"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/184 E., 2023/409 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çankırı 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/560 E., 2021/1035 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden kaldırılan yönlerden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, davalı erkeğin ailesi olmadan hiçbir şey yapmadığını, davacı kadının ailesinin evine gitmesine müsaade etmediğini, davalı erkeğin son üç yıldır çalışmadığını, davacı kadının maaşını elinden aldığını, ev işlerine yardım etmediğini, çocukları alıp yatılı Kalecik`e gittiğini, ortak paylaşımları kalmadığını, karı koca hayatlarının olmadığını, en son yine para nedeni ile tartışma çıktığını, davalı erkeğin şiddet uyguladığını, o günden beri tarafların ayrı yaşadıklarını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının ve 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, yaptıkları konusunda davalı erkeği bilgilendirmediğini, son olayda davacının ailesinin davalı erkeğe saldırdığını, davacı kadının eşyaları alıp evi terk ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin davacıyı ailesiyle görüştürmediği, maaşını elinden aldığı, çocuklarıyla görüştürmediği ve darp ettiği, davacı kadının da çocuklarıyla yeteri kadar ilgilenmediği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri, kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamında taraflar ortak çocuk ve toplum açısından korunmaya değer bir yarar kalmadığı, açıklanan bu eylemler neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılmasında eşlerden davalı erkeğin ağır kusurlu olup davacı kadın az kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davalı babada kalmasının küçüklerin yüksek yararına olacağı gerekçesi ile velâyetlerinin davalı babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ortak çocukları için belirlenen aylık 250,00 'şer TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılmasına, davacının yoksulluk nafakası talebinin davacının gelirinin bulunması nedeniyle reddine, davalı tarafın ağır kusurlu olduğu, davacının eşinin ekonomik desteğinden mahrum kalacağı, davacı eşin kişilik haklarına saldırı oluştuğu gerekçesi ile boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile 16.000,00 TL maddî, 16.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ziynet alacağınını ispatlanamadığı gerekçesi ile davacının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı erkek vekili, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, çocuklar için hükmedilen tedbir nafakası, baba yanında kalan çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası hükmedilmemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili, kusur belirlemesi, velâyetler, yoksulluk nafakası talebinin reddi, tazminat miktarları ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davacı kadının kardeşinin davalı erkeğe şiddet uyguladığı, kadının da bu duruma sessiz kaldığı, bu kusurun da gerekçeye eklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda yine de davacı kadının az, davalı erkeğin de ağır kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulünün ve evlilik birliğinin sarsılmasında sonucu itibari ile davacı kadının az kusurlu, davalı erkeğin ise ağır kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, ancak kusurun yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesi gerektiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince davacı kadının tedbir nafakası talebi hakkında karar verilmemesinin doğru görülmediği, ortak çocukların yargılama süresince baba yanında yaşaması nedeni ile çocuklar yönünden tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru görülmediği, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda az kusuru bulunan kadının, asgari ücret seviyesinde gelir elde etse de bu durumun kendisini yoksulluktan kurtarmayacağı, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçeleri ile davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi ile maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik, davalı erkeğin ise kusur belirlemesi ve çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusurun düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin 3.bendi, yoksulluk nafakasına ilişkin 4. bendi ile maddî ve manevî tazminata ilişkin 5. ve 6. Bentlerinin kaldırılmasına, yeniden hüküm tesis edilerek davacı kadının ortak çocuklar yararına talep ettiği tedbir nafakasının çocukların davalı babalarının yanında yaşıyor olmaları sebebiyle reddine, davacı kadın yararına dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakası takdiri ile davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 75.000 TL maddî ve 60.000 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı erkek vekili; boşanmanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, miktarları ve davacı kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili; velâyet yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
. Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesinin uygun olup olmadığı ve davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi ve 336 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.