Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4868 E. 2024/3491 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/224 E., 2023/763 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/866 E., 2022/769 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, gece hayatına düşkün olduğunu, alkol aldığını ve geceleri geç saatlerde müşterek eve geldiğini, bağımsız konut tahsis etmediğini, güven sarsıcı davranışlarının olduğunu, sürekli sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalı erkeğin borçları nedeniyle geçim sıkıntısı yaşadıklarını, müvekkilinin, eşinin borçlarının neden kaynaklandığını bilmediğini, davalının sürekli borç batağında olmasından kaynaklı ortak çocukların ve evin ihtiyaçlarının karşılamadığını, çalışmak zorunda kalan müvekkilinin, eşyalarının erkeğin annesi tarafından karıştırılarak, konfor alanına müdahale edildiğini, davalının sadakat ve dürüstlük yükümlülüklerine sürekli olarak aykırı davranışlarda bulunmasının müvekkilini yıprattığını, taraflar arasındaki evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına davacı lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının, ağır psikolojik rahatsızlık geçirdiğini, gördüğü tedavi sonucu sanrısal bozukluk (şizofreni) teşhisi konulduğunu, rahatsızlığının halen de devam ettiğini, rahatsızlığı nedeniyle hastanede yatması gerekirken hastalığını kabul etmediğini, ilaç tedavisini yarıda bıraktığını, intihara meyilli olduğunu, çocukların yanında intihara teşebbüs ettiğini, çocukların ve kadının annesinin müdahalesi ile önlendiğini, yaşanmamış olayları gerçek sanarak çevresine anlattığını, karanlıktan, evden çıkmaktan, evde yalnız kalmaktan korktuğunu belirterek, öncelikle davanın reddine karar verilmesini, aksi kanı halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 21.09.1997 tarihinde evlendikleri, ergin olmayan ortak bir çocuklarının bulunduğu, davacı kadının bir takım psikolojik rahatsızlıklarının olduğu ancak bu nedenle düzenli tedaviye gitmediği ve ilaçlarını düzenli kullanmadığı, Adli Tıp Kurumu raporu ile davacının rahatsızlığının akıl hastalığı niteliğinde olmadığının anlaşıldığı, tarafların fiili ayrılığında davacı kadının müşterek evi terk ettiği ve sonrasında davalı erkeğin tüm çabasına ve barışma girişimlerine rağmen müşterek eve dönmediği, fiili ayrılık öncesindeki yaklaşık bir yıllık süreçte davacı kadının davalı eşinden ayrı olarak salonda yattığı, davalı erkeğe karşı fazla ilgili olmadığı, sevgisini fazla göstermediği, davacı kadın tanıklarının geçimsizlik konusunda görgüye dayalı hiç bir bilgilerinin bulunmadığı, açıklanan delil durumu itibariyle taraflar arasındaki fiili ayrılığa sebebiyet veren olaylarda davacı kadın tam kusurlu olup, davalı erkeğe atfı kabil herhangi bir kusur bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 20.12.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak ve tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla aylık 500,00 TL'ye çıkarılmasına, karar tarihi olan 11.10.2022 tarihinden itibaren ise aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılarak karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen boşanma davası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın için aldırılan ATK raporunun yetersiz olduğunu belirterek kusur değerlendirmesini, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesini, çocuk ...'in tedbiren velâyetinin tarafına verildiğini ve çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;İlk Derece Mahkemesince, davacı kadına verilen kusurların yerinde olduğu, verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, tanıklar ... ve ...'in beyanı ile kadının intiharına dair anlatılan olayda tanık beyanların birbirleriyle çelişkili olması ve olay tarihinin anlaşılamaması sebebi ile kadına kusur verilmemesinin yerinde olduğu, erkeğin ise bağımsız konut temin etmediği yönüyle kusurlu bulunduğu, kadının aldırılan ATK raporunun yeterli olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre, mahkemenin kusur dağılımı isabetsiz bulunarak erkeğin hafif kadının ağır kusurlu olduğunun tespiti ile tarafların kusurlu davaranışları sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararına olacağı gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına 20.12.2019 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye çıkarılmasına, karar tarihi olan 11.10.2022 tarihinden itibaren ise aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, erkeğin çocuk için talep ettiği tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmiş ve kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve artırım şekli, reddedilen iştirak ve tedbir nafakası talepleri, tazminatların miktarının az olduğu ve davalı vekili lehine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminatlar nafakalar ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci, 323 üncü ve 326 maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.