"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/588 E., 2023/331 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaşehir 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2016/371 E., 2018/62 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın yada istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı- davalı tarafça kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden istinaf yoluna başvurulmuş, istinaf başvurusu da kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle kadın yararına tazminata, erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı erkeğin davasının kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmayan davacı-davalının, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı erkeğin davasının kabulü yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı- davalının temyiz isteminin bu yönden reddine karar vermek gerekir.
Davacı-davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilen yönler dışında kalan ve davalı-davacı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını aşağıladığını, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, sadakat yükümlülüğüne bağlı kalmadığını, üstüne yürüdüğünü ve dövmeye başladığını, boşanacağım senden diyerek evi terk ettiğini, kadına ve babasına hakaret içerikli mesajlar gönderdiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının durumu nedeniyle bakire olmadığı kanaati oluştuğunu, bu durumu saklamış olmasının evlilikte güven ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadınlık görevini yerine getirmediğini, olay günü davacının kendisine vurmaya kalkıştığını kendisinin de karşılık verdiğini, ailesine geri zekalılar diye hitap ettiğini, evlatlık olduğunu öğrendiklerini, kendisinin cüzdanından para çaldığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin kadına şiddet uyguladığı, kadının eşyalarını alırken erkeğe ve ailesine gerizekalılar dediği, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir ve 300,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrar ederek boşanma hükmüne bir diyeceği bulunmadığını, kadının kusurunun bulunmadığını, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ve tazminatların reddi yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrar ederek kusur belirlemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının da erkeğin ailesine geri zekalılar diyerek hakaret ettiği sabit olduğu, ancak erkek karşı dava dilekçesinde eşinin kendisine geri zekalı dediği vakıasına dayanmadığı, dayanılmayan vakıanın kadına kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığı; kadının erkeğin namusuna dil uzattığı bakire olmadığını etrafta yaydığını vakıasını ileri sürdüğü, dinlenen tanık .... beyanında erkeğin kızın babasına kızınız bakire değildi gibi mesajlar attığını,bunu erkeğe sorduğunda kızgınlıkla o mesajı attığını söylediğini, bu durumda erkeğin kadının bakire olmadığını etrafa yaydığı vakıanın da ispatlandığı, erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu; bu kusurların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının oluştuğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi ile karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 ve 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı kadın vekilinin erkeğin davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.