"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/454 E., 2023/288 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/839 E., 2021/928 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda kusur belirlemesi, velâyet yönünden erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı bu yönlerden istinaf yoluna başvurmayan davalı erkeğin temyiz hakkı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; erkeğin kusur belirlemesi, velâyet yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı-davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili yargılamada davalarını ıslah ettiklerini, davacı- davalı müvekkili için dava süresince ayda 1.000,00 TL tedbir, dava kesinleştikten sonra da ayda 1.500,00 TL yoksulluk nafakası takdirine, yıllık enflasyon oranının, Tüketici Fiyat Endeksine göre ayarlanmasına, ortak çocukların her biri için 2.500,00 TL'den ayda toplam 5.000,00 TL iştirak nafakası takdirine, yıllık enflasyon oranının Tüketici Fiyat Endeksine göre ayarlanmasına, çocukların velâyetinin davacı anneye bırakılmasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, eşinin kişisel ihtiyaçlarını ve evin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı, cimri davranmak suretiyle eşine ekonomik şiddet uyguladığı, kadının kız kardeşine küfür ettiği, her akşam alkol aldığı,tarafların birbirlerine iğneleyici sözler söylediği ve tarafların uzun süre küs kaldıkları belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık ... lehine dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine, çocuk ... lehine dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 350,00 TL'ye yükseltilmesine, tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakanın iştirak nafakasına dönüştürülmesine, hükmedilen nafakaların her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, kadın lehine dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 550,00 TL'ye yükseltilmesine, tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, hükmedilen nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, nafaka ve tazminat miktarlarının az olması, dava açılmasına sebebiyet verenin erkek olmasına rağmen karşı davada aleyhine dava masrafları ve karşı vekâlet ücretine hükmedilmesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat nafakanın niteliği dikkate alındığında iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatları az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, çocuk ... lehine aylık 1.000,00 TL, çocuk ... lehine aylık 800,00 TL iştirak nafakasına, hükmedilen nafakaların her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 60.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, davacı-davalı kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, velâyet, maddî ve manevî tazminat miktarı, yoksulluk ve iştirak nafakaları miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakalar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu meddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı erkek vekilinin kusur belirlemesi ve velâyete yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.