"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1200 E., 2022/2087 K.
DAVA TARİHİ : 04.10.2016
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/647 E., 2020/20 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiş, ara karar ile mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı isteminin tefrikine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının ve erkeğin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı- karşı davalı kadının ve davalı- karşı davacı erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; anlaşmazlıkların temelinin erkeğin evin giderlerini karşılarken dahi sıkıntı çıkarması ve kadına psikolojik baskı uygulaması olduğunu, erkeğin eş olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, kadının yıllarca bu baskılara katlandığını, devamlı olarak kadının annesi ve babasının taraflara maddî olarak destekte bulunduklarını, evlilik süresince kadının geçimlerini sağlamak için babasından miras kalan parayla almış olduğu evi bile sattığını, erkeğin bizzat kendisinin evi terk ettiğini iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, evlilik birliği içinde edinilen erkek adına kayıtlı taşınmazlar ve araca kadının yaptığı katkının karşılığı olarak şimdilik 1.000,00 TL bedelin erkekten tahsiline, taşınmazlar ve araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; ileri sürülen iddiaların asılsız olduğunu, kadının aile içerisin de her fırsatta en ufak bir konuşmayı, sohbeti bile kavgaya dönüştürdüğünü, erkeğin ailesinin evlerine ziyarete gelmelerini kadının istemediğini, geldiklerinde yanlarında kavga çıkardığını, kadının gereksiz ve abartılı kıskançlık gösterileri ile erkeği bunalttığını, kavga çıkararak erkeği evden kovduğunu iddia ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne ve müşterek çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı itibariyle olayların akışı karşısında mevcut delil durumu ve tüm dosya kapsamından Mahkemece yapılan değerlendirme neticesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı- karşı davacı erkeğin kendi yapması gereken işleri de davacı- karşı davalı kadına yüklemek sureti ile ve evin maddî giderlerine katkı sağlamayarak ağır kusurlu olduğu, kadının da erkeğin evden gitmesini istemekle az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 650,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 5.000,00 TL maddî tazminatın ve 5.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, tazminat miktarlarının az olduğunu, kararın ortadan kaldırılarak taleplerinin kabulü ile 100.000,00 TL manevî ve 50.000,00 TL maddî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve tazminat ile miktarı ile tazminata faiz işletilmemesi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın aleyhine kasten yaralama suçu dolayısı ile 2017/14406 savcılık hazırlık numarası ile soruşturma açıldığını, bu soruşturmanın Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi 2018/559 Esas, 2019/2350 Karar sayılı dosyası ile görüldüğünü ve sanık ... hakkında eşe karşı basit yaralama ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından verildiğini, Yerel Mahkemece bu delilin hiç değerlendirilmediğnii, ceza dosyasının istenmediğini, kadının tam kusurlu olduğunu, konusu mal varlığı olamayan bir değere ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesinin açıkça yasaya aykırılık oluşturduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, maddî ve manevî tazminat ile miktarı, iştirak ve yoksulluk nafakası ile miktarları, ihtiyati tedbir kabulü yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanmakla en azından eşinin desteğini yitiren az kusurlu kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki maddî tazminat ve boşanma davası açılmakla ayrı yaşamaya hak kazanan davacı-karşı davalı kadın için tedbir nafakası ile boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesindeki yoksulluk nafakası koşulları oluşmuş olup tedbir -yoksulluk nafakası miktarı 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde uygun ise de maddî tazminatın miktarının az olduğu, boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kadının kişilik hakları saldırıya uğramadığından 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasının koşulları oluşmadığı halde manevî tazminata karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile; kadının maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebi ile davalı- karşı davacı erkeğin manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacı- karşı davalı kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince takdiren 25.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, (hükme 8. bent olarak yazılmasına), boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kadının kişilik hakları saldırıya uğramadığından 4721 sayılı Kanun'un 174üncü maddesinin ikinci fıkrasının koşulları oluşmadığı için manevî tazminat isteğinin reddine (hükme 9. bent olarak yazılmasına), erkeğin ve kadının sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat ve maddî tazminat miktarı yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı- karşı davalı kadın tarafından açılan karşı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadına yüklenen kusurun gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğe yüklenebilecek başkaca kusur bulunup bulunmadığı, kadın yararına kabul edilen maddî tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının manevî tazminat isteminin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ıncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin adli yardım talebinin KABULÜNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
3.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.