"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/676 E., 2023/512 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/280 E., 2021/774 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; kadının ev işleriyle ortak çocukların bakımlarıyla ilgilenmediğini, kadının son beş yıldır telefona bağımlı hale geldiğini, online oyunlar oynayarak hesapsız harcamalar yaptığını, kadının tiyatro grubuna katıldıktan sonra eve geç saatlere kadar gelmemeye başladığını, çocuklara sürekli bağırarak fiziksel şiddet uyguladığını, erkeği sevmediğini söylediğini, tiyatrodan x isimli erkeğe mesaj ve müstehcen video gönderdiğini iddia ederek, zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, velayetini istediği ortak çocukların her biri için ayrı 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, sunulan whatsapp ve mektup delillerini kabul etmediklerini, hukuka aykırı delil olduğunu, erkeğin her fırsatta kadının anneliğini yeterli bulmadığını söylediğini, kadını aşağıladığını, hakaret ettiğini ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadının yeterli olmadığını söylediğini, kadının akrabalarını ziyarete gitmediğini, 1,5 senedir erkeğin ayrı odada uyuduğunu, kadından şüphelendiğini söyleyerek kadını zorla baba evine götürdüğünü, sonra yanına gelerek aldatmış olsa dahi affettiğini söylediğini, barıştıklarını ve 3 günlüğüne birlikte tatile gittiklerini, psikolojik baskı devam ettiğinden kadının yapamayacağını söylemesi üzerine kadına fiziksel şiddet uygulayarak ve tehditle ailesinin yanına götürdüğünü ve küçük düşürdüğünü, çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillerden kadının başka bir erkekle gayriresmi şekilde karı koca hayatı yaşadığının kanıtlanamadığı, kadının çocuklarıyla ilgilenmeyerek, sürekli elindeki telefon ile meşgul olarak, evde yemek yapmayarak evlilik birliği içerisinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, kadının işyerindeki karşı cinsten bir arkadaşı ile çocuğun okulunun önünde, hastanede görülmesi sebebiyle erkeğin aldatıldığına dair yaygın söylentilerin dedikoduların çıkmasına sebebiyet verdiği, erkeğe "Boşanmak istiyorum, sana olan sevgim bitti artık" dediği, erkeğin ise tanık E.D.'ye eşini kastederek "ağzını burnunu dağıtırım uzak dursun" dediği, kadına "Sen kendi aklınla düşünemiyorsun, hiçbir şekilde hiçbir şey beceremiyorsun, sen yapamıyorsun, annene sormadan yapamıyorsun, çocuğa bakamıyorsun, işini yap, çocuklara bakamıyorsun" dediği, kadına sürekli ters, rendice edici davranışlarda bulunarak kötü sözler söylediği, kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin mutlak ve özel boşanma nedeni olan zina sebebine dayalı açılmış boşanma davasının ispatlanamadığından reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile açılan karşılıklı boşanma davalarının ise ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında "her hafta sonu cumartesi günü sabah 10:00'dan pazar günü akşam 17.00’e kadar, Milli Eğitim Bakanlığı'nın belirlediği yarıyıl tatilinin birinci haftası pazartesi günü sabah saat 10:00 ile cuma akşam saat 17:00’e kadar, her yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği birinci ara tatilin pazartesi günü sabah saat 10:00 ile cuma günü akşamı 17:00’e kadar, her yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği ikinci ara tatilin pazartesi günü sabah saat 10:00 ile cuma günü aşkam 17:00’ye kadar, dini bayramların ikinci günü sabah 09:00’dan üçüncü günü 17:00’e kadar, her yıl temmuz ayının 1.günü 10.00-31. günü 18.00 saatleri arasında" kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için tedbir nafakası isteminin reddine, çocuklar için aylık 750,00'şer TL iştirak nafakasına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının velâyet, ortak çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası ve maddî / manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tesis edilen kişisel ilişkinin erkeğin ortak çocuklarla vakit geçirmesini engellediğini, tatil günlerinde çocukların hep annede, okul günlerinde ise babada kaldıklarını, çocuklar lehine hükmedilen nafakanın kesinleşme tarihinden değil, karar tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini, mahkemenin tedbir nafakası da hükmetmesi gerektiğini, tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kişisel ilişki süresi, tedbir nafakasının reddi, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanıkların kadının yanında gördükleri kişilerden şüphelendiklerini ya da kadını arkadaşlarıyla uygunsuz bir şekilde gördüğünü beyan etmediklerini, yargılama aşamasında alınan sosyal inceleme raporlarının yeterli olmadığını belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen tazminat talepleri, erkek yararına hükmedilen tazminatlar ve miktarları, velâyet, iştirak nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kişisel ilişki süresi, tedbir nafakasının reddi, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca kişisel ilişki günlerinin arttırılmasını talep ettiklerini belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen tazminat talepleri, erkek yararına hükmedilen tazminatlar ve miktarları, velâyet, iştirak nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadına ve erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının ve erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, çocuk için tedbir nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, asıl boşanma davası ile karşı boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin çocukların menfaatine olup olmayacağı, kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu ve 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı-karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir.
İlk Derece Mahkemesince velayetleri davacı -karşı davalı babalarına verilen ortak çocuklar 28.03.2012 doğumlu ... ve 11.04.2016 doğumlu ... ile davalı -karşı davacı anneleri arasında her ayın her hafta sonu cumartesi günü saat 10:00 ile pazar günü akşam 17.00 arasında kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin, çocukların yaşı dikkate alındığında sık ve babanın velâyet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel nitelikte olduğu gözetilerek, daha uygun sürelerde kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı-karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı-karşı davalı erkek vekilinin kişisel ilişkinin süresi ve şekline yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının davalı-karşı davacı anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişki konusunu düzenleyen (4) numaralı bendinde geçen "her hafta sonu Cumartesi günü sabah 10:00'dan Pazar günü akşam 17.00’e kadar" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine "her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu cumartesi günü sabah saat 10:00'dan pazar günü akşam saat 18.00’a kadar" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...