî vakıayı affetmediğinin tanık beyanlarınca ispat edildiğini belirterek kusur tespiti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kusur tespiti, erkeğin boşanma davasının kabulü, reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.