"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/657 E., 2023/944 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/122 E., 2022/882 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, anne ve kardeşinin taraflar ile birlikte yaşadıklarını, çocuklara ve kadına fiziksel şiddet uyguladığını sorumlulukları yerine getirmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, faizi ile birlikte Merve yararına aylık 1.000,00 TL, Sibel yararına 850,00 TL ve Muhammet yararına 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.500 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata; karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, yetki itirazlarının bulunduğunu, kadının açtığı davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, beyanların gerçeği yansıtmadığını, evliliği çekilmez hale getiren tarafın kadının davranışlarının olduğunu, evine ve çocuklarına bağlı bir birey olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 29.04.2021 tarih ve 2019/487 Esas, 2021/274 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadına hakaret ettiği, kadının akrabalarının eve gelmesine rıza göstermediği, ortak konutta yetişkin kız çocukları olmasına rağmen sorumsuzca davrandığı, kadının ve çocukların maddî yönden ihtiyaçlarını karşılamadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ergin olmayan çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL maddî tazminata, kadın yararına 350,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk Muhammet yararına aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, ergin olan Merve ve Sibel yönünden iştirak nafakası takdir edilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından, tazminat ve nafaka miktarları ile ergin oldukları tarihe kadar nafakaya hükmedilmemesi yönünden; davalı erkek vekili tarafından ise hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 27.01.2022 tarih ve 2021/3136 Esas, 2022/291 Karar sayılı kararı ile velâyet düzenlemesi yapılır iken önemli olanın çocuğun yüksek yararı olduğu, alınması gereken sosyal inceleme raporunun her iki eş yönünden de alınmasının gerektiği; kadın yararına tazminata hükmedilir iken infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki yapıldığı, kadının nafakaya yönelik faiz talebi hakkında olumlu- olumsuz hüküm kurulmamasının hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına hakaret ettiği, kadının akrabalarının eve gelmesine rıza göstermediği, yapılan yiyecekleri döktüğü, ortak konutta yetişkin kız çocukları olmasına rağmen sorumsuzca davrandığı, kadının ve çocukların maddî yönden ihtiyaçlarını karşılamadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu; ortak çocuk Merve Sibel’in yargılama sırasında ergin olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, Muhammet Eren’in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tedbir nafakasına karar tarihinden, iştirak ve yoksulluk nafakalarına ise kesinleşmeden itibaren yasal faiz işletilmesine, kadın yararına kesinleşmeden itibaren faiziyle 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ergin olan çocuklar yararına velâyet ve iştirak nafakasına karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ergin olan çocuklar yararına ergin oldukları tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, belirlenen tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu, kişisel ilişki süresinin uzun olduğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece gönderme kararından sonra erkeğin kadına hakaret ettiği, kadının akrabalarının eve gelmesine rıza göstermediği, yapılan yiyecekleri döktüğü, ortak konutta yetişkin kız çocukları olmasına rağmen sorumsuzca davrandığı, kadının ve çocukların maddî yönden ihtiyaçlarını karşılamadığı vakıalarının kusur olarak yüklenildiği, gönderme kararından önce kadın tarafından kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmadığı, bu durumda erkek yararına kusur belirlemesi açısından usuli kazanılmış hak oluştuğunun gözetilmediği, bu nedenle erkeğe ikinci kararda kusur olarak yüklenilen yiyecekleri dökme ve çocukların maddî ihtiyaçlarını karşılamama vakıalarının gerekçeden çıkarılmasının gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda yine de erkeğin tam kusurlu olduğu; yargılama sırasında ergin olan ortak çocuklar yararına ergin oldukları tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmemesinin isabetli olmadığı; kadın ve velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.750,00 TL yoksulluk nafakasına, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Muhammet Eren yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, nafakalara boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren yasal faizi işletilmesine, ergin olan ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, nafakalara karar tarihinden itibaren yasal faizi işletilmesine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı nafakalar ve tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri, 335 inci vd. maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.