Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4764 E. 2024/3541 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirleme, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçeleri değerlendirilerek usul ve yasaya uygun bulunan karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/265 E., 2023/904 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/568 E., 2022/939 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin son yıllarda eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, evin giderlerine katılmadığını ve manevî olarak ailesinin yanında olmadığını, eşi ve çocuklarıyla dışarıya çıkmaya bile çekindiğini, onlarla görünmekten korkar olduğunu, çocukları ve eşi ile faaliyet yapmamaya başladığını, kadının, erkeğin bu hareketlerinden şüphelense de olumsuz bir şey tespit edemediğini, 2020 Eylül ayı içerisinde ... isimli bir bayanın telefondan, kadını aradığını, eşiyle birlikteliğinin olduğunu ama artık ayrılmak istediğini, eşinin kendisini bırakmadığını, tehdit ettiğini söylediğini, bunun üzerine erkeğin, kendisiyle neden ilgilenmediğini anladığını, sunulan fotoğraflardan anlaşılacağı üzere erkeğin ismi geçen bayanla birlikteliğinin aşikar olduğunu, bu kadının abisini arayıp onunla görüşmeye çalıştığını, bilgiler almaya çalıştığını, erkeğin, evin içinde davacı- karşı davalı kadının ablasıyla birlikte oturdukları videoları çekip ismi geçen bayana gönderdiğini, buşekilde özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini, erkeğin diğer kadının ailesiyle, akrabaları ile bile tanıştığını, yazışmalarındaki beyanına göre diğer kadının çocuk dahi aldırdığını, erkeğin ortak konutu terk ettiğini, evliliğini sonladırmak istediğini, tarafların evlilik birliği içinde bir takım borçları ödeyebilmek için bankalardan krediler kullandıklarını, bu kredilerin yaklaşık kalan borcunun 70.000,00 TL civarında olduğunu, kredilerin kadın adına kullanıldığını, erkeğin maddî gelirinin kadına göre iyi olduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyaları için fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının evlenmeden önceki banka kefilliğini erkekten gizlediğini, 2013-2014 yılları arasında kefilliğinden olan borcu erkeğin babasının ödediğini, kadının bu tutum ve davranışı yüzünden ekonomik sıkıntıların baş göstermesi üzerine evlilik birliği içerisinde huzursuzlukların başladığını, bu olaydan sonra kadının bir eşten beklenen ilgi ve alakayı göstermediğini, sonrasında başka kefilliklerini öğrendiğini, ekonomik sıkıntı yaşamamak için yine babasından aldığı maddi desteği ile mevcut kredi borcunu ödeyebildiğini, kadının evlilik birliği içerisinde eşlerden beklenen maddi ve manevi yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirmediği gibi geçmişte ve evlilikleri içerisinde yaptığı harcamaları bile gizleyerek maddi zorluğa sebebiyet verdiğini, her yıl Marmaris'de yaşayan ablasına giderek tatilini yaptığını, 2020 Şubat ayında iş dönüşü eve geldiğinde kadın tarafından eşyalarının kapının önüne atıldığını ve kapı kilitli olduğu için eve giremediğini, bir süre abisi ve ablasının evinde kaldığını, Eylül ayında ise eşyalarını dışarı atarak erkeği evden kovduğunu, tarafların son 5 yıldır fiilen karı koca hayatı sürdüremediklerini, kapıyı kilitlemek suretiyle aile konutuna almaması sonucu erkeğin evde bulamadığı huzuru dışarıda aramasına sebebiyet verdiğini, başka kadın ile görüştüğünün doğru olduğunu, fakat davacının bunu öğrendiği halde eşi ile aile konutlarında yaşadığını ve aynı yastığa baş koyduğunu, sunulan mesajlaşmalarda kadının haberinin olduğu ve erkeğe bu konu ile ilgili hiç bir söylemde bulunmadığı, bunun da affettiğinin bir göstergesi olduğunu, mal kaçırmak amacı ile birlikte girdikleri projeyi iptal ettirerek erkeği maddi zarara uğratmak istediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, evin giderlerine katılmadığı, bu husustaki sorumluluğu kadına bıraktığı, eşine kredi çektirdiği, kredi ödemelerini kadına yaptırdığı, eşine ve ortak çocuklarına gerekli ilgiyi göstermediği, bir başka kadınla birliktelik yaşamak suretiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, diğer kadına eşiyle yaşadığı ev içerisindeki mahrem anlarının fotoğraflarını attığı, kadının ise eşini yalnız bırakıp uzun süreli tatillere gitmek suretiyle ihmal ettiği, bu itibarla eşlerin özen yükümlüğüne aykırı davrandığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çoçuklar için hükmolunan ayrı ayrı 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 500,00 TL'ye çıkarılmasına ve çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine, ispatlanamadığından kadının ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı, ziynet alacağının reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, iştirak nafakaları, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulüne, kadın lehine 60.000,00 TL maddi ve 60.000,00 TL manevî tazminata, kadın tarafından talep edilen tazminatlar yönünden faiz talebi olmadığı halde talep aşılarak faize hükmedilmesinin doğru görülmediğine, tarafların diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, iştirak nafakaları, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, karşılıklı davaların kabulü, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 327 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.