"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî tazminat talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'n un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 90.000,00 TL maddî, 90.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.12.2020 tarihli ve 2017/70 Esas, 2020/845 karar sayılı kararıyla; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı, kadının kusurlu bir davranışının ispat edilemediği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine kadının davasının kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı karşı davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 30.000,00 TL maddî, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 20.00,000 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili tarafından müvekkilinin reddedilen davası, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli ve 2021/359 Esas, 2022/130 Karar sayılı kararıyla; erkeğe yüklenen eşine küçük düşürücü söylemlerde bulunma kusurundan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, buna karşın mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı kadın vekilinin dava dilekçesinde, müvekkilinin tüm maaşını evi için harcadığını, taraflar için alınan ancak davalının babasının üzerine yapılan aile konutu için her ay 500,00 TL kredi ödediğini, faturaları her ay kendi kredi kartından ödediğini, kendisi üzerine 10.000,00 TL kredi çekildiğini, bu kredinin halen ödendiğini, iki adet telefon alındığını, ödemesinin devam ettiğini, evlilik amacıyla düğün öncesi ve sonrasında maddî masraflar yaptığını, evlilik amacıyla ve evlilik süresince yapılan masrafların tazmini için maddî tazminat talebinde bulunduklarını belirterek 90.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ettiği, bu talebin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmanın eki niteliğindeki maddî tazminat niteliğinde olmadığı, ayrı harcı tabi bağımsız bir talep olduğu, bu taleple ilgili nispi peşin harcın davacıya tamamlattırılması, harç tamamlandığı takdirde gösterilen deliller değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi, harç tamamlanmadığı takdirde ise 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 32 inci maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği belirtilerek, davalı karşı davacı erkek vekilinin kusur belirlemesine ve maddî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi hükmünün maddî tazminat yönünden kaldırılmasına, bu hususta belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili tarafından maddî tazminat yönünden davalı karşı davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen manevî tazminat yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 30.05.2022 tarihli ve 2022/3171 esas, 2022/5165 karar sayılı kararı ile davalı karşı davacı erkeğin temyiz itirazlarının dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece her ne kadar erkeğe "Kadının yaşam tarzına müdahale" vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de mahkemece dinlenen tanık beyanlarının soyut olduğunun ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin ancak mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre, erkeğin yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmadığı belirtilerek reddi ile hükmün onanmasına, davacı karşı davalı kadının maddî tazminata ilişkin temyiz itirazları yönünden ise; davacı karşı davalı kadının temyiz dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası dışındaki taleplerinden feragat ettiğini beyan ettiği, kadının dava dilekçesi ve feragat beyanı da dikkate alınarak maddî tazminat talebinin açıklattırılarak somutlaştırılması ve tüm delillerin bu çerçevede değerlendirilip feragat beyanı da dikkate alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı karşı davalı kadın vekilinin 90.000,00 TL'lik maddî tazminat talebinin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmanın eki niteliğindeki maddî tazminat niteliğinde olmadığı, ayrı harcı tabi bağımsız bir talep olduğu, başvurma harcının dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsadığı, bu taleple ilgili nispi peşin harcın davacıya tamamlattırılması, harç tamamlandığı takdirde gösterilen deliller değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi, harç tamamlanmadığı takdirde ise 492 sayılı Kanun'un 32 inci maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği, kadının yargılama aşamasında 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında maddî tazminat talebi bulunmadığından, davalı karşı davacı erkeğin de 6100 sayılı Kanun'un 123 üncü maddesi gereğince geri almayı kabul etmediğinden, davalı karşı davacı erkeğin, maddî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmünün maddî tazminat yönünden kaldırılmasına, bu hususta 492 sayılı Kanun'un 30 uncu ve 32 inci maddeleri gereğince işlem yapılarak sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, istinaf aşamasında yapılan 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki taleple ilgili 6100 sayılı Kanun'un 141 imci maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; bölge adliye mahkemesinde iki kez duruşmaya katıldıklarını, yapılan yargılama sonrasında istinaf taleplerinin haklı olduğunun ortaya çıktığını, buna karşın lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı karşı davacı erkek yararına Yargıtay bozma ilamı sonrasında bölge adliye mahkemesince yapılan duruşma nedeni ile vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 373 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı gibi Hukuk Genel Kurulu'nun 04.03.2021 tarihli ve 2021/2-96 esas, 2021/205 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Dairemizin bozma ilamı üzerine 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca yapılan duruşma kapsamında taraflara vekâlet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.