"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/686 E., 2023/552 K.
DAVA TARİHİ : 02.11.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Göynük Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/151 E., 2022/31 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının çocuk sahibi olmak istediğini, bunun için eşine tedavi görmeyi teklif ettiğini, fakat erkeğin kabul etmediğini, taraflar arasında 10 yıldır karı koca münasebeti de yaşanmadığını, erkeğin sadece kadının maaşı ile ilgilendiğini, düzenli bir işte çalışmadığını,kadının çalıştığı iş yerinden ayrılmak zorunda kalması nedeniyle fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını ve evden kovulduğunu, erkeğin kadına adına kredi kartı çıkartmak ve kredi çekmek suretiyle borçlandırdığını, hatta imzasını taklit ederek kredi çektiğini, sadakatsizlik eylemi içinde bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına, aylık 1.000,00 TL nafaka ile 20.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sorumluluklarını yerine getirmediğini, baba evine geri döndüğünü, erkeğin çocuk sahibi olmak için Hacettepe Hastanesinde tedavi gördüğünü, eşini aldatmadığını, kadının evi terk ettiğini, terkten 5 ay sonra bu davayı açtığını, kıskançlığı ile duygusal şiddet uyguladığını, ev işlerini yapmadığını, habersiz çektiği kredilerle ortak yaşamı çekilmez hale getirdiğini belirterek, asıl davanın reddi ile karşı/birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin erkeğin tedaviye yanaşmadığı, ekonomik vaziyetinin bozulması üzerine çalışan eşine kredi çektirmek suretiyle borç altına soktuğu, bu borçları da ödemediği, güven sarsıcı davranışlar içinde bulunduğu, son alarak eşini müşterek haneden kovarak ortak yaşama son verdiği belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak kadın lehine maddi ve manevi tazminata ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek yoksulluk nafakasına hükmedildiği
gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve 600,00 yoksulluk nafakasına,15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki dava yönünden de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü ve erkeğin reddedilen davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190, 194, 369/1, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğin kadını evden kovduğu vakıasına ilişkin tanık anlatımlarının duyuma dayalı olduğunun, bu nedenle ispatlanmayan bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.