Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4790 E. 2024/3678 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat miktarı ile ziynet alacağı davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve usul kurallarına uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2746 E., 2023/241 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/685 E., 2020/346 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı- davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.735,737 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; kadın vekilinin ziynet alacağı davası ve bu davadaki yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı- davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin reddi dışında kalan ve gerekli şartları taşıdığı anlaşılan boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadını maddî kazanç kapısı olarak gördüğünü, sürekli maddî taleplerinin olduğunu, evlilik süresince hiç çalışmadığını, evin geçimini sağlamadığını, düğünde takılan ziynetlere el koyduğunu, düğün günü dahi kavga çıkardığını, ailesine küfür ve hakaret ettiğini, ekonomik ve psikolojik baskı yaptığını, ailesi ile görüşmesini kısıtladığını 9-14 Eylül 2017'de evin anahtarını değiştirip eşyalarını dahi almasına izin vermeden onu dışarı attığını, davalı ve ailesi kadın ve ablasını döverek evden attığını, ailecek korkutup baskı yaptıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, 9 tam altın ve 10.000,00 TL paranın iadesini, gidiş dönüş uçak bileti parasının iadesini, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı vekili cevap ve karşı dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının bahsettiği paraları ile kendi adına kayıtlı ev alındığını, sürekli yalanlar söylediğini, daha önce bir evlilik yaptığını gizlediğini, hakaret ettiğini, Türkiye ile Kazakistan arasında bir para transfer aracı olarak gördüğünü ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kadının davalarının reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin kadın ve kardeşlerine yönelik pisliksiniz, şerefsizsiniz şeklinde sözler söyleyip araçtan ittiği, düğünden sonra herkesin kendi evine gittiği, bir hafta sonra ortak evde yine tartışma çıktığı, erkeğin ailesinin de eve gittiği, tartışmanın büyüdüğü bu olay nedeniyle kadın ve ailesi hakkında darp ve hakaretten dolayı ceza mahkemesinde dava açıldığı ve halen devam ettiği, kadının da sen erkek misin, etek giy, şerefsiz köpek şeklinde hakaret içeren sözler söylediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu; kadının ziynet alacağına ilişkin usulüne uygun verilen sürede harcının tamamlanmadığı; aile konutu şerhi talebine ilişkin harcı yatırılarak usulünce açılmış bir davanın olmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet alacağı talebinin kesin süre içinde gerekli harcın yatırılmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına, aile konutu şerhi ve kaldırılmasıyla ilgili davaların harcı yatırılarak açılacak ayrı bir dava konusu olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tanık listesi sunmadığını, tanıklarının dinlenilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak belirlenen tazminat miktarlarının düşük olduğunu, usulüne uygun olarak harç tamamlama muhtırasının gönderilmediğini ileri sürerek kararın erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları, ziynet alacağı davası hakkında verilen ile buna ilişkin vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, buna bağlı olarak kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatın şartlarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurların yanında erkeğin kadını tehdit ettiği, şiddet uyguladığı ve hakaret ettiğinin de sabit olduğu, belirlenen ve gerçekleşen bu duruma göre yine de erkeğin ağır kusurlu olduğu; kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğunu; erkek vekilinin süresi içinde tanık listesi sunmadığı, tanıkların dinlenilmesine karar verilen ilk celse hazır edilen tanıklarının dinlenilmesinin hukuka aykırı olmadığını, buna karşın tanık ....'nın 18.07.2019 tarihli yedinci celsede dinlenilmesinin hatalı olduğunu ancak sonuca etkili olmadığından işaret edilmekle yetinildiği; ziynet alacağına ilişkin kadın vekiline usulüne uygun şekilde kesin süre verildiği, belirtilen süre içinde harcın tamamlanmadığını, bu nedenle ziynet alacağı yönünden açılmamış sayılmasına ve buna bağlı olarak erkek yararına vekalet ücreti verilmesinin isabetli olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davacı- davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminata; davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine; 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ziynet alacağı yönünden kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminatların ve nafakaların miktarının az olduğunu, tanık listesinde olmayan kişinin tanık olarak dinlenilmesinin hatalı olduğunu, ziynet alacağı hakkında verilen karar ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı ile tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı- davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına ve bu davadaki yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Davacı- davalı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.