Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4731 E. 2024/1316 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, velayetin kime verileceği, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, usul ve yasaya uygunluk tespit edildiğinden, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/313 E., 2023/748 K.

DAVA TARİHİ : 06.05.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/386 E., 2020/571 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını aşağıladığını, ailesi ile görüşmesini engellediğini, kadın ve çocuğu ile ilgilenmediğini, sürekli kahvehaneye gidip geç saatte eve geldiğini, çalışmadığını, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, kadını sürekli başka kadınlarla kıyasladığını, kadını kendi ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını, erkeğin ve ailesinin sürekli hakaret ettiklerini, babasının kadına fiziksel şiddet uygulamasına sessiz kaldığını, sürekli alkol kullandığını, herkese borç yaptığını, eve alacaklıların geldiğini, kişisel bakımına dikkat etmediğini, kadını defalarca cinsel birlikteliğe zorladığını, kadını evden kovduğunu, kadının kıyafeti ile sokağa atıldığını, erkeğin tehditte bulunduğunu, apart işleten erkeğin fuhuş suçu nedeni ile tutuklandığını, erkeğin başka kadınlar ile duygusal ilişki yaşadığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, yasal faizi ile ortak çocuk için aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, yasal faizi ile birlikte 70.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, kadının sürekli telefonu ile ilgilendiğini, kadına B.adlı kişiden ''seni seviyorum'' şeklinde mesaj geldiğini, kadına sorduğunda ''o saf attı, ben cevap vermedim.'' şeklinde cevap verdiğini, kadının telefon ve mesaj dökümlerini isteyince kadının evi terk ettiğini, kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, erkeği istemediğini ve sevmediğini söylediğini, kadının 2017 yılında evi terk ederken ortak çocuğu götürmediğini, sonrasında çocuk ile ilgilenmediğini, aldatıldığını ve küçük düşürüldüğünü iddia ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılamaya, dava dilekçesine, tanık beyanlarına ve uzman raporuna göre; süreç içinde tarafların; Nazan’ın şehir merkezinde bir evde yaşamak istemesi ve Samet’in ortak eve geç saatte gelmesi nedeni ile anlaşmazlık yaşadıkları, akabinde kadının şehir merkezinde bir iş bularak çalışmaya başladığı, bu durum taraflar arasındaki anlaşmazlığın artmasına neden olsa da kadının, erkeğin başka bir kadın ile ilişki içinde olduğunu fark etmesine dek bir arada yaşamaya devam ettikleri, tanık olarak dinlenen ve kadının kardeşi olan H.’nin, erkeği iki kez ayrı ayrı zaman (2018 yılı kış ayları ve 2019 yılı şubat ayı) ve yerde başka bir kadın ile görmesi halini kadına anlatması ile taraflar arasında ki anlaşmazlığın aldatma eksenine kaydığı, bir süre kadının bu kuşkularını eşine anlattığı ve tarafların bu neden ile sözlü tartışmalar yaşadıkları, bu tartışmaların akabinde 2019 yılı Nisan ayı içerisinde tarafların ayrılma aşamasına geldikleri ve tanık olarak dinlenen ve erkeğin annesi olan A.’nin beyanlarında açıkladığı gibi kadının boşanmak istediğini açıklayarak annesinin evine gittiği ve tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, bir daha da bir araya gelemedikleri, bu süreç içinde erkeğin fuhuşa aracılık etmek suçlaması ile hakkında soruşturma yapılmaya başlandığı ve 16.04.2019 tarihinde tutuklandığı açıkça eşinin başka kadın ile ilişki yaşamasına ve bu konuda güven sarsıcı davranışlarına muhatap olan davacı kadın için bu evlilik birliğini devam ettirmekte hiç bir hukuki ve şahsi faydanın kalmadığı, hem davacını sunduğu fotoğraf içeriklerinin hem de tanıklar N., H. ve H.’nin görgüye dair beyanlarının bu tespiti teyit eder nitelikte olduğu, bir başka dolaylı teyidin de apart işletmeciliği işi yapan erkeğin fuhuşa teşvik suçlaması ile hakkında soruşturma yapılması ve 16.04.2019 tarihinde tutuklanması halinin olduğu, bu sonuçtan tamamı ile erkeğin sorumlu ve kusurlu olduğu, dinlenen tanıklardan taraflara akrabalık bağı ile bağlı olanların daha ağırlıklı olarak bu akrabalık ilişkisi içinde ve taraflı açıklama yaptıkları ve bir kısım tanıkların sadece başkasından duyduğunu aktaran anlatımlarının değerlendirme dışında tutulduğu, tanıkların ortak olarak bahsettikleri olayların ise varlığının kabul edildiği ve tanık beyanlarında anlatılanların ise birbirini tamamlaması için birleştirerek değerlendirildiği gerekçesi ile açılan asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, karşı boşanma davasının reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında yatılı kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve aylık 800,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevîtazminata, erkeğin maddî ve manevîtazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müşterek konutu kadının telefonuna başka erkekten gelen mesaj nedeni ile yaşanan tartışma sonucunda 2016 yılı Nisan ayında terk ettiğini, terk tarihinin hatalı değerlendirildiğini, karşı tarafça dosyaya sunulan ne suretle temin edildiği belli olmayan fotoğrafların delil bildirme süresi geçtikten sonra dosyaya sunulduğu, muvafakatlarının olmamasına rağmen fotoğrafların tanığa teşhis ettirilmesi ve hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, kabul etmemekle birlikte sunulan fotoğraflara aldatma anlamına gelmediğini, silahların eşitliği ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, velâyet, kabul edilen maddî ve manevî tazminat, iştirak nafakası, reddedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, velâyet, kabul edilen maddî ve manevî tazminat, iştirak nafakası, reddedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına yüklenecek kusur bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının boşanma davasının kabulü ile erkeğin boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı, kadının ve erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacakları, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı, velâyetin anneye verilmesinin çocuğun yüksek menfaatine olup olmadığı ve iştirak nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.