"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/481 E., 2022/2147 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1720 E., 2021/58 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1988 tarihinde evlendiklerini, iki müşterek çocuklarının bulunduğunu, taraflar arasında tarafların ailevi ve sosyal uyumsuzluklarının ortaya çıktığını, zamanla şiddetlenen geçimsizliğin müvekkili için dayanılmaz bir hal aldığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, her gün alkol aldığını, kazancının iyi olmasına rağmen evin ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, müvekkiline hakaret ettiğini, kazancını alkole ve pavyona yatırdığını, eve alkollü arkadaşlarıyla gelmekten çekinmediğini, sorumsuz olduğunu, çocuklarla ve kadına ilgisiz olduğunu, evi terk ettiğini, davadan önce uzun yıllardır işlettiği yufkacı dükkanını devrettiğini, erkeğin maddî külfetten kaçmayı sevdiğini, babasının adına kayıtlı evde yaşadıklarını, erkeğin uzun yıllar esnaf olduğunun tespiti için sosyla ekonomik durum araştırmasının bu hususa dikkat edilerek yapılmasını istediğini belirterek, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk İrem’in velâyetinin müvekkiline tevdiine, çocuk için aylık 1.250,00 TL iştirak nafakası ve halen eğitimine devam eden ve özel üniversitede okuyup okul masrafları ciddi yekün tutan ortak çocuk Yasemin için aylık 5.000,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 250.000,00 maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 3.750,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmeyen eşine fiziksel şiddet uygulayan, alkol alarak eve geç gelen eşine hakaret eden erkeğin ağır kusurlu, erkeğe hakaret eden, onu müşterek konuttan kovan kadın daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine aylık 700,00TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 20.000,00TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili süresinde verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanmaya bir diyeceklerinin olmadığını, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, kusurlu kadın yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, evlilik sona ermeden bir ilişkiye başladığını, rahatsızlığı nedeniyle kimsenin iş vermediğini, kağıt mendil sattığını, tazminatların fahiş olduğunu belirterek kusur belirlemesi ile tazminat ve nafaka takdiri yönünden kararın kaldırılması gerektiği yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin dava dilekçesinde hiçbir vakıaya dayanmadığı, delillerini zamanında bildirilmediği, kesin sürelere riayet edilmediği, buna rağmen yerel mahkeme süresinde bildirilmeyen delillere müracaat ederek Mahkeme kararında bu delillere gerekçe olarak yer verdiği, hatalı kusur belirlemesi nedeniyle tazminat taleplerinin reddedildiğini, hükmedilen nafaka miktarlarının oldukça yetersiz olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur tespiti, tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının tüm tanıkları dinlememişse de dava dilekçesinde dayandığı tüm iddialarının dinlenen tanık beyanları ile ispat edildiği, bu nedenle kadının diğer tanıklarının dinlenmesinin sonuca etkili olmayacağı anlaşıldığından bu hususa ilişkin istinaf talebinin reddine karar vermek gerektiği, erkeğe yüklenen kusurların sabit olduğu, erkeğin ise dava dilekçesinde usulüne uygun şekilde bir vakıaya dayanmadığı bu nedenle kadına kusur yüklenemeyeceği, buna göre tam kusurlu olduğu anlaşılan erkeğin asıl davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği, ancak kadının karşı davasında hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden erkeğin boşanma davası konusuz kalmış olup erkeğin davasında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, kabule göre de, haklılık durumu dikkate alınarak asıl davada kadın lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği, değişen kusur durumu dikkate alındığında; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, ortak çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirilerek ... olmayan çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının miktarının da az olduğu, toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin konusu kalmayan boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olamadığına, kadın yararına yargılama gideri ile vekâlet ücretine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk için aylık 1.250,00 TL iştirak nafakasına karar verilerek kadının istinaf taleplerinin kusur belirlemesi, erkeğin davası, yoksulluk ve iştirak nafakaları ve tazminat talepleri yönünden kabulüne, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, kusurlu kadın yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, evlilik sona ermeden bir ilişkiye başladığını, rahatsızlığı nedeniyle kimsenin iş vermediğini, kağıt mendil sattığını, tazminatların fahiş olduğunu, bu tür kararların kadın cinayetlerine kadar varan sonuçlarla bitmekte olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve tazminatları ile reddedilen davası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl dava hakkında verilen karar, kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.