Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4730 E. 2024/3600 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, velayet, nafaka miktarları ve maddi manevi tazminat taleplerinin yerindeliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki delillere, uygulanması gereken maddi ve usuli hukuka uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/180 E., 2023/546 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/625 E., 2021/1304 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, baskı yaptığını, ilgi göstermediğini, doğum yaptığında yanında olmadığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, en son yine davalı erkeğin tartışma çıkardığını, davacı kadının fenalık geçirdiğini, davalı erkeğin ilgilenmediğini, arayıp sormadığını, iki gün sonra aradığında ''anlaşmalı mı boşanalım'' dediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, davacı kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının eşini yok saymaya başladığını, ailesinin doldurması ile evi boşladığını, ailesinin evinde uzun süreli kaldığını, ayrıldıktan 4 ay sonra barışma kararı aldıklarını ancak davacının barışmak için yeni bir ev tutmasını, iki bilezik bir de alyans almasını istediğini, müvekkilinin kabul ettiğini, ev tuttuğunu, takılar için bir zaman istediğini ancak davacının boşanma davası açtığını belirterek davanın reddine, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı kadından alınarak davalı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin aile davetlerine ve ziyaretlere katılmadığı, davacının hastalık sürecinde davacıyı hastaneye götürüp ilgilenmediği, evlilik devam ederken davacının kişisel maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, ayrı yaşadıkları dönemde çocukların maddî ihtiyaçlarını tam olarak karşılamadığı bu nedenle tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun olmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, çocukların anne sevgisine muhtaçlığı, alıştığı ortam değerlendirildiğinde velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklara sarf edilmek üzere davacı lehine verilen aylık ayrı ayrı 250,00 TL'den toplam 500,00 TL tedbir nafakasının aynen devamına, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kusursuz sayılan ve geliri olmayan davacı lehine verilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının aynen devamına karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, birliğin bozulmasında kusuru bulunmayan yada daha az kusurlu eşin bu riskleri gerçekleşmekle davacı eşin maddî bir kaybının olduğu gerekçesi ile 20.000,00 TL maddî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davalının kusurlu eylemlerinin manevî tazminat gerektirecek yasal unsur olmadığından davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili; yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarları, maddî tazminatın miktarı ve manevî tazminat talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî tazminat, velâyet, nafakalar, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yerel mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu, çocukların yaşı, anne sevgisine muhtaçlığı ve alıştığı ortam dikkate alınarak velâyetlerin davacı anneye verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, boşanmanın fer'îsi niteliğinde bulunan manevî tazminat talebinin reddi nedeniyle davalı lehine ücreti vekâlete hükmedilmemesinde ve adli yardımlı davalı erkek aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, maddî tazminata hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı erkek vekilinin maddî tazminata yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği, ancak; davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının düşük olduğu, yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu oluşu, çocukların yaşları ve ihtiyaçları paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın yararına tedbir ve devamında yoksulluk nafakasına ve velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar yararına tedbir ve devamında iştirak nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı erkek vekilinin nafakalara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği, ancak; davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu, davalı erkeğe kusur olarak yüklenen eylemlerin davacı kadının kişilik haklarını zedeleyici nitelikte olması dikkate alındığında yerel mahkemece davacı kadın lehine manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği halde, manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleri ile davacı kadın vekilinin yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları, maddî tazminat miktarı, manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, yeniden hüküm tesis edilmesine, tedbir nafakası kısmından sonra gelmek üzere boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren başlamak kaydı ile aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacı kadına ödenmesine, tedbir nafakası kısmından sonra gelmek üzere, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren başlamak kaydı ile ortak çocukların her birisi için aylık 750,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak, davacı kadına ödenmesine, boşanma kararının kesinleşme tarihinde ödenmek kaydıyla, takdiren 30.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, maddî tazminat kısmından sonra gelmek üzere boşanma kararının kesinleşme tarihinde ödenmek kaydıyla takdiren 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun ise tüm yönlerden esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar, miktarları ve velâyet yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarları, tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ile kadın lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin uygun olup olmadığı, davacı kadın ve çocuk yararına nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve nafakaların miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.