"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/974 E., 2022/1998 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/726 E., 2020/155 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, çalışmasını istemediğinden kadının işini bırakmak zorunda kaldığını, erkeğin uyuşturucu madde kullandığını, düzenli çalışmadığını ve maddî zorluklar yaşandığını, kadından habersiz yakınlarından borç para istediğini, borlanmasına ve küçük düşmesine sebep olduğunu, kadına baskı uyguladığını, ailesiyle ve arkadaşlarıyla görüşmesini istemediğini, evde sürekli telefonuyla ilgilendiğini, güven sarsıcı davranışlar içerisinde olduğunu, sabaha karşı eve geldiğini, aldattığını, başkalarının yanında kadına hakaret ettiğini ve küçük düşürücü sözler söylediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının tüm kusurlarına ve evlilik hayatını çekilmez hale getiren tavır ve davranışlarına rağmen erkeğin, eşini sevdiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğe yüklenebilecek herhangi bir kusur olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına başka insanların olduğu ortamlarda hakaret ettiği, rencide edici, küçük düşürücü ve aşağılayıcı sözler söylediği, alkol içtiği zamanlarda taşkınlık yaptığı, kadını gereksiz yere kıskandığından dolayı psikolojik baskı uyguladığı, keyfi olarak düzenli olarak bir işte çalışmadığı, iş konusunda keyfine düşkün olduğu, bu sebeple taraflar arasında erkekten kaynaklanan geçimsizlik olduğu, erkek tanıklarının beyanlarının sebep ve saik içermeyen soyut beyanlar olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine "Geri zekalı, aptal, sende arkadaşlarında geri zekalısınız" şeklinde hakaret içerikli sözler söylemek suretiyle sözel ve alkol alıp bulundukları ortamlarda kadın eşe bağırıp psikolojik şiddet uygulayan, düzenli çalışmayıp birlik görevlerini yerine getirmekte ihmalkar davranan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek herhangi bir kusurun varlığı ispatlanamadığından boşanma davasının kabulü ile koşulları oluşmakla kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gibi tazminatların miktarları da kadın tarafından istinafa getirilmediğinden makul olduğu, boşanma davası açılmakla ayrı yaşamakta haklı olan kadın lehine tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince dava tarihinden boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu, davalı erkek tanıkları kadının çalışmadığı yolunda beyanda bulunmuşlarsa da UYAP sistemi üzerinden yapılan SGK araştırması neticesinde erkek tanıklarının beyanlarının aksine kadının çalışmasının erkeğin çalışmasına oranla daha fazla olduğu, kadının düzenli sosyal güvencesi olan ve erkeğe oranla daha iyi bir gelire sahip olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle erkeğin kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükmün kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü ve fer'ileri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü ile kadın yararına tedbir nafakası ve tazminatlara hükmedilme şartları oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.