"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/934 E., 2022/1547 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/172 E., 2020/31 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı erkeğin istinaf başvurusunun esatsan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evliliğin ilk gününden itibaren davalının, müvekkiline gerekli ilgi ve alaka göstermediğini, evin geçimi ve çocukların bakımının müvekkilinin tarafından karşılandığını, tarafların son 4 yıldan beri farklı evlerde yaşamaya başladığını, tarafların evliliklerinin başından bu yana müvekkilinin ailesine ait olan ve halen müvekkilinin oturduğu konutta ikamet ettiklerini, davalının evlilik süresince evin geçimine katkıda bulunmadığını, müvekkiline maddî, manevî olarak ailesinin yardımcı olduğunu, çocukların üniversitede eğitim gördüğünü ve eğitim, öğretim masrafları için davalı tarafından ailesine hiçbir destek sağlamadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, davacının kendisinin kazancını bildiği halde evliliği süresince gereksiz ve tutarsız harcamalar yaptığını, yıllarca eşinin icra takip borçlarını ödemek zorunda kaldığını, icra takipleriyle uğraştığını, bu olumsuz durumların iş hayatını sekteye uğrattığını, 26-27 sene bir fiil çalışarak borç ödediğini, 1988 yılında şans oyunlarından kazandığı bir daire parası kadar ikramiye kazandığını ve bunu da eşinin ısrarıyla kayınpederine verdiğini, maddî sıkıntıları olduğu zamanda da davacının her türlü hakaretlerine maruz kaldığını, davacının kadınlık vazifelerini yapmadığını, ne bir tabak yemek verdiğini ne de çamaşırlarını yıkadığını, çocuklarını kendisine düşman ettiğini, en sonunda evden kovulduğunu, bu yüzden sağlığını kaybettiğini, yedi senedir akrabalarının dükkanlarında yatarak hayatını devam ettirmeye çalıştığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin evden ayrılmasında sonra yaklaşık olarak tarafların 4 yıl bir araya gelmedikleri, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatın sürdürülmesi kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı belirtilerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına hükmolunan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla aylık 500,00 TL'ye artırılmasına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 20.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gerekçesiyle kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin 25.02.2020 tarihli ek kararı ile davacı kadının istinaf talebi süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin manevî tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu, maddî tazminat ve nafakaların az olduğunu, 20.02.2020 tarihli ek kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminat ve nafakaların miktarları ve 25.02.2020 tarihli ek karar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davanın reddi gerektiğini, kadının maddî tazminat ve nafaka taleplerinin reddi gerektiğini belirterek; kararın tümü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının istinaf dilekçesi süresinde olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince istinaf başvurusunun süresinde olmadığı yönünde verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı belirtilerek davacı kadın vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin 25.02.2020 tarihli ek kararının kaldırılmasına; erkeğe yüklenen evden ayrılma vakıasının sabit olduğu, erkeğin ayrıca eve bakmadığı, mali sorumluluklarını yerine getirmediği vakıasının da sabit olduğu, erkeğin, kadına yönelik iddialarını ispat edemediği belirtilerek kadının vakıaya yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve maddî tazminat miktarlarının az olduğu; ayrıca erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği belirtilerek kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili kısımlarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş; erkeğin istinaf talepleri ile kadının diğer istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların ve nafakaların az olduğunu belirterek kararın; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davanın reddi gerektiğini, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddi gerektiğini, miktarların fazla olduğunu belirterek; kararın tümü yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, davanın kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminatların ve nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü Maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Davalı erkeğin Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi, toplanan delillerle davalıdan kaynaklanan, davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden başkaca bir maddî olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Bu durumda; 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşulları gerçekleşmediğinden; davacı kadının manevî tazminat talebinin reddi gerekirken, kabulü usul ve kanuna aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden BOZULMASINA,
2.Tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.